12 Sarıasma - Kargagiller
Sarıasma
Oriolus oriolus, Eurasian Golden Oriole
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yaz göçmeni ve geçit türüdür.
Muhtemelen Karadeniz ve Trakya’da çok bol bulunur. Yaprak döken ormanlarda, hatta küçük kavaklıklarda bile gözlenir. Üreyen bireylerle geç göçmenleri ayırt etmek zor olduğundan, kesin üreme alanlarını belirlemek kolay değildir. Nehir vadileri, açık ormanlarla çevrili ovalar, plantasyonlar ve özellikle kavak ve meşe, nadiren de çınar ve huş içeren yaprak döken baltalıklarda ürer. Batı ve Orta Anadolu’da 0–1200 m, Doğu Anadolu’da ise 2200 m’ye kadar görülür. Ağaçsız bozkırlarda ve dağlık bölgelerde üremez.
Geçiş dönemlerinde daha yaygındır ve sayıca fazladır. İlkbahar geçişi nisan ortasından itibaren başlar ve mayıs ayında en yoğun döneme ulaşır. 2 Nisan tarihli erken bir kayıttan söz edilmektedir1. Kuzeyde, geçiş haziran başına kadar sürebilir. Sonbaharda daha az sayıda görülür. İstanbul Boğazı’nda sonbahar göçü ağustos sonu ile eylül ortasında zirve yapar ve genellikle eylül sonunda tamamlanır. Kızılırmak Deltası’nda 15 Ekim tarihli geç bir kayıt mevcuttur.
Üreme
Yuvalama alanı: Açık, genellikle yaşlı ve yaprak döken ormanlarda ürer.
Yuvası: Genellikle bir ağacın yüksekteki yatay dalları arasında otlardan kâse şeklinde bir yuva yapar. Özellikle nehir boyları ve göl kenarlarında yer alan kavak ve söğüt ağaçlarını tercih eder.
Yumurta sayısı: Türkiye’de kayıt yoktur. Diğer yerlerde genellikle 3-4, nadiren 6 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Mayıs ve haziran ayında yumurta koyar. MAR: Kocaçay Deltası’nda açık alüvyonlu ormandaki yaşlı ağaçlar tercih edilir. 1993’te 31 hektarlık bir alanda 0,3 öten erkek kaydedilmiştir2. KAD. 15 Temmuz 1971’de Kızılırmak Deltası’nda, yumurtlamanın 12 Haziran’da olduğunu gösterecek şekilde yeni tüylenmiş bir yavrunun erişkinler tarafından beslendiği gözlenmiştir3. 1992’de Yörükler Ormanı’nda (Kızılırmak Deltası) en yüksek sayılar mayıs ortasında kaydedilmiştir. Nisan ortasından itibaren görülmeye başlanmış, haziran başında bile yeni alanlar kurulmuştur. 8 Mayıs’tan itibaren yuva yapımı gözlenmiş, üreme yoğunluğu ortalama 0,25 alan/ha ve en yüksek 0,55 alan/ha olarak hesaplanmıştır4. İÇA: 17 Mayıs 1998’de Ankara yakınlarında yuva yapımı gözlenmiştir. 2004 yılında Hasan Dağı’nda yerden 5 m yüksekte bir yuva bulunmuştur. DOA: Gelinkaya’da yol kenarındaki kavaklarda yerden 15 m yüksekte bir yuva bulunmuş ve bu yuvada 23-25 Haziran 2004’te dişinin kuluçkada olduğu gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Kızıl Sırtlı Örümcekkuşu
Lanius collurio, Red-backed Shrike
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yaz göçmeni ve geçit türüdür.
Özellikle Doğu Anadolu’da ve Toroslar’ın doğusunda, deniz seviyesinden en az 2300 metreye kadar olan yüksekliklerde, genellikle açık ormanlarda ve tarlalarla çevrili çalılık alanlarda bulunur. Tüm bölgelerde bulunsa da, Ege’nin güneyinde, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı bölümlerinde ve İç Anadolu’nun ağaçsız yarı bozkır alanlarında nadirdir.
Geçiş döneminde ise ülke genelinde daha yaygın, bol ve bazı yerlerde çok bol olarak kaydedilir. İlkbahar geçişi nisan başından mayıs sonuna kadar sürer; bu dönemde özellikle nisan sonu ile mayıs ortasında yoğunluk kazanır. Sonbahar geçişi ise ağustos ortasından ekim sonuna kadar devam eder ve çoğunluğu eylül ayı boyunca gözlenir. Güneyde kasım ayında da yaklaşık on iki kadar geç kayıt mevcuttur; bunların en geç olanı 17 Kasım tarihlidir.
Üreme
Yuvalama alanı: Seyrek çalılıklar, çalı çitleri, yol kenarındaki ağaç altı çalılıklar ve bazen izole çalılarda bulunur. Sık sık orman kenarlarında ya da orman açıklıklarında, ayrıca çayırlar ve ekili alanlar gibi çalılı açık alanlarda da yuvalar. Kızılırmak Deltası’nda birçok yuva, orman kenarında, dikenli çalılıklar veya çitlerin olduğu ağaçlıklı alanlarda, çayırlarda, alçak çalıların olduğu kumullarda, hatta çayırlardaki ve sazlıklardaki küçük çalılarda bulunmuştur. Burada üreme yoğunluğu hektar başına 25 üreme alanı ile toplam 650–700 çift olarak tahmin edilmiştir4. Kocaçay Deltası’nda alüvyonlu ormanın kenarındaki çalılık kumullarda yoğun bir popülasyon ürer.
Yuvası: 18 yuvada yapılan gözleme göre tercihen dikenli ve iyi korunak sağlayan bir çalıda, yerden 0,5–2 m yüksekte yuva yapar. Otlar, bitki sapları ve yosundan kâse şeklinde yaptığı yuvasını kılla ve bir miktar yünle kaplar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 4 yumurta 4 yuvada, 5 yumurta 6 yuvada, 6 yumurta ise 2 yuvada kaydedilmiştir. Bir yuvada 4 yavru 5 yuvada, 5 yavru ise 4 yuvada gözlenmiştir.
Üreme dönemi: Mayıs ayı itibariyle yumurta koyar. Yavrular haziran ve temmuzda gözükür. Yavrular tüylendikten sonra erişkinlerle birlikte uzun süre kalabilir. Bu nedenle ağustosta gözlenen aile grupları daha erken gerçekleşen üremelerin sonucu olabilir. MAR: 21 Mayıs 1967’de Kocaçay Deltası’nda yuva yapımı gözlenmiştir. 24 Haziran 1999’da, yumurtlamanın 21 Mayıs’a kadar gerçekleştiğini gösteren tüylenmiş yavrular besleyen birkaç çift kaydedilmiş, yine aynı gün büyüme evresinin dörtte üçünü tamamlamış iki yavrulu yuva, 18 Haziran 1999’da beş yumurtalı geç bir yuva, 3–4 Haziran 2006’da yumurtalı üç yuva ve yeni yumurtadan çıkmış yavrulu başka bir yuva bulunmuştur. 1973 Haziran sonunda Marmara’da beş lokalitede yiyecek taşıyan erişkinler, 28 Haziran 1973’te Uluabat Gölü’nde tüylenmiş yavrusunu besleyen bir çift gözlenmiştir. AKD: 13 Mayıs 1997’de Eğirdir’de yumurtalı bir yuva, 17 Mayıs 1996’da, 27 Mayıs 1998’de ve 13 Haziran 1993’te Demirkazık’ta yumurtlaması tamamlanmış üç yuva bulunmuştur. 7 Haziran 1996’da yavrulu iki yuva ve 7 Haziran 1998’de yumurtlamanın 18 Mayıs civarında olduğunu gösteren bir yuvada yeni yumurtadan çıkmış bir yavru gözlenmiştir. 6 Temmuz 1989’da Akseki’de bir aile grubu görülmüştür. KAR: 20 Haziran 1992’de Yeniçağa Gölü’nde yuva yapımı, 23 Haziran 1992’de yumurtaları tamamlanmamış bir yuva, 16 Haziran 1993’te yeni yumurtadan çıkmış dört yavrulu bir yuva, dört yumurtalı başka bir yuva ve yaklaşık üç günlük dört yavru bulunan başka bir yuva kaydedilmiştir. 10 Haziran 1975’te Kızılırmak Deltası’nda yuva yapımı gözlenmiş, tüylendiği en geç tarih 23 Temmuz 1971’dir3. 4 Haziran 1992’de bir erkeğin muhtemelen yuvada kuluçkadaki dişiyi beslediği kaydedilmiştir4. İÇA: 17 Haziran 1983’te Kızılcahamam’da tüylenmiş bir yavru, 16 Haziran 1993’te dört günlük yavrulu yuvalar, 27 Haziran 1992’de yarı gelişmiş bir yavru ve 22 Temmuz 1969’da Ankara varoşlarında tamamen tüylenmiş iki yavru kaydedilmiştir. DOA: 7 Haziran 1975’te Tatvan’da dört yumurtalı, 7 Haziran 2001’de Balık Gölü’nde beş yumurtalı, 13 Haziran 2001’de Van Gölü’nde yumurtalı bir yuva bulunmuştur. GDA: 9 Haziran 2006’da Işıklı’da (Gaziantep) altı yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Roselaar (1995), Türkiye’de batı ve güneydeki bireyleri nominat collurio, Doğu Anadolu’nun uç kesimlerindekileri ise kobylini alttürü olarak değerlendirmiştir. Orta Anadolu’da ise geniş bir melezleşme alanı bulunduğunu belirtmiştir. Ancak collurio ve kobylini arasındaki farkların zayıf olması ve varyasyonun güçlü biçimde klinal bir özellik göstermesi5 dikkate alındığında, kobylini ve diğer alttürlerin ayrı taksonlar olarak tanınması temelsiz bir iddia olabilir. Batı Avrupa’da collurio alttürüne ait erkek bireylerin bile farklı alttürlere ait özellikler gösterebildiği bilinmektedir6. Bizim örnekler üzerinde yaptığımız incelemeler de bu görüşü desteklemektedir6,7. Bu nedenle tür, monotipik olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca, 1990 ilkbaharında Çukurova’da yakalanan bazı bireylerin, Sibirya’da üreyen pallidus formunu andıran tüy örtüsü özellikleri taşıdığı gözlenmiştir8.
