Kitabın İçeriği

Metinler

Türler ve Tür Adları

Kitapta kullanılan İngilizce tür adları, eBird veri tabanındaki güncel adlandırmalara dayanmaktadır. Türkçe adların tamamı ise Heinzel, Fitter & Parslow tarafından yazılmış ve Kerem Ali Boyla tarafından Türkçeye çevrilmiş olan Collins Kuşlar Alan Kılavuzundan alınmıştır. Bu kitap, Türkçede genel olarak doğru ve yerleşik isimlendirme sunan temel kaynak olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, Sancar Barış ve Kerem Ali Boyla tarafından yürütülen Türkçe Kuş İsimleri Projesi kapsamında, bu adlar eBird sistemine de yüklenmiştir.

Bu kitapta yer alan tür listesi esas olarak Kirwan ve ark. (1999) çalışmasına dayanmaktadır. Listeye daha sonra birkaç yeni tür eklenmiş, 2008 yılında yayımlanan Kirwan listesi 457 türle Türkiye’nin o tarihteki en güncel listesi olmuştur. O günden bu yana geçen süreçte, çok sayıda yeni tür kaydedilmiş ve yaşanan taksonomik revizyonlarla birlikte bazı taksonlar tür seviyesine yükseltilmiştir. 2025 yılı itibarıyla Türkiye kuş türlerinin sayısı 500’ü aşmıştır.

Taksonomik liste seçimi, kolay bir karar değildir. Dünyada yaygın olarak kabul gören üç ana taksonomik liste bulunmaktadır: IOC Listesi, Clements/eBird Listesi ve BirdLife International (HBW) Listesi. Bu kitapta, hem eBird ile uyumlu olması hem de Türkiye Kuş Kayıt Komitesi tarafından da tercih edilmesi nedeniyle Clements/eBird Listesi temel alınmıştır. Bu çerçevede, söz konusu listeye yansıyan tüm taksonomik güncellemeler ve revizyonlar bu kitapta da güncel olarak yer almaktadır.

Mevcut Durum ve Yayılışı

Bir türün mevcut durumunu değerlendirirken genellikle iki önemli kıstas öne çıkar: küresel ve ulusal kırmızı listeler. Kitapta en güncel küresel kırmızı liste verilmeye çalışılmıştır. Türkiye’nin resmi bir kırmızı kitabı bulunmadığı için, ulusal statüleri değerlendiren Kılıç (2005) çalışması temel alınmıştır.

Her tür metni mümkün olduğunca ilgili türün Türkiye genelindeki durumu hakkında kısa bir özet sunar. Metin, ilgili türün yayılış haritası ve bu çalışmada kullanılan coğrafi bölgeleri gösteren genel harita ile birlikte değerlendirilmelidir. Genel coğrafi bölgelerde Erol (1982) temel alınmış, Kasparek (1992) tarafından değiştirilmiş ve kuşların yayılışını etkileyen zoocoğrafi faktörlerle daha yakından örtüşmektedir. Metinlerde geçen yer adlarında, bağlı oldukları il ile birlikte gerekli olmadığı sürece verilmemiştir. Bugünkü teknoloji ile navigasyon ve internet haritalarıyla birçok alan kolayca bulunabilmektedir.

Çoğu tür için sadece Türkiye kaynaklı olan ve en dikkat çekici ya da önemli bilgilerin kaynakları belirtilmiştir. Bu kaynaklar arasında Kumerloeve (1961), Kasparek (1992a), Roselaar (1995) ve Türkiye Kuş Raporları (OST 1969, 1972, 1975, 1978; Beaman 1986; Martins 1989; Kirwan & Martins 1994, 2000a; Kirwan ve ark. 2003, baskıda) yer almaktadır.

Rastlantısal türler genellikle özet biçimde ele alınmıştır. Burada eBird’e girilen ve Türkiye Kuş Kayıt Komitesi ile eBird Hakem Heyeti tarafından onaylanan kayıtlar verilmiştir.

Üreme Biyolojisi

Bu bölüm, Türkiye’de ürediği bilinen her tür için yuvalama verilerini içermektedir. Türlerin üreme habitatı, yuva yeri ve yuvanın yapısına dair tanımların yanı sıra, bırakılan yumurta ve büyütülen yavru sayısı ile kuluçka sayısı gibi bilgiler sunulmuştur. Bazı türler için üreme yoğunluğu, başarı oranları ve komşu ülkelerle karşılaştırmalar gibi ek veriler de verilmiştir. Ayrıntılı kayıtlar, Türkiye’nin her bölgesi için üreme döneminin belirlenmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır (bkz. Üreme Biyolojisi). Aksi belirtilmedikçe, tüm veriler Türkiye kaynaklıdır. Türkiye’de ürediği bilinen ya da muhtemelen üreyen türler, ayrı bir bölümde yer alan “Üreme Dönemi” başlığı altında detaylı şekilde ele alınmıştır.