Türkistan Örümcekkuşu
Lanius phoenicuroides, Red-tailed Shrike
Rastlantısal konuktur.
Aksi belirtilmediği sürece tüm kayıtlar tek bireye aittir. 17 Ağustos 1972’de Erzurum yakınlarında9, 25 Temmuz 1977’de Çanakkale Eceabat’ta10, 16 Mayıs 1991’de Giresun Espiye’de bir erkek birey11, 3 Mayıs 1998’de Kızılırmak Deltası’nda yakalanıp fotoğraflanan bir erkek birey ve 24 Kasım 2007’de Samsun Gelemen’de fotoğraflanan ilk kışındaki bir birey12 kaydedilmiştir. Daha yeni kayıtlar şunlardır: 19 Ocak 2008’de İzmir Gediz Deltası’nda (O. Gül), 21 Ağustos 2016’da Rize Çayeli Sahili’nde, 8 Ekim 2016’da Hatay Milleyha ve sahil şeridinde (A. Atahan, M. Atahan, M. Gül; son görülme: 16 Ekim 2016), 10 Eylül 2021’de Rize Ardeşen Sahili’nde (B. Hatinoğlu), 4 Ekim 2021’de Hakkari’de (E. Kayhan, E. Yoğurtçuoğlu; son görülme: 5 Ekim 2021), 14 Ekim 2021’de Gaziantep Karkamış’ta (M. E. Tiryaki; son görülme: 27 Ekim 2021).
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Üreme dönemi yayılış alanı Orta Asya ve İran’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Eskiden Moğolistan örümcekkuşu ile birlikte, Kızıl Kuyruklu Örümcekkuşu adı altında tek bir türün alttürü olarak değerlendirilmekteydi.13, cristatus grubundaki örümcekkuşları arasındaki etkileşimleri incelemiş ve tüy örtüsü karakterleri, biyometrik ölçümler ve yuvalama dönemlerini dikkate alarak phoenicuroides’in geçici olarak monotipik bir tür olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Daha sonra yapılan bir araştırma, orijinal cristatus grubunun tür düzeyinde altı taksondan oluşabileceğini ortaya koymuştur: “kahverengi” örümcekkuşlar (cristatus, lucionensis ve superciliosus) ve “devetüyü rengi” örümcekkuşları (phoenicuroides, isabellinus ve arenarius). Bu türlerin ayrımı en iyi şekilde14 tarafından tanımlanmıştır. Isabellinus tip örneği üzerine yapılan çalışmalar15, speculigerus alttürünün isabellinus’un bir sinonimi olabileceği görüşünü destekler16.
Moğolistan Örümcekkuşu
Lanius isabellinus, Isabelline Shrike
Rastlantısal konuktur.
Aksi belirtilmediği sürece tüm kayıtlar tek bir bireye aittir. 31 Ağustos 1972’de İstanbul Burgaz’da, 15 Nisan 2001’de Mogan Gölü’nde bir erkek17, 14 Nisan 2004’te Antalya Manavgat Nehir Ağzı’nda, 30 Nisan 2004’te Göksu Deltası’nda fotoğraflanan bir erkek ve 19 Ocak 2008’de Gediz Deltası’nda fotoğraflanan ilk kışındaki bir erkek kaydedilmiştir. Daha yakın dönemden kayıtlar arasında, 2 Ekim 2008’de Şanlıurfa Karaganiş Barajı’nda, 12 Ekim 2008’de Gaziantep Karkamış Barajı Gürçay’da, 12 Aralık 2008’de Hatay Balık Gölü’nde, 22–23 Mart 2015’te Birecik’te bir birey, 10 Nisan 2016’da Bursa Çakırca Köyü’nde, 29 Ekim–2 Kasım 2016 tarihleri arasında Rize sahilinde, 20–21 Ekim 2019’da Adana Yumurtalık Lagünü’nde, 5 Ekim 2022’de Hakkari Kamışlı ile Yürekli köyleri arasında, 2–10 Kasım 2023’te Samsun Kızılırmak Deltası’nda ve 3–8 Ocak 2024’te İzmir Gediz Deltası–Sasalı Kuş Cenneti’nde gözlenmiştir.
Son taksonomik revizyon öncesinde Kızıl Kuyruklu Örümcekkuşu olarak tanımlanmış, bugün Moğolistan/Türkistan Örümcekkuşu diyebileceğimiz türü belirsiz kuşlara ait diğer kayıtlar şöyledir: 13 Mayıs 1969’da Silifke yakınlarında bir dişi18, 9 Temmuz 1981’de (olağandışı bir tarihte) Halfeti’nin güneyinde, 15 Eylül 1982’de Uluabat Gölü’nde, 11 Mayıs 1984’te Diyarbakır ve Kâhta arasında19, 16 Mayıs 1987’de Birecik’te11, 6 Ağustos 1987’de Manyas Gölü’nde, 28 Ağustos 1988’de Doğubayazıt ile Adilcevaz arasında19 ve 30 Eylül 2006’da Birecik’te20.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Üreme dönemi yayılış alanı Moğolistan ve Kuzey Çin’in kurak bölgeleridir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Eskiden Türkistan örümcekkuşu ile birlikte, Kızıl Kuyruklu Örümcekkuşu adı altında tek bir türün alttürü olarak değerlendirilmekteydi. Phoenicuroides taksonu, cristatus grubundaki örümcekkuşları arasında tüy örtüsü karakterleri, biyometrik ölçümler ve yuvalama dönemindeki farklar nedeniyle monotipik bir tür olarak önerilmiştir13. Daha sonra yapılan bir araştırma, orijinal cristatus grubunun tür düzeyinde altı taksondan oluşabileceğini ortaya koymuştur: “kahverengi” örümcekkuşlar (cristatus, lucionensis ve superciliosus) ve “devetüyü rengi” örümcekkuşları (phoenicuroides, isabellinus ve arenarius). Bu türlerin ayrımı en iyi şekilde tanımlanmıştır14. Isabellinus tip örneği üzerine çalışanlar15, speculigerus alttürünün isabellinus’un bir sinonimi olabileceği desteklemiştir16.
Uzun Kuyruklu Örümcekkuşu
Lanius schach, Long-tailed Shrike
Rastlantısal konuktur.
Türkiye’de yalnızca bir kez kaydedilmiştir. 24 Eylül 1987’de Birecik’te ilk kışındaki bir erkek birey yakalanmış, fotoğraflanmış ve örnek olarak alınmıştır21. Bu örnek, Tring Doğa Tarihi Müzesi’nde muhafaza edilmektedir (kayıt no. 1988.23.1). Orta Doğu’daki diğer kayıtlar şunlardır: Kasım 1982’den 1983 Şubat’ının üçüncü haftasına kadar İsrail’de Sede Boqer’de batı erythronotus alttürüne ait erişkin bir erkek kaydedilmiştir21. 11–13 Nisan 2004 tarihlerinde Ürdün’ün Akaba kentinde bir birey fotoğraflanmıştır22. Ayrıca, Ekim 2004’te ve Kasım 2006 ile Nisan 2007 arasında Kuveyt’te tek bireyler gözlenmiştir20,23.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yayılış alanı Orta Asya, Hindistan, Çinhindi ve Güneydoğu Asya’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Toplanan örnek yayılış alanının batısında bulunan erythronotus alttürüne benzemektedir. Ancak alttürü kesin olarak tanımlanamamıştır21.
Büyük Örümcekkuşu
Lanius excubitor, Great Grey Shrike
Yaygın olarak az sayıda görülen kış göçmenidir.
Tek tük ağaçların bulunduğu açık arazilerir sever. Ekim sonundan mart sonuna kadar, nadiren nisan ayına kadar gözlenebilir. Doğu Anadolu ve Marmara’da ise eylülün ikinci yarısında da kaydedilmiştir. En düzenli olarak Marmara, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde görülür. Özellikle genç bireylerin sonbaharda kara alınlı örümcekkuşu ile karıştırıldığı bilinmektedir. Örneğin, Samsun ve Gelibolu’da mayıs ayında kaydedilen iki birey24,25 bu nedenle şüpheli kabul edilmiştir.
Türkiye’de pallidirostris alttürüne ait dört kayıt vardır: ilki 8 Eylül 2010’da Trabzon Yorma’da fotoğraflanmıştır. Diğer kayıtlar sırasıyla 4 Kasım 2010’da Rize Limanı, 11 Eylül 2011’de tekrar Yorma ve 30 Mart 2015’te Antalya sahilindendir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Ancak Türkiye’nin kuzeyinde Bulgaristan’da ve güneyinde Orta Doğu ülkelerinde yuvaladığı bilinmektedir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Modern dönemde arazide gözlenen bireylerden yalnızca üçünün alttürü tanımlanabilmiştir. Ankara, Eskişehir ve İstanbul’da gözlenen bu bireylerin üçü de nominat excubitor olarak tanımlanmıştır (B. Demirci, E. Yoğurtçuoğlu). Gözlemcilerin, Lanius excubitor kompleksine ait kayıtları değerlendirirken6 ve26 gibi modern tanımlama kaynaklarını dikkatle kullanmaları gerekir. Türkiye’deki tüm örnekler nominat excubitor alttürüne aittir. Bu alttüre ait örneklerden biri, 19 Ekim 1871’de Pendik’te toplanmış bir dişi (BB0792), diğeri ise 28 Ekim 1872’de Karanski’den (Marmara’da lokalitesi bilinmeyen bir yer) toplanmış bir erkektir (BB0791); her ikisi Manchester Müzesi’ndedir. Tring Doğa Tarihi Müzesi’nde ise 12 Kasım 1864’te lokalitesi bilinmeyen bir erkek (BM 88.5.1930.391), yine 19 Ekim 1871’de Pendik’ten alınmış bir erkek (BM 72.11.4.19301) ve 22 Ekim 1871’de Haranköy’den alınmış bir dişi (BM 98.9.1920.572) örnek bulunmaktadır. Ayrıca, olağandışı erken bir tarihe ait olan 23 Eylül 1898 tarihli birey dâhil olmak üzere, İstanbul civarından alınmış altı Alléon örneğinin tamamı Sofya Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde yer almakta ve excubitor alttürüne aittir.
Türkiye’de pallidirostris alttürüne ait dört kayıt mevcuttur. Öte yandan, Bulgaristan’da üreyen homeyeri alttürünün Türkiye’de en yaygın form olması beklenmesine rağmen6, Türkiye’deki örnekler bu alttüre ait değildir. Yakın zamanda İberya Örümcekkuşu olarak tür statüsü kazanan meridionalis taksonuna ait bir örneğin Robert Koleji koleksiyonunda bulunduğu ileri sürülmüştür27. Ancak bu örnek günümüzde müzede mevcut değildir28. Bu nedenle söz konusu kayıt geçerli kabul edilemez.
Kara Alınlı Örümcekkuşu
Lanius minor, Lesser Grey Shrike
Oldukça yaygın olarak nispeten az sayıda bulunan yaz göçmeni ve geçit türüdür.
Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de daha lokal olmakla birlikte, Türkiye’nin tüm bölgelerinde ürer. Karadeniz’de düzenli bir popülasyonu destekleyebilecek nadir alanlardan biri olan Kızılırmak Deltası’nda şimdiye kadar teyit edilmiş bir üreme kaydı bulunmamaktadır. İç ve Doğu Anadolu’da daha yaygındır. En az 2500 metreye kadar tepelik ve yüksek alanlarda, genellikle çalılıklar arasındaki seyrek ağaçlarda yuva yapar.
Göç dönemlerinde özellikle Doğu Anadolu’da olmak üzere ülke genelinde daha yaygın ve boldur. İlkbahar geçişi mart sonundan mayıs sonuna kadar sürer, en yoğun dönem mayıs ortasıdır ve geçiş hazirana da sarkabilir4,29. Karadeniz kıyılarına nisan sonundan önce nadiren ulaşır. İç Anadolu’da geçiş en yoğun olarak mayısın ilk haftasında gerçekleşir30. Sonbaharda ise göç temmuz sonundan ekim ortasına kadar sürer, ağustos sonu ile eylül ortasında zirve yapar.
Üreme
Yuvalama alanı: Çoğunlukla yol kenarlarında ağaçların ve baltalıkların bulunduğu açık alanlarda, ayrıca seyrek çalıların ve izole ağaçların içinde ürer.
Yuvası: Mevcut ağaçların boyuna bağlı olarak çok çeşitli yüksekliklerde yuva yapar. Örneğin, İç Anadolu’daki Karadağ’da dikenli bir armut ağacındaki altı yuva yerden 1,5–2,8 m yükseklikte, Erçek Gölü yakınlarında kavak ağaçlarında bulunan üç yuva ise yerden 5, 12 ve 12 m yüksekliktedir. İnce dallar, bitki sapları ve kökçüklerden kâse şeklinde yaptığı yuvasını tüy, kök, kıl ve yünle kaplar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 4 yumurta (1 yuvada), 5 yumurta (5 yuvada) ve 7 yumurta (1 yuvada) olarak kaydedilmiştir. Yavru sayısı hakkında doğrudan kayıt yoktur, ancak tüylenmiş yavru sayısı çoğunlukla 4–5’tir.
Üreme dönemi: Mayıs ayında yumurta koyar. Yavrular haziran ve temmuzda görülebilir. AKD: 29 Mayıs 1991’de Akseki’de yuva yapımı gözlenmiş, 12 Haziran 1973’te Pınarbaşı’nda yedi yumurtalı bir yuva bulunmuştur. 1–3 Ağustos 1971’de birkaç aile grubu gözlenmiştir. İÇA: 27–29 Mayıs 1907’de Karadağ’da her biri beş taze yumurta içeren beş yuva kaydedilmiş, 21 Haziran 1907’de yuva yapımı gözlenmiştir31. 10 Haziran 1998’de Karapınar yakınlarında çatlamaya başlayan yumurtalar bulunan bir yuvadan yumurtlamanın 21 Mayıs’ta gerçekleştiği anlaşılmıştır. 1 Haziran 1972’de Karadağ’da 1500 m yükseklikte dört yumurtalı bir yuva, 7 Haziran 1971’de Ulukışla yakınlarında bir zeytin ağacında kullanılan bir yuva gözlenmiştir. 24 Temmuz 1971’de Karadağ’da yeni tüylenmiş yavrularıyla birlikte iki çift, 22 Haziran 1973’te Ankara yakınlarında tüylenmiş yavrusuyla bir çift, 3 Temmuz 1989’da Madenşehir yakınlarında 4–5 yavrusunu besleyen iki erişkin gözlenmiştir. DOA: 2 ve 11 Haziran 2001’de Erçek Gölü yakınlarındaki üç yuvada kuluçkada olan erişkinler kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Maskeli Örümcekkuşu
Lanius nubicus, Masked Shrike
Yaygın olarak ve az sayıda olan yaz göçmenidir.
Mayıs ortasından itibaren açık meşe ve çam ormanları, narenciye bahçeleri ve zeytinlikler gibi yarı ağaçlık habitatlarda, genellikle 1100 metrenin altında, ancak en fazla 2000 metreye kadar ürer. Marmara’da lokal olarak, Ege ve Akdeniz’de genellikle iç kesimlerde, İç Anadolu’nun bitişik alanlarında32 ve Güneydoğu Anadolu’nun kuzey sınırı boyunca yaygın olarak ürer. Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun büyük bölümünde bulunmaz.
İlkbaharda mart ortasından itibaren hafif bir geçiş başlar; geçiş nisan ortası ile mayıs başı arasında zirveye ulaşır. Doğu Anadolu ve Karadeniz’de göçmen bireyler mayıs sonu ve haziran başına kadar kaydedilmiştir. Sonbahar geçişi ise ağustos ortasından ekim sonuna kadar sürer ve en yoğun dönem eylüldedir.
Görünüşe göre büyük oranda habitat kaybı nedeniyle popülasyonunun en az %10 azaldığı düşünülmektedir33. Son yıllarda yapılan atlas çalışması34, türün sanılandan daha yaygın olduğunu göstermiştir. Bu durumu destekleyen bir diğer çalışma, İliç ve Kemaliye’de üreyen bir popülasyonu ortaya koymuştur. Ayrıca, uygun iklim koşulları nedeniyle Kelkit Vadisi’nde de bulunabilir.
Üreme
Yuvalama alanı: Zeytinlikler ve meyve bahçeleri dâhil yaprak döken ve ibreli ormanların kenarlarında ve açıklıklarında, ayrıca çit çalılarının ve ağaçların bulunduğu daha açık tarım alanlarında ürer. 1993 yılında Kocaçay Deltası’nda, alüvyonlu bir ormanda 31 hektarlık bir alanda hektar başına 0,26 çiftin ürediği bildirilmiştir2.