Haritalar

Haritalar yalnızca bilimsel bilgi sunan araçlar değil, aynı zamanda görsel bir anlatım biçimidir. Bu nedenle, kullanılan renkler özenle seçilmiştir. Türkiye’nin il sınırları, haritanın okunabilirliğini artırmak amacıyla belirli ölçüde sadeleştirilmiştir. Sadece büyük ölçekli haritalarda görülebilen adalar gösterilmiştir.

Kullanılan renkler, birdsoftheworld.org platformundaki haritalarla uyumlu olacak şekilde seçilmiştir:

  • Kiremit rengi: Üreyen ve yaz göçmeni bireyler. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarındaki üreme döneminde bulunan türler. Yaz göçmenleri çoğunlukla nisan ile temmuz arasında görülür.

  • Mor: Tüm yıl boyunca gözlenen yerli ve üreyen bireyler.

  • Sarı: Üreme dışı dönemlerde, geçiş sırasında veya düşük yoğunlukta gözlenen bireyler. Çoğunlukla ilkbaharda mart ve mayıs arasında, sonbaharda ağustos ile kasım arasında görülürler.

  • Açık mavi: Özellikle kış ortasında gözlenen kış göçmeni bireyler. Birçok su kuşu için özellikle ocak ve şubat ayındaki yayılışları temsil eder.

  • Siyah noktalar: Nadir türlerin kayıtlarını göstermek için kullanılmıştır.

Bu renk kodlaması ve sembol kullanımı sayesinde haritalar, türlerin mevsimsel ve coğrafi dağılımlarını kolay anlaşılır biçimde sunmayı hedeflemektedir. Noktalar, görsel karmaşayı azaltmak amacıyla ızgara sistemine göre konumlandırılmıştır. Bu düzenleme tamamen görsel okunabilirliği artırmak amacıyla yapılmıştır.

Haritalar oluşturulurken çok farklı kaynaklardan ve bilişim sistemlerinde faydalanılmıştır:

  • İlk aşamada, bugüne kadar yayımlanmış yayılış haritaları incelenmiş, Türkiye biyocoğrafyası dikkate alınarak bu haritalar bir arada harmanlanmıştır.

  • Türkiye’de kuş koruma çalışmalarında bir dönüm noktası olan Önemli Kuş Alanları yayınları (Kılıç 1989 ve Magnin & Yarar 1997) türlerin alansal yayılışları konusunda temel kaynak olmuştur. Hakan Gönenli tarafından oluşturulan ÖKA veritabanı coğrafi bilgi sistemine aktarılmış ve haritalar entegre edilmiştir.

  • Ayrıca Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ormanları ve Konya Havzası gibi çeşitli bölgelerdeki yayımlanmamış bilimsel raporlara ulaşılmış ve bu çalışmalardan elde edilen veri setleri de haritalara entegre edilmiştir.

  • Uydu görüntüleri ve hava fotoğraflarından yararlanılmış; türlerin yayılış alanları belirlenirken özellikle orman gibi belirgin habitatların sınırları dikkate alınmıştır.

  • Dağ türlerinin yayılışları için, sayısal yükseklik modelleri kullanılmış, yüksek potansiyel taşıyan ancak henüz veri bulunmayan ya da hiç ziyaret edilmemiş alanlar bu yöntemle işaretlenmiştir.

  • 2007 yılından itibaren artan öneme sahip olan Kuşbank ve eBird gibi dijital veri tabanları da bu çalışmada yaygın biçimde kullanılmıştır. Bu sistemlerdeki kayıtlar, coğrafi koordinatlarıyla birlikte analiz edilmiş ve mevsimsel dağılımları yansıtan katmanlar oluşturulmuştur.

  • 2018’de yayımlanan Türkiye Üreyen Kuş Atlası üreyen türlerin yayılışını en doğru şekilde ortaya koymaktadır1. Bu atlasın verileri haritalara mümkün olduğunca entegre edilmiştir.

  • Nadir türlerin kayıtları Türkiye Kuş Kayıt Komitesi’nin filtresinden geçmektedir ve düzenli olarak yayımlanmaktadır.