Yuvası: Zeytin, elma, armut, incir ve çam da dâhil olmak üzere ağaçlarda ve çalılarda, en alçak 0,9 m ve en yüksek 8 m olmak üzere genellikle yerden 2-3 m yüksekte, çoğunlukla yan dallarda yuva yapar. Dallardan ve bitki saplarından kâse şeklinde yaptığı yuvasını ince kökler ve bitki lifleriyle kaplar.
Yumurta sayısı: Genellikle 5-7 yumurta bırakır. Türkiye’de 5 yumurta (5 yuvada), 6 yumurta (4 yuvada) ve 7 yumurta (1 yuvada) olarak kaydedilmiştir. Yavru sayısı: Bir yuvada 5 yavru görülmüş, başka bir kayıtta altı tüylenmiş yavru bildirilmiştir.
Üreme dönemi: Mayıs ayında yumurta koyar. Haziran ayından itibaren yavrular gözükebilir. MAR: 25 Haziran 1999’da Kocaçay Deltası’nda beş küçük yavrulu bir yuva kaydedilmiştir. En erken tüylenmiş yavru kaydı 26 Haziran 1973’te Ayvacık’tan bildirilmiştir. EGE: 18 Mayıs 1899’da İzmir yakınlarında zeytin ağaçlarında, yerden 2,5-3 m yüksekte yumurtalı yuvalar bulunmuştur35. 10 Mayıs 1950’de altı yumurtalı bir yuvada kuluçka başlamış, 15 Mayıs 1951’de yedi yumurtalı bir yuva, 8 Mayıs 1951’de ise tamamlanmamış bir kuluçka tespit edilmiştir. 12 Mayıs 1951’de bu yuvaya üç yumurta daha bırakılmıştır36. 29 Mayıs 1999’da Söke’de altı yumurtalı bir yuva bulunmuştur. AKD: 7 Mayıs 2004, 12 Mayıs 2005 ve 22 Mayıs 1993’te Uzuncaburç’ta, 21 Mayıs 1996’da Taşağıl’da yuva yapımı gözlenmiştir. 12–14 Mayıs 1987’de Çukurova’da iki yuva bulunmuştur37. 5 Haziran 1974’te İntepe’de bir incir ağacında beş yumurtalı bir yuva, 14 Haziran 1992’de Uzuncaburç’ta bir yumurtalı tamamlanmamış bir yuva, 10–18 Haziran 1992’de beş yumurtalı başka bir yuva, 10 Haziran 2006’da yine beş yumurtalı başka bir yuva ve 25 Mayıs 2007’de Side yakınlarında altı yumurtalı bir yuva bulunmuştur. 30 Temmuz 1972’de Aladağ’da gözlenen altı yeni tüylenmiş yavru dâhil, temmuz–ağustos aylarında altı yavruya ait başka kayıtlar da vardır. İÇA: 7 Haziran 1975’te Kalecik’te yuva yapımı gözlenmiş, 11 Haziran 1998’de Karapınar yakınlarında beş yumurtalı bir yuva, 10 Haziran 1998’de yeni çıkmış bir yavru görülmüştür. 21 Ağustos 2005’te İnözü Vadisi’nde iki tüylenmiş yavruyu besleyen bir erişkin gözlenmiştir. 17 Mayıs 1975’te Uludere’de tamamlanmak üzere olan bir yuva bulunmuş, 7 Temmuz 2004’te İliç yakınlarında bir meşe ağacındaki yuvada iki erişkin kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Kızıl Başlı Örümcekkuşu
Lanius senator, Woodchat Shrike
Yaygın olarak nispeten çok sayıda bulunan yaz göçmeni ve geçit türüdür.
Ege’de, daha lokal olarak Marmara’da, daha az sayıda Akdeniz’de, İç ve Doğu Anadolu’nun Akdeniz’e komşu bölgelerinde ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük bölümünde ürer. Diğer bölgelerde ise muhtemelen çok lokal olarak bulunur. Genellikle narenciye bahçeleri, zeytinlikler ve diğer tarım alanlarındaki çalılık ve yarı ağaçlık habitatlarda mayıs başından itibaren ürer. Marmara ve Ege’de deniz seviyesinden 800 metreye kadar, Akdeniz’de 1200 metreye kadar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise 500–2000 metre arasında ürer5.
Geçiş dönemlerinde, özellikle ilkbaharda daha yaygın ve boldur. İlkbaharda çoğunlukla nisan ortasında geçiş yapar; mart ortasından mayıs başına kadar gözlenir. Sonbahar geçişi ise ağustos başından ekim sonuna kadar sürer ve en yoğun dönemi eylül ayıdır. Ancak sonbaharda daha seyrek olarak görülür.
Üreme
Yuvalama alanı: Açık alanlardaki yüksek ve izole çalılar, çit bitkileri, meyve bahçeleri, zeytinlikler ve açık ağaçlık alanlarda ürer.
Yuvası: Yuva genellikle bir ağaçta ya da çalıda, 1,5–2,5 m yükseklikte yer alır. Türkiye’de yüksekte yuva kaydedilmemiştir ancak İspanya’da 8 m’ye kadar yuvalar olağandır. Kökler, otlar ve diğer bitkisel malzemeden yapılan kâse şeklindeki yuva, yün, kıl ve tüylerle kaplanır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 4–7 arasında değişmekte, çoğunlukla 5–7 yumurta bırakılmaktadır (12 yuvada). Yavru sayısı bir yuvada 4, bir yuvada 6 olarak kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Yumurtlama genellikle nisan ortasında başlar, yavrular mayıs sonu–haziran ortasında tüylenir. MAR: 21 Haziran 1973’te Vize’de, 27 Mayıs 1967’de Susurluk’ta ve 27 Haziran 1973’te Ezine’de yavrularını besleyen erişkinler gözlenmiştir. EGE: 1950–51 yıllarında İzmir ve Manisa çevresinde çoğunlukla36 tarafından kırktan fazla yuva bulunmuştur. Nisan ortasında yuva yapımı gözlenmiş, en erken tamamlanmış kuluçka 20 Nisan’da, en geç 3 Haziran’da kaydedilmiştir. Büyümüş yavrular genellikle mayıs sonunda, tüylenmiş yavrular ise 20 Haziran’dan itibaren görülmüştür36,35. 22 Haziran 1966’da Menemen tepelerinde ve 30 Haziran 1966’da Marmara Gölü’nde tüylenmiş yavrular gözlenmiştir. AKD: 14 Mayıs’ta Karataş’ta beş yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir. 5–6 Temmuz 1992’de Antalya yakınlarında tüylenmiş bir yavru gözlenmiştir. DOA: 19 Mayıs 2005’te Malatya’da kuluçkada olan bir çift kaydedilmiştir. GDA: 9–17 Mayıs 2004’te Durnalık’ta yumurtlamaya hazır üç boş yuva bulunmuş, 2 Haziran 2001’de aynı yerde yeni yumurtadan çıkmış bir yavru ve 7 Haziran 2006’da başka bir yuvada yarı gelişmiş altı yavru görülmüştür. 11 Mayıs 2004’te Birecik’te yumurtlamaya hazır bir yuva kaydedilmiş, 9 Haziran’dan sonra Gaziantep civarında yeni tüylenmiş yavrular gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Trakya, Marmara ve Ege boyunca güneyde Bodrum çevresine kadar nominat senator alttürü bulunur. Marmara ve Ege’deki bazı bireylerde, orta kuyruk teleklerinin tabanında bir miktar beyazlık görülebilir. Hatay’ın doğusundan başlayarak kuzeyde Kars’a kadar olan bölgede ise niloticus alttürü yayılış gösterir. Göksu Deltası’ndaki bireylerin de niloticus olması muhtemeldir. Akdeniz kıyıları ile Ege’nin güneybatı ucundaki bireylerin hangi alttüre ait olduğu ise belirsizdir.
Alakarga
Garrulus glandarius, Eurasian Jay
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yerlidir.
İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da uygun habitatların bulunmadığı alanlarda görülmez. Deniz seviyesinden en az 2000 metreye kadar, yaprak döken ormanlar, makiler, zeytinlikler ve turunçgil bahçelerinde yaygın olarak bulunur. Ayrıca, Toroslar ve Kuzeydoğu Anadolu Dağları boyunca uzanan iğne yapraklı ormanlar da dahil olmak üzere her tür ormanlık alanda ürer. Bazı kışlar, özellikle kuzey ve batı bölgelerine az sayıda göçmen iner. Örneğin, 24 Eylül–3 Ekim 1980 tarihleri arasında Borçka’da günde yaklaşık 100 bireyin göç ettiği kaydedilmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Hem yaprak döken hem de iğne yapraklı orman ve korularda, zeytinliklerde ve yüksek fundalıklarda ürer.
Yuvası: Ağaçlarda ve yüksek çalılarda yuva yapar. Yuva, çalı çırpı ve ağaç dallarından örülmüş olup kök parçaları ve tüylerle astarlanmış kâse şeklindedir. Naylon iplikle astarlanmış yuvalar da kaydedilmiştir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 6 yumurta ile bir yuvada kaydedilmiştir. Yavru sayısı bir yuvada 3 olarak belirlenmiştir. Diğer bölgelerde genellikle 5–7 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Yumurtlama genellikle nisan ayında başlar. Tüylenmiş yavruların mayıs ortası ile haziran başında kaydedilmesi, kuluçkanın nisan ayının ikinci yarısında başladığını göstermektedir. EGE: 1 Haziran 1871’de İzmir yakınlarında toplanmış 3 yumurtalı kuluçka muhtemelen tamamlanmamış bir yuvaya aittir (Manchester Müzesi). 16 Mayıs 2004’te Muğla yakınlarında başka türlerce işgal edilmiş bir yuva kaydedilmiştir. 18 Mayıs 2004’te İzmir yakınlarında yeni tüylenmiş yavrular görülmüştür. 14 Mayıs 2007’de Akköy’de bir zeytin ağacında 6 günlük yavrular gözlenmiştir, bu kayıt yumurtlamanın 18 Nisan’da başladığını göstermektedir. 1 Haziran 2004’te Akköy’de 3 metre yüksekteki bir zeytin ağacında bulunan yeni ancak boş bir yuvanın, türün tipik yuvalama yapısına sahip olduğu kaydedilmiştir. AKD: 14 Nisan 1935’te Osmaniye yakınlarında yuva yapmaya hazırlanan erişkin bireyler gözlenmiştir38. 7 Mayıs 2004’te Uzuncaburç’ta elma bahçesinde 3 metre yükseklikte bulunan tamamlanmamış bir yuva kırık yumurta ile tespit edilmiştir. 12 Mayıs 2005’te aynı bölgede dikenli bir çalıda bulunan yuvada kuluçkaya yatan ya da yeni yavru çıkaran bir erişkin gözlenmiştir. 10 Haziran 2006’da bir armut ağacındaki yuvada 6 yumurta ve aynı gün başka bir yuvada tüylenmiş 3 yavru kaydedilmiştir. 17 Haziran 1996’da Uzuncaburç çevresinde bir aile grubu gözlenmiştir. İÇA: 1968–1969 arasında bilinmeyen bir tarihte Kızılcahamam’da bazı aile grupları gözlenmiştir. GDA: 7 Mayıs 2002’de Yaylacak yakınlarında yavrulu bir yuva, aynı tarihte Alan ve Mardin yakınlarında kullanılan yuvalar bulunmuştur. 8 Haziran 2002’de Uludere civarında tüylenmiş yavrular gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Glandarius grubundan ferdinandi alttürü Istranca Dağları’nda bulunur. Güneybatı Trakya’da, Keşan bölgesinde olduğu iddia edilen graceus alttürü ise ferdinandi’nin sinonimi olarak kabul edilir. Atricapillus grubundan anatoliae alttürü Güney Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu’nun güneyi ve Güneydoğu Anadolu’da, krynicki alttürü ise Samsun’dan Ağrı’ya kadar uzanan bölgede bulunur. Bu bölgelerden alınmış tahnit örnekleri mevcuttur5. Batı Karadeniz, İç Anadolu’nun doğu kesimleri ve Doğu Anadolu’daki durumu ise henüz netleşmemiştir.
Kabul görmeyen formlar arasında İstanbul’a özgü olduğu ileri sürülen hansguentheri alttürü (anatoliae’nin sinonimi), Toroslar’da tanımlanmış lendlii alttürü (anatoliae’nin sinonimi) ve Artvin ile Batum çevresinde kaydedilen nigrifrons alttürü (krynicki’nin sinonimi) yer alır5.
Saksağan
Pica pica, Eurasian Magpie
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yerlidir.
Genellikle deniz seviyesinden 3000 metreye kadar, dağınık ağaç, çalı ve fundalıkların bulunduğu açık tarım alanlarında yaşar. Üreme döneminde, İç ve Doğu Anadolu’nun ağaçsız geniş bozkır ve yarı bozkır alanlarında telefon direkleri ve diğer insan yapımı yapıları yuva olarak kullanır. Karadeniz kıyılarında, özellikle Sinop’tan Sarp’a kadar olan kesimde neredeyse hiç bulunmaz. Kızılırmak Deltası’nda nadir üreyen bir tür olarak tanımlanmış, 1992’de üç ay süren yoğun gözlemlerde sadece bir birey kaydedilmiştir3. Güneydoğu Anadolu’da, özellikle güney kesimlerde birçok alanda bulunmaz. Güney Ege ve Akdeniz kıyılarında yerli olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Yerli bir tür olarak bilinmekle birlikte bazı bölgelerde kısmi göç hareketleri gösterir. Kış aylarında, özellikle iç ve doğu bölgelerde yayılışı sınırlıdır, ancak bu dönemlerde 450 bireye kadar büyük gruplar hâlinde toplu olarak geceleme yapabilir.
Üreme
Yuvalama alanı: Dağınık ağaç ya da çalıların bulunduğu açık tarım arazileri, fundalıklar, meyve bahçeleri ve seyrek ağaçlı bölgelerde yuvalar. Ağaçların bulunmadığı İç Anadolu gibi bölgelerde telefon ve elektrik direkleri üzerinde de yuva yapar. Nadir olarak sazlıklarda da yuvaladığı bilinmektedir. İç Anadolu’da 1,7 km’lik yol şeridinde karaçalı ve akasyalarda 25 yuva gözlenmiştir39.
Yuvası: Yuva, çöplerden yapılmış kabarık bir kâse şeklindedir. Kaba astar çamurla, ince astar ise köklerle yapılır. Üzerinde çalı çırpıdan oluşan kalın bir kubbe şeklinde çatı bulunur. Türkiye’de çatısız yuva kaydı yoktur40. Ağaçların bulunmadığı bölgelerde ölü bitki sapları kullanılarak yapılmış yuvalar da görülür. 1 Mayıs 1951’de Marmara Gölü’nde, çatısı birkaç çöpten ve dikenden, gövdesi ise ölü sazlardan oluşmuş, sadece su seviyesinden 15 cm yükseklikte yapılmış sıradışı bir yuva bulunmuştur36. Terk edilmiş yuvalar kulaklı orman baykuşu, kerkenez ve muhtemelen delice doğan gibi türler tarafından kullanılır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 5 yumurta (2 yuvada), 6 yumurta (1 yuvada), 7 yumurta (2 yuvada), 8 yumurta (2 yuvada) olarak kaydedilmiştir. Yavru sayısı 3 ila 6 arasında değişmektedir (6 yuvada). Tepeli guguk, Türkiye’de bu türün yuvalarına kuluçka paraziti olarak bilinen tek türdür.
Üreme dönemi: Nisan ayında yumurta koyar. Hazirandan itibaren yavrular gözükür. MAR: En erken kayıt 26 Nisan 2003’te 6 günlük 5 yavrunun bulunduğu bir yuvaya aittir ve bu kayıt ilk yumurtanın 25 Mart civarında bırakıldığını göstermektedir. Genel olarak mart ve nisan ayları yuva kurma dönemi, nisan ortasından itibaren ise yumurtlama dönemidir. İÇA: 12 Haziran 1998’de Kulu’da bir yuvada gelişmiş yavrular gözlenmiş, 17 Haziran 1998’de Aksaray yakınlarında yeni uçmaya başlamış yavrular kaydedilmiştir. Erişkin bireylerin geç tarihlerde yuvaya çalı çırpı taşıdığı da gözlenmiştir; bu davranış yuva tamiri olarak değerlendirilmiştir. DOA: En geç kayıt, 11 Haziran 2004’te Gelinkaya’da (Erzurum) 5 yumurtalı bir yuvaya aittir. Yavrular mayıs boyunca ve haziran başında yuvada bulunur, mayıs sonundan itibaren ise uçmaya başlar.
Alttürler ve Sınıflandırma
Ülkenin batısında, kuzeyde Tokat’ın doğusundan güneyde Osmaniye’ye kadar nominat Pica alttürü bulunur. Kuzeydoğu Anadolu’da incelenmiş bir tahnit örneği olmamakla birlikte, bu bölgedeki bireylerin de büyük olasılıkla pica alttürüne ait olduğu düşünülmektedir5. Güneydoğuda, Gaziantep’in doğusundan İran sınırına ve Ağrı’nın güneyine kadar uzanan alanda bulunan kuşlar, daha iri gövdeleri ve el teleklerinde daha fazla beyazlık bulunmasıyla, pica ile Güneydoğu Rusya ve İran’ın doğusunda yaşayan bactriana formları arasında bir geçiş oluşturur5.
Göknar Kargası
Nucifraga caryocatactes, Spotted Nutcracker
Rastlantısal konuktur.