Alttürler ve taksonomi

Bu bölümler neredeyse tamamen Guy Kirwan tarafından hazırlanmıştır. İstisnalar, Rodney Martins tarafından önceden taslağı hazırlanmış az sayıdaki taksonomik notlardır. Türkiye kuşlarında alttür sınırlarını ele alırken başlangıç noktamız2 çalışması olmuştur; daha sınırlı ölçüde de olsa Kumerloeve ve Vaurie’nin tür anlatımlarına giriş niteliğindeki kapsamlı yorumlarından da yararlanılmıştır. Bu çalışmada genel olarak, Türkiye kuşları için alttür sınırlarının yeniden değerlendirilmesi hedeflenmiş ve3 ile Haffer (2003) tarafından ortaya konan alttür tanıma kriterleri temel alınmıştır.

Yazar proje süresince aşağıdaki kurumlarda bulunan Türkiye, İran ve çevre bölgelerden gelen materyaller üzerinde çalışmıştır: Natural History Museum (Tring, Birleşik Krallık), Manchester Museum (Manchester, Birleşik Krallık), University Museum of Zoology (Cambridge, Birleşik Krallık), Muséum national d’Histoire Naturelle (Paris, Fransa), Field Museum of Natural History (Chicago, ABD), Robert Koleji (İstanbul, Türkiye), Zoological Institute, Russian Academy of Sciences (St. Petersburg), National Museum of Natural History, Smithsonian Institution (Washington DC, ABD) ve National Museum of Natural History (Sofya, Bulgaristan). Ayrıca, aşağıdaki kurumlar koleksiyonlarında bulunan belirli materyallerle ilgili olarak özellikle değerli katkılar sağlamıştır: Liverpool Museum, National Museums & Galleries on Merseyside (Liverpool, Birleşik Krallık); Alexander Koenig Zooloji Araştırma Enstitüsü ve Müzesi (Bonn, Almanya); ve American Museum of Natural History (New York, ABD). Ne yazık ki, proje süresi içinde bu kurum ziyaret edilememiştir.

Aşağıda, Türkiye’den tanımlanmış (ve bazen Türkiye’ye endemik olduğu düşünülen) ancak bu çalışma kapsamında yalnızca eşanlamlı (sinonim) olarak kabul edilen taksonların listesi yer almaktadır. Bu liste4 tarafından sunulan çalışmaya dayanmakta olup,2’ten alınan bazı eklemeleri de içermektedir.2 tarafından Türkiye’ye endemik olarak değerlendirilen taksonlar yıldız * ile, geçerli olmayanlar ise † işaretiyle belirtilmiştir.

  • Tetraogallus caspius tauricus Dresser, 1876 (= T. c. caspius)
  • Tetraogallus caspius challayei Oustalet, 1877 (= T. c. caspius) †
  • Francolinus francolinus billypayni Meinertzhagen, 1933 (= F. f. francolinus)
  • Anhinga rufa chantrei (Oustalet, 1882) (= A. r. rufa)
  • Falco cherrug gurneyi Menzbier, 1888 (= F. c. cherrug?)
  • Ceryle rudis syriaca Roselaar, 1995 (= C. r. rudis)
  • Dendrocopus major paphlagoniae Kummerlöwe & Niethammer, 1935 (= D. m. pinetorum)
  • Dendrocopus medius anatoliae Hartert, 1912 (= D. m. medius)
  • Melanocorypha calandra hollomi Kumerloeve, 1969 (= M. c. calandra) †
  • Melanocorypha calandra dathei Kumerloeve, 1970 (= M. c. gaza?) †
  • Calandrella brachydactyla woltersi Kumerloeve, 1969 (= C. b. hermonensis?)
  • Calandrella rufescens niethammeri Kumerloeve, 1963 (= C. r. aharonii)
  • Galerida cristata weigoldi (Kollibay, 1912) (= G. c. subtaurica) †
  • Galerida cristata ioniae (Kollibay, 1912) (= G. c. caucasica) †
  • Galerida cristata ankarae Kummerlöwe & Niethammer, 1934 (= G. c. subtaurica) †
  • Eremophila alpestris kumerloevei Roselaar, 1995 (= E. a. penicillata)
  • Cinclus cinclus amphitryon Neumann & Paludan, 1937 (= C. c. caucasicus) †
  • Prunella modularis euxina Watson, 1961 (= P. m. modularis? – daha fazla araştırma gerekli)
  • Erithacus rubecula balcanicus Watson, 1961 (= E. r. rubecula) †
  • Saxicola rubetra senguni Kumerloeve, 1969 (= S. r. rubetra) †
  • Saxicola torquata gabrielae Neumann & Paludan, 1937 (= S. rubicola) †
  • Monticola saxatilis color Stepanyan, 1964 (= M. s. saxatilis)
  • Turdus viscivorus bithynicus Keve, 1943 (= T. v. viscivorus) †
  • Sylvia communis traudeli Kumerloeve, 1969 (= S. c. icterops) †
  • Panurus biarmicus kosswigi Kumerloeve, 1958 (= P. b. biarmicus? – daha fazla araştırma gerekli)
  • Aegithalos caudatus tephronotus (Gunther, 1865) (= A. c. alpinus)
  • Parus lugubris anatoliae Hartert, 1905 (= P. l. lugubris)
  • Sitta europaea levantina Hartert, 1905 (= S. e. caesia)
  • Sitta neumayer zarudnyi Buturlin, 1908 (= S. n. neumayer)
  • Certhia brachydactyla harterti Hellmayr, 1901 (= C. b. brachydactyla) †
  • Certhia brachydactyla stresemanni Kummerlöwe & Niethammer, 1934 (= C. b. brachydactyla)
  • Remiz pendulinus persimilis Hartert, 1918 (= R. p. pendulinus) †
  • Garrulus glandarius anatoliae Seebohm, 1883 (= G. g. krynicki)
  • Garrulus glandarius nigrifrons Buturlin, 1906 (= G. g. krynicki) †
  • Garrulus glandarius lendlii Madarász, 1907 (= G. g. krynicki) †
  • Garrulus glandarius hansguentheri Keve, 1967 (= G. g. krynicki)
  • Passer domesticus colchicus Portenko, 1962 (= P. d. domesticus) †
  • Passer domesticus mayaudi Kumerloeve, 1969 (= P. d. biblicus)
  • Montifringilla nivalis leucura Bonaparte, 1855 (= M. n. alpicola? – daha fazla araştırma gerekli)
  • Montifringilla nivalis fahrettini Watson, 1961 (= M. n. alpicola) †
  • Carduelis carduelis niediecki Reichenow, 1907 (= C. c. carduelis)
  • Loxia curvirostris vasvarii Keve, 1943 (= L. c. guillemardi) †
  • Pyrrhula pyrrhula paphlagoniae Roselaar, 1995 (= P. p. pyrrhula)

Üreme Biyolojisi

Yazar: Peter Castell

Üreme Dönemi

Türkiye’de kuşların üreme dönemi, Batı Palearktik’in güney ve doğu bölgelerindeki ülkelerle büyük ölçüde benzerlik gösterir. Kuluçkaya yatma, esas olarak ilkbahar ve yaz başında gerçekleşir.

İlk yumurtalar ocak ayında bırakılır; bu türler arasında Ak Kuyruklu Kartal, Sakallı Akbaba ve Kızıl Akbaba yer alır. Yaklaşık yedi tür, örneğin Karabatak, Tepeli Pelikan, Gri Balıkçıl ve Tavşancıl, şubat ayında yumurtlamaya başlar. Mart ayında ise Tepeli Karabatak, Kaşıkçı, Boz Kaz, Kara Akbaba, Şah Kartal, Kaya Kartalı, Akça Cılıbıt, Büyük Cılıbıt, Gümüş Martı, Puhu, Alaca Baykuş, Kulaklı Orman Baykuşu, Ökse Ardıcı, Büyük Baştankara ve Ekin Kargası gibi toplam 34 tür ilk yumurtalarını bırakır.