6 Kasım 1969’da Ankara ve Kırşehir sınırındaki Hirfanlı Baraj Gölü kenarındaki çamlıkta tek birey görülmüştür41. 4 Ekim 2005 sabahı, yoğun bir göç dalgasının ardından Trabzon açıklarındaki Minerva II gemisinin güvertesinde ayrıntılı biçimde tanımlanan iki birey tespit edilmiş, ardından kıyıya doğru uçmuşlardır. Daha sonra 8 Ekim 2008’de Erzurum’da, 16 Ekim 2008 ile 18 Ocak 2009 arasında İstanbul Durusu’da ve yakındaki Kemerburgaz’da 20 Ekim 2008’de görülmüştür.
1889–1894 arasında İstanbul’daki kuş pazarlarında sonbahar aylarında düzenli olarak satıldığı belirtilmiş ve bu nedenle İstanbul çevresinin kuş listesine dâhil edilmiştir27,42.25 bu kayıtların kaynağını sorgulamıştır.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yuvalama alanı Doğu ve Orta Avrupa dağları ve Kuzey Avrasya Boreal orman kuşağıdır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Ülkemizde nominat alttür bulunur.
Kırmızı Gagalı Dağ Kargası
Pyrrhocorax pyrrhocorax, Red-billed Chough
Lokal olarak nispeten çok sayıda bulunan yerlidir.
Genellikle 1800 metrenin üzerindeki dağlık bölgelerde görülür, Karadeniz Bölgesi’nde 700 metreye kadar iner. Dağ etekleri ve bozkırlarda, özellikle kış aylarında sarı gagalı dağ kargasından daha yaygındır. Şubat 1999’da Niğde Demirkazık’ta 1000 metrede büyük gruplar halinde geceleme alanlarında toplanmıştır. Bitlis Süphan Dağı’nda 3000 metreye kadar çıkmıştır. Van Gölü’ndeki Ahdamar Adası gibi uygun habitatlarda da bulunur. Doğu bölgelerinde geniş yayılış gösterir, batıda ise Uludağ’a kadar ulaşır. Güneydoğu Anadolu’da çok lokal popülasyonları vardır. Güney kıyılarında nadiren görülür.
Üreme
Yuvalama alanı: Genelde yüksek dağlardaki kaya çıkıntıları, yarlar ve geçitlerde yuvalar. Türkiye’de mağaralarda, yarlardaki çatlaklarda ve nadiren düz çıkıntılarda yuva yapar. Koloniler genellikle birkaç çiftten oluşur ancak 50 çifte kadar ulaşan büyük koloniler de kaydedilmiştir.
Yuvası: Çalı çırpı ve bitki gövdelerinden örülmüş, kalınca tüy ve yünlerle astarlanmış, şişkin bir kâse biçimindedir. Bazı yuvalar çatlakların derinliklerinde yer alırken, bazıları ise ağız kısımlarına yakın ve dışarıdan kolayca görülebilecek konumdadır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısına dair doğrudan veri bulunmamaktadır. Diğer bölgelerde genellikle 3-4 yumurta bırakır. Bir yuvada 3 yavru kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Nisan ve mayıs ayında yumurta koyar. Yavrular haziran sonrası görülebilir. KAR: 13 Mayıs 1990’da Erzurum’un kuzeyinde ve 10–11 Mayıs 1993’te Çamlıhemşin yakınlarında her birinde 25–30 kuşluk koloniler kaydedilmiştir43. 14 Haziran 2004’te İspir’de bir çiftin yuva çatlağına doğru uçtuğu, birinin ağzında muhtemelen yuvada bulunan yavruya ait dışkı parçasıyla dışarı çıktığı gözlenmiştir. İÇA: 28 Mayıs 1998’de Demirkazık’ta yavrulu bir yuva, 7 Haziran 1998’de muhtemelen gelişmiş bir yavru ve 8 Haziran 1998’de üç büyük yavru bulunan bir yuva kaydedilmiştir. Bu gözlemler, yumurtlamanın nisan sonlarında gerçekleştiğini göstermektedir. 29 Nisan 1970’te Aladağlar’da bir çift çiftleşirken ve yuva yaparken gözlenmiştir. 21 Nisan 2004’te Ereğli’de bir taş ocağında bir birey yuvalama çatlağına girerken görülmüştür. DOA: 10 Haziran 1975’te Ani’de bir yuvada yavru gözlenmiş, 12 Haziran 2001’de Nemrut Dağı’nda gelişmiş bir yavrunun bulunduğu yuva tespit edilmiştir. Haziran sonu ve temmuz başında Van yakınlarında tüylenmiş yavrular gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’nin tamamında docilis alttürü bulunur.
Sarı Gagalı Dağ Kargası
Pyrrhocorax graculus, Alpine Chough
Lokal olarak çok sayıda bulunan yerlidir.
Toros Dağları boyunca, İç Anadolu’nun güney sınırında ve Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz’in dağlık kesimlerinde yüksek rakımlarda bulunan, yerli ancak az sayıda bir türdür. Bu bölgelerde bazı yerlerde yüksek sayılarda kaydedilmiştir. Uludağ’dan da düzenli ancak az sayıda kayıt vardır. Ege’deki durumu net değildir, ancak İzmir’in doğusundaki dağlarda nadiren görülmektedir. Genellikle 2500 metre üzerindeki alanlarda ürer. Ancak Güneydoğu Anadolu’da 1500 metrede, Doğu Anadolu’da Munzur bölgesinde ise 1400 metrede ürediği belirlenmiştir. Kışın yayılımı sınırlıdır ve nadiren alçak rakımlara iner.
Üreme
Yuvalama alanı: Yüksek dağların kayalık çıkıntıları ve yarlarında yuvalar. Türkiye’de 3500 m’ye kadar yükseklikte üreme kaydedilmiştir.
Yuvası: Yarlardaki deliklerde ve çatlaklarda çalı çırpı, kökçük, ot ve tüylerle astarlanmış bir yuvadır.
Yumurta ve yavru sayısı: Türkiye’de yumurta sayısına dair doğrudan kayıt bulunmamaktadır. Diğer bölgelerde genellikle mayıs ayında 4 yumurta bırakır, ancak sayı 3 ila 6 arasında değişebilir. Yunanistan’ın Parnassus bölgesinde 1874–1900 yılları arasında toplanmış örneklerde, 8 Mayıs–26 Mayıs arasında toplanan kuluçkalarda 3, 4 ve 5 yumurta sayılmıştır.
Üreme dönemi: Haziran ayında yumurta koyar, yavrular ağustos sonuna kadar görülebilir. AKD: 14 Ağustos 2004’te Aladağlar’da aktif bir yuva tespit edilmiştir. Bunun dışında detaylı üreme verisi bulunmamaktadır. DOA: 31 Mayıs 1969’da Van-Görentaş’ın batısında, 3500 m yükseklikte yuva malzemesi taşıyan 6 birey gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Roselaar5, Toroslar, İzmir Bozdağ ve muhtemelen Güneydoğu Anadolu’da digitatus alttürünün bulunduğunu öne sürmüştür. Öte yandan, Uludağ ve Kuzeydoğu Anadolu Dağları’nda tahnit örnekleri incelenmemiş olsa da burada bulunan bireylerin graculus alttürüne ait olduğu varsayılmaktadır.
Küçük Karga
Coloeus monedula, Western Jackdaw
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yerlidir.
Yerleşim alanlarında ve yıkık yapıların çevresinde küçük ve seyrek koloniler halinde ya da alternatif olarak tarım arazilerinde ürer. Genellikle 1500 metrenin altındaki alanlarda daha yaygındır. Bazı bölgelerde yarı göçmen olabilir. Akdeniz Bölgesi boyunca pek rastlanmaz, Karadeniz Bölgesi’nde ise üreme döneminde sadece bazı lokal noktalarda bulunur.
Kuzeyde, İstanbul Boğazı ve diğer gözlem noktalarında yapılan sayımlarda göç ettiğine dair doğrudan bir veri olmamasına rağmen, sonbahar ve kış aylarında daha yaygın ve yüksek sayılarda görülür. Bu dönemde dikkat çekecek miktarda birey güneye doğru yer değiştirir; büyük sürüler temmuz sonundan itibaren, genellikle ağustos sonundan nisan başına kadar, üremediği kıyı bölgeleri dâhil batı ve orta bölgelerde toplanır. Tür genellikle birkaç bin birey hâlinde geceler. Kasım 1970’te Edirne’de istisnai olarak 40.000 bireyin bir arada görülmesi dikkat çekicidir9.
Üreme
Yuvalama alanı: Yerleşim yerlerinde çatılardaki delikler, duvarlar ve bacalar; yarlardaki delikler, göl ve deniz adaları, kaya çıkıntıları, yaşlı ağaçlar ve kaya çatlaklarında yuvalar. Bazen, örneğin Tuz Gölü’ndeki gibi oldukça uzak ve ulaşılması zor adalarda da ürer. Genellikle ortalama 30 çiftten oluşan koloniler hâlinde yuvalar ancak izole çiftler de olabilir.
Yuvası: Kovuğun büyüklüğüne göre farklı miktarda çerçöp, yün, tüy ve bitkisel materyalle yapılmış basit bir yuvadır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 5–7’dir (2 yuvada). Yavru sayısı belirtilmemiştir ancak birçok kayıt yuva deliklerine uçan erişkin bireylere dayanmaktadır.