Yumurtlama döneminin zirvesi, nisan ayının ikinci yarısıyla mayıs başında gerçekleşir. Nisan sonuna kadar yaklaşık 187 tür – tüm türlerin %62’si – ilk yumurtalarını bırakmış olur. Bu grupta ördeklerin çoğu, çeşitli kartal, çaylak ve doğan türleri, kıyı kuşları, martılar, bazı sumrular, baykuşlar, ağaçkakanlar, tarla kuşları, ardıçlar, baştankaralar, kargalar ve ispinozlar yer alır. Mayıs ayında ise 99 tür (%33) yumurtlamaya başlar; bunlar arasında Ebabil, Arıkuşu, Kum Kırlangıcı, bazı Kuyrukkakan türleri, birçok Mukallit, Kamışçın, Çıvgın, Ötleğen, Sinekkapan ve Örümcekkuşu yer alır. Yaklaşık 12 tür ilk yumurtalarını haziran ayında bırakır; bunlar arasında Kadife Ördek, Delice Doğan, Bıldırcınkılavuzu, Büyük Dağbülbülü, Çütre ve Boz Kirazkuşu yer alır. Ayrıca Arı Şahini ve Küçük Orman Kartalı da muhtemelen bu dönemde yumurtlar. Ada Doğanı ise büyük olasılıkla temmuz ayında yumurtlar. Türlerin büyük çoğunluğu (%80’den fazlası) ilk yumurtalarını nisan ve mayıs aylarında bırakır. Ancak bunlar yalnızca en erken kayıtlar olup, birçok tür mayıs, haziran ve hatta temmuz boyunca yumurtlamaya devam eder. Üreme faaliyetinin en yoğun olduğu dönem mayıs ve haziran aylarıdır.

Birçok tür birden fazla, hatta bazen üç kez kuluçkaya yatar ve uzun süren bir üreme dönemi gösterir. Küçük Batağan nisan başında yumurtlamaya başlar, ancak ağustos ortasında hâlâ kuluçkada olan bireyler gözlenmiştir. Dik Kuyruklu Ötleğen mart ayında ilk yumurtalarını bırakır; çiftler ilkbahar ve yaz boyunca yuva yapar ve eylül ortasında bile yavrulara rastlanabilir. Kaya Kırlangıcı ve Ev Kırlangıcı, eylül ayında hâlâ yuvalarda görülmüştür. Bir üreme sezonu içinde kuluçkalar arası süre hakkında çok az bilgi vardır; bu süre başarısız kuluçkaların ardından yapılan tekrar kuluçkalarla karıştırılabilir. Kuluçkalar arası birkaç hafta olabilir, ancak İç Anadolu’da gözlenen erkek Boz Kuyrukkakan yeni uçmuş yavrularını beslerken, dişisinin yakınlarda ikinci kuluçka için yuva yaptığı gözlenmiştir.

Bazı tek kuluçkalı türlerde de üreme dönemi uzundur. Uzunbacak ve Kılıçgaga ilk yumurtalarını nisan sonunda bırakır, ancak haziran boyunca ve temmuz ortasına kadar yumurtlama kayıtları vardır. Bu geç kuluçkalar büyük olasılıkla ilk yuvaların başarısız olması sonrası yapılan ikinci denemelerdir.

Üreme döneminin zamanlamasını etkileyen birçok genel faktör bilinmektedir: gündüz süresi, enlem, deniz seviyesinden yükseklik, sıcaklık, bitki örtüsünün gelişimi ve yavrular için yiyecek bulunabilirliği. Bu faktörlerin çoğu birbiriyle ilişkilidir. Türlerin Türkiye genelinde yaygın dağılımı olduğunda, en erken üreme kayıtları genellikle batı ve güneydeki sıcak kıyı ve ova bölgelerindendir; en geç kayıtlar ise doğu ve kuzeydoğudaki dağlık alanlardan gelir. Metin boyunca bu örnekler sıkça verilmiştir. Uludağ’da Taşkuşu 800 metre rakımda daha erken ürerken, zirvedeki popülasyonlar yaklaşık bir ay sonra kuluçkaya başlar. Yüksek rakımlarda yuva yapan türlerde daha geç üreme beklendiği gibi gerçekleşir. Örneğin Büyük Dağbülbülü ve Kulaklı Toygar ancak nisan ortasında yumurtlamaya başlar. Urkeklik ise nisan ayında yumurtlamaktadır.

Bazı yaz göçmeni türler, örneğin Kara Başlı Çinte, üreme alanlarına varır varmaz kuluçkaya başlar. Diğer türler, örneğin Saz Kamışçını ve Büyük Kamışçın, yuvalarını gizlemek için bitki örtüsünün gelişmesini beklemek zorunda kalabilir. Flamingo’nun yumurtlama dönemi nisan başından haziran ortasına kadar uzanır ve bu süre su seviyelerine bağlı olabilir.