Üreme dönemi: Üreme mart ortasında kur davranışıyla başlar. Yumurtlama nisan sonu–mayıs başı arasındadır. Yavrular mayıs sonu–haziran ortasında çıkar ve temmuz başında tüylenmiş olur. MAR: Manyas Gölü’nde üreyen birey sayısı bilinmemekle birlikte, Nisan 1967’de 6000 bireyin gecelediği tespit edilmiştir. EGE: 24 Nisan 2003’te yuva yapımı gözlenmiş; 14 Mayıs 1899’da İzmir yakınlarında bazıları yumurtalı, bazıları yavrulu birçok yuva tespit edilmiştir. Bu durum en erken yumurtlamanın 20 Nisan civarında olduğunu göstermektedir35. İÇA: Nisan ayında kur davranışı gözlenmiştir. 8 Mayıs’ta yuva yapıldığı kaydedilmiştir39. DOA: 1910’da mart ortasında yuva yapımı başlamış, ancak 30 Nisan’a kadar yumurtlama gerçekleşmemiştir44. 9 Haziran 2001’de Balık Gölü’nde bir adadaki yuvada üç yumurta ve henüz çıkmış iki yavru bulunmuştur. Bu durum, yumurtlamanın mayıs ortasında başladığını gösterir. 26 Haziran 2004’te Erçek Gölü’nde yuvadan uçalı yaklaşık bir hafta olmuş tüylenmiş genç bireyler gözlenmiş, bu da ilk yumurtanın mayıs başında bırakıldığını göstermektedir. GDA: 4 Haziran 1993’te tüylenmiş yavrular görülmüştür. Bu da yumurtlamanın nisan ortasında başladığını gösterir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’nin tamamında soemmerringii alttürü bulunur. Yakın zamana kadar Corvus cinsi altında sınıflandırılırdı.
Ekin Kargası
Corvus frugilegus, Rook
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yerli ve kış göçmenidir.
İlk üreme kaydı 1838’de Erzurum yakınlarında yapılmıştır45. İkinci üreme kaydı ise bir yüzyıl sonra, 1957’de Malazgirt’te (Muş) gerçekleştirilmiştir46. Bu tarihten sonra türün nispeten yerleşik olduğu, bazen çok büyük sayılarda bulunduğu ve genellikle üç bölgede yoğunlaştığı anlaşılmıştır: Trakya, İç Anadolu ve Doğu Anadolu. Tarım arazileri ve yerleşim yerlerinin çevresindeki kavaklıklarda küçük üreyen gruplar oluşturur. Güneydoğu Anadolu’da ise daha küçük koloniler kurar. Türkiye genelinde 60–65 koloni tespit edilmiş ve toplam üreyen popülasyon 6500 çift olarak tahmin edilmiştir47. Ancak sonraki araştırmalar bu sayının en az iki katı olduğunu ve koloni sayısının 85’i geçtiğini ortaya koymuştur48. Buna ek olarak, Doğu Anadolu’da en az dört koloniden daha bahsedilmektedir49. Birçok koloni gözlemciler tarafından ya hiç sayılmamış ya da yalnızca kısmen sayılmıştır. Üreme sezonundan sonra yayıldığı Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de gözden kaçan koloniler olabilir. Her durumda, Doğu Anadolu’nun türün yayılışında merkezi bir rol oynadığı ve burada daha yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Bilinen en büyük koloni, Mayıs 1993’te Ağrı’da sayılan 1200 aktif yuvadır48.
Göç döneminde ve kışın daha geniş bir yayılış gösterir, ancak yine de en yoğun olduğu yerler üreme bölgeleri çevresindedir. Güneydoğu Anadolu’ya da yayılır, ancak Akdeniz’de nadirdir. Üreme sonrası dönemde, özellikle geceleme alanlarında 10.000’i aşan sayılarla toplanabilir. 17–18 Ekim 1983’te Karasu’da (Sakarya) batıya doğru ilerleyen 21.260 birey gözlenmiştir50. Bu yüksek sayılar, bölgenin dışarıdan göç aldığını gösterebilir. 1966’da Boğaz’da yapılan gözlemler, ekim başından kasımın ilk haftasına kadar türün göç ettiğini ortaya koymuştur51. Göç muhtemelen aralık ortasına kadar devam edebilir. Türkiye’nin kuzeyinde ilkbahar göçü ise marttan nisan başına kadar sürer.
Üreme
Yuvalama alanı: Açık alanlarda, ufak koruluklarda, genelde kavaklardan oluşan ağaçlıklarda veya dere, nehir ve göl kenarlarında sıralı duran ağaçlarda yuvalar. Tarım arazileri ve bozkır alanların kenarındaki köy ve kasabalarda ya da bunların hemen çevresinde de yuvalar. Beyşehir Gölü’nde bir adada yuvaladığı kaydedilmiştir. Koloni halinde ürer; koloniler genellikle 7 çiftten birkaç yüz çifte kadar olabilir, ancak çok daha büyük koloniler de kurduğu bilinmektedir. 1993’te Ağrı’da, hepsi kullanılmıyor olsa da en az 1200 yuva; Pasinler ve Erzurum arasındaki yol boyunca ise 820 yuva tespit edilmiştir48. Genellikle koloniler tek türden oluşur ancak Balıkdamı’nda küçük ak balıkçıl, gece balıkçılı ve alaca balıkçıl ile birlikte yuvaladığı gözlenmiştir52. Eski yuvaların kerkenez, delice doğan ve kulaklı orman baykuşu tarafından da kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Yuvası: Genellikle 5-20 m yükseklikteki ağaçlara, ot, kök ve tüylerle çevrelenmiş, toprakla karışık çöplerden oluşan kâse biçiminde bir yuva yapar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısına dair veri yoktur. Diğer yerlerde 3 ila 5 yumurta bırakır. Yavru sayısı genellikle 2-3’tür. Türkiye’de çekilmiş bir fotoğraf bir yuvada 4 yavru olduğunu göstermektedir53.
Üreme dönemi: Üreme mart sonunda başlar. Yavru çıkışı nisan sonunda gerçekleşir ve yavrular mayıs ortası–haziran başında tüylenmiş olur. Üreme takvimi güney İngiltere’deki ekin kargalarınınkiyle büyük benzerlik göstermektedir. KAR: 19 Mayıs 1992’de Yeniçağa Gölü’nde, ilk yumurtaların mart sonu veya nisan başında bırakıldığını gösteren bir yuvada çoğu görülebilen 15 yavru sayılmıştır. İÇA: 20 Mart 1968’de Eskişehir’de 11 yuva yapım halinde gözlenmiş, 1 Nisan 1987’de Polatlı’da bir erişkin birey yuva malzemesi taşırken kaydedilmiştir47. 23 Nisan 2004’te Sultanhan’da 200 çiftlik bir koloni kuluçkada gözlenmiş, 20 Mayıs 2004’te birçok yuvada 2-3 tüylenmiş yavru görülmüş, bazı yavrular yuva yakınındaki dallarda tünemiştir. Bazı erişkinler ise henüz yavrular yeni çıktığı için hâlâ kuluçkada oturmaktaydı. DOA: 1910’da Erzurum’da erişkin bireyler 20 Mart’ta göçten dönmüş, 30 Mart’a kadar yuva tamir etmiş ancak 30 Nisan’a kadar yumurtlamamıştır44. 10 Haziran 2004’te Tutak’ta tüylenmiş ancak yuva çevresinden ayrılmamış yavrular gözlenmiş, aynı gün Erzurum ve Pasinler arasında bazıları tamamen tüylenmiş, bazıları ise dallarda tüneyen yavrular görülmüştür. 15 Haziran 2004’teki terk edilmiş yuvalar yumurtlamanın en geç nisan ortasında başladığını göstermektedir. 16 Haziran 2004’te Doğubayazıt’ta tüylenmiş yavrular kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de frugilegus alttürü bulunur.
Leş Kargası
Corvus cornix, Hooded Crow
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yerlidir.
Türkiye genelinde yaygın ve sık görülen yerli bir türdür. Genellikle 2500 metrenin üzerindeki yüksek dağlık alanlarda bulunur; İç Anadolu’nun kurak, ağaçsız düzlüklerinde ise bulunmaz. Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesimleri, Ankara–Konya arası ve Güneydoğu Anadolu gibi bazı alanlarda daha az sayılır.
Sonbahar sonu ve kış aylarında, nadiren de olsa 400 bireye varan büyük sürüler oluşturabilir. Boğaz’da yapılan sayımlar, eylül sonundan aralık ortasına kadar Türkiye’ye doğru bir kış göçü olduğunu ve şubat ayından itibaren ters yönde bir bahar göçünün başladığını göstermektedir54.