Üreme döneminin başlangıcı hakkında, sonlanmasından daha fazla bilgi mevcuttur. Kuş gözlemcileri genellikle nisan ile haziran arasında Türkiye’yi ziyaret eder, temmuz ve ağustos aylarında sıcaklık nedeniyle gözlem faaliyetleri azalır. Bu geç döneme ait ciddi boşluklar vardır. Örneğin, Tarla Çintesi’nin uçmuş yavrularına dair hiç kayıt bulunmamaktadır. Richard Porter, eylül ayında birçok türün ötüşünü duyduğunu belirtmiştir; bunlar arasında Saka, Bahçe Çintesi ve Kara Kulaklı Kuyrukkakan yer alırken, ekim ayında Ak Sırtlı Kuyrukkakan ve Orman Toygarı ötüşleri kaydedilmiştir. Elbette bazı türler üreme dışı dönemlerde de öter, bu dönemde sahada yuva arayan gözlemci sayısı oldukça azdır.

Üreme kayıtlarının, doğrudan kuş gözlemcilerinin hareketleriyle ilişkilendirilmesi riski vardır. Göksu Deltası gibi sık gözlenen bölgelerden çok sayıda veri bulunurken, doğunun geniş kesimlerinden kayıtlar belirgin şekilde eksiktir. Örneğin, Türkiye’nin doğusunda nisan ve mayıs aylarına ait kayıtlar oldukça azdır çünkü gözlemciler bu bölgeyi genellikle haziran ayında ziyaret eder. Mümkün olduğunda, bölgeler arası karşılaştırmalar yapabilmek için kayıtlar ilk yumurtlama tarihine göre geriye dönük olarak tarihlendirilmiştir.

Zorluklar

Pek çok kişinin çabasına rağmen, Türkiye’de hâlâ çok sayıda türe ait üreme bilgisi eksiktir. Ülke büyük ve çeşitlilik gösteren bir coğrafyaya sahip olduğundan, bazı habitatlarda veri toplamak oldukça zordur. Yazın kavurucu sıcağında geniş bozkırlar ve bataklıklar, bel hizasına kadar suda uzanan üç-dört metrelik sazlıklar, Karadeniz kıyılarında sonsuz yaşlı ormanlarla kaplı dik yamaçlar ve Toroslar’da haziran ayında bile karlı kalan zirveler bu zorluklara örnektir. Bu nedenle, Urkeklik yuvalarına dair detaylı kayıtların yalnızca 1876 yılına ait olması şaşırtıcı değildir. Bu tür hakkında Türkiye’de hâlâ çok şey öğrenilmesi gerekmektedir; ancak bu, genç ve oldukça zinde doğa araştırmacılarının üstlenebileceği bir iştir.

Başka birçok türde de benzer bilgi eksiklikleri vardır. Balık Baykuşu’nun üreme biyolojisi hakkında çok az şey bilinmektedir; muhtemelen Akdeniz bölgesindeki dik, kayalık ve ormanlık nehir vadilerinde yuvalanmaktadır. Ağaç Kamışçını Türkiye’de sadece (ötücü) göçmen midir, yoksa zaman zaman da ürer mi? Benekli Suyelvesi belki ürer, ancak bunu doğrulayan herhangi bir kayıt yoktur. Ak Kuyruklu Kızkuşu İç Anadolu’da göller çevresindeki nemli bozkırlarda düzenli olarak ürüyor olabilir. Eskiden ürediği bazı alanlar kurutulmuş olsa da, hâlâ birçok potansiyel habitat bulunmaktadır.

Sadece beş tür – hepsi kurak alan kuşları – Guguk’un bilinen ev sahibi olarak kaydedilmiştir. Ancak ev sahipliği yapan başka birçok türün daha olduğu muhtemeldir. Yelkovan’ın Ege ve Akdeniz’deki açık deniz adalarında ya da anakara kayalıklarında ürediği düşünülmektedir, ancak şimdiye kadar hiçbir koloni keşfedilmemiştir. Bu sadece birkaç örnektir; yine de bu kitabın daha fazla kişiyi araştırma yapmaya ve yeni bilgiler ortaya çıkarmaya teşvik etmesini umuyoruz.

Üreyen Tür Sayısı

İlk kapsamlı değerlendirmede, Türkiye’de toplam 316 kuş türünün ürediği kaydedilmiştir. Bu türlerin 300’ü düzenli üreyen tür olarak kabul edilmekte olup, bunlardan 291’inin üremesi kanıtlanmıştır5. Ayrıca 11 türün üreyebileceği düşünülmektedir, ancak bu türler için henüz somut bir kanıt bulunmamaktadır. Daha sonra yayımlanan Türkiye Üreyen Kuş Atlası çalışmasında ise 315 türün ürediği tespit edilmiş1, önceki çalışmanın geçerliliği teyit edilmiştir.