Üreme
Yuvalama alanı: Ormanlık alanlar, orman kenarları, ağaçlıklar, tarım ve kentsel alanlar, dağınık ağaçlı ya da tek tük ağaç bulunan bozkırlar ile göllerdeki adalardaki ağaçlarda, çalılıklarda ve yüksek fundalıklarda ürer. Genellikle yüksek ağaçlarda yuva yapar ancak 1992’de Kızılırmak Deltası’nda kısa boylu ağaçlarda yuvalar saptanmış, hatta bir yuva yalnızca 2,5 m yükseklikte bulunmuştur4. Amik Gölü yakınlarında 23 Mayıs 1933’te ılgın çalılarına yapılmış ve içinde üç yumurta bulunan bir yuva kaydedilmiştir55. İspir’in güneyinde birkaç ağaçlık bir alanda ve Halfeti’de elektrik direkleri üzerinde yuva yaptığı görülmüştür. İç Anadolu’nun ağaçsız düzlüklerinde yuva kaydı yoktur.
Yuvası: Yuva, yün, ağaç kabuğu ve tüylerle astarlanmış, toprakla tutturulmuş çöp ve yosunlardan yapılmış bir kâse biçimindedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de üç yumurta bulunan bir yuva ve beş yumurta bulunan başka bir yuva kaydedilmiştir. Diğer bölgelerde genellikle 4 ila 6 yumurta bırakır. Türkiye’de iki yavrulu bir yuva ve üç yavrulu başka bir yuva kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Birçok kayıtta erişkin bireyler nisan ve mayıs aylarında yuvalarda gözlenmiştir. Yumurtlama genellikle nisan ortasında başlar ve yavrular mayıs sonu ile haziran başında yuvadan uçar. MAR: 7 Haziran 2004’te İstanbul’da yol kenarındaki bir ağaçta henüz uçmaya başlamış dört yavru ve yuvanın yanına tünemiş iki erişkin kaydedilmiştir. Bu kayıt yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiğini göstermektedir. KAR: 1992’de Kızılırmak Deltası’nda nisan sonunda yuvaların dolu olduğu, 8 Mayıs’ta bir günlük yavruların bulunduğu ilk yuvanın kaydedildiği ve 1 Haziran’da ilk yavrunun yuvadan uçtuğu belirlenmiştir4. DOA: 11–12 Haziran 2004’te Gelinkaya ve İspir yakınlarında iki ve üç tüylenmiş yavrulu iki yuva gözlenmiştir. GDA: 11 Mayıs 2004’te Birecik’te beş yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Taksonomik durumu karışıktır. Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’daki bireyler pallescens ve sharpii alttürlerine dâhil edilirken, Güneydoğu Anadolu’daki bireylerin büyük kısmı sharpii alttürü olarak tanımlanmıştır. Sardonius alttürü ise sharpii içine dâhil edilmektedir5. British Ornithologists’ Union (İngiliz Ornitologlar Birliği) Kayıt Komitesi, kara ve gri bireylerin eş seçiminde kendi renklerine yönelmeleri, ötüş ve ekolojik farklılıklar ile melez bireylerin düşük kondisyonları nedeniyle kara leş kargası ve gri leş kargasını iki ayrı tür olarak değerlendirmiştir56. Doğuya özgü simsiyah renkli Kara Leş Kargası’nın orientalis türüne ait bazı kayıtlar reddedilmiştir: Ekim 1968’de Pozantı’nın kuzeyinde bir birey, Ağustos 1971’de Van’da yaklaşık 20 birey ve Nisan 1972’de Kadınhanı’nda bir birey kaydedildiği iddia edilmiştir9,18. Ancak bu taksonun genç Ekin Kargaları ile kolaylıkla karıştırılabileceği ve yayılış alanında göçmen olmadığı belirtilmiş, bu nedenle söz konusu kayıtlar geçerli kabul edilmemiştir5.
Çöl Kuzgunu
Corvus ruficollis, Brown-necked Raven
Rastlantısal konuktur.
Tek bir kayıt mevcuttur: 9 Temmuz 1985’te Mardin Cizre yakınlarında, Dicle Nehri kıyısındaki bir çöplükte beslenirken 7 birey gözlenmiştir. Bu kayıt, bugüne kadar türün en kuzeyde kaydedildiği lokasyon olma özelliğini taşımaktadır57. Gözlemcinin tür hakkında deneyimli olduğu ve tanımlamanın oldukça ayrıntılı olduğu belirtilse de, iki türü birbirinden ayırmada kullanılan en önemli ayırt edici özellik olan kanat/kuyruk oranı verilmemiştir. Gözlemcilerin, Ortadoğu’da sıklıkla karşılaşılan ve ensesinde kahverengi tonlar bulunan Kuzgun ile bu türü karıştırmamaya özellikle dikkat etmeleri gerekir. İran’ın bazı bölgelerinde bu iki türün melezleştiği bilinmektedir58. Öte yandan Roselaar, güney İran, İsrail ve Türkmenistan’daki popülasyonlarda melezleşmeyi destekleyen somut kanıtların oldukça az olduğunu belirtmiştir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yayılış alanı Kuzey Afrika, Arabistan, Güney İran ve Orta Asya çölleridir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Kısa Kuyruklu Kuzgun
Corvus rhipidurus, Fan-tailed Raven
Rastlantısal konuktur.
22 Mart 2005 tarihinde Belen Geçidi’nde bir birey kaydedilmiş ve tür, tecrübeli gözlemciler tarafından ayrıntılı biçimde tanımlanmıştır. Kısa Kuyruklu Kuzgun İsrail ve Ürdün’de ürer, ancak Lübnan’dan bilinen bir kaydı yoktur59. 1975 yılında Suriye’de Palmyra’da kaydedilen bir birey ise bazı yazarların dikkatinden kaçmıştır60,61.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Doğal yayılış alanı, Kızıldeniz çevresi, Sahra’nın güneyi ve Etiyopya Dağları’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Gözlenen bireyin alttürü kesin olarak belirlenememiştir, ancak Türkiye’ye ulaşan kuşların coğrafi kökeni dikkate alındığında, büyük olasılıkla stanleyi alttürüne ait olduğu düşünülmektedir.
Kuzgun
Corvus corax, Northern Raven
Oldukça yaygın olarak çok sayıda bulunan yerlidir.
İç Anadolu’da çok az sayıda bulunur, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun büyük bölümünde ise görülmez. Farklı irtifalar arasında göç eder. Genellikle en az 3000 metreye kadar olan plato ve dağlık alanlarda, sıklıkla ormanlık bölgelerde ürer. Lokal olarak kalabalık sürüler oluşturabilir; nitekim Mayıs 1969’da Uludağ’da 100’ün üzerinde birey kaydedilmiştir18. Sonbahar sonu ve kış aylarında daha alçak rakımlara iner ve düzenli olarak dağılır. Üreme dönemi dışında, bu dönemde bulunmadığı kıyı bölgelerinde de görülür ve 50 bireye ulaşan sürüler oluşturabilir.
Üreme
Yuvalama alanı: Çoğunlukla yaprak döken ya da ibreli ormanlık bölgelerde ve genellikle tepelik ve dağlık alanlarda ürer. Kıyılara yakın ovalarda da ürediği kaydedilmiştir. 1993’te Kocaçay Deltası’nda düz alüvyal ormanlarda ve yakınlardaki dik yamaçlarda 7–10 çiftin ürediği belirlenmiştir2.
Yuvası: Yuvayı genellikle bir saçakla korunan yamaç çıkıntılarına veya yüksek ağaçlara yapar. Yuva, çerçöpten oluşan büyük bir yapıya sahiptir; toprak, ot ve yosunla tutturulur ve kalın bir yün ve tüy tabakasıyla astarlanır.
Yumurta sayısı: Türkiye’den veri yoktur. Diğer bölgelerde 4 ila 6 yumurta yaptığı bilinmektedir.
Üreme dönemi: Türkiye’deki kayıtlar, yumurtlamanın genellikle mart sonunda gerçekleştiğini ve yavruların mayıs sonunda yuvadan uçtuğunu göstermektedir. MAR: 31 Mayıs 1998’de Uluabat Gölü’nde bir çift ve yeni uçan bir yavru olduğu düşünülen üç birey kaydedilmiştir62. AKD: 23 Mart 1993’te Taşucu’nun kuzeyinde bir yamaçta ve 13 Nisan 1991’de Ermenek’te birer çiftin bulunduğu yuvalar kaydedilmiştir. 7 Mart 2004’te Uzuncaburç yakınlarında bir çam ormanı üzerinde kızıl şahine saldıran erişkin bir birey gözlenmiştir. KAR: 1976–1978 arasında Ereğli’de bir rezervuarda kesin olarak bir, büyük olasılıkla iki çiftin ürediği belirlenmiştir29. 1993’te Kuzeydoğu Anadolu Dağları’nda yavruların mayıs sonunda uçtuğu gözlenmiştir. Bu da yumurtlamanın mart sonu olduğunu göstermektedir. İÇA: 26 Nisan 2007’de Karadağ’da dik bir yarda, tüylenmiş büyükçe bir yavru yuvada gözlenmiştir. Bu gözlem, yumurtlamanın mart başında gerçekleştiğini göstermektedir. GDA: 8 Nisan 1971’de Kilis’te boş bir yuvada bir çift, Mart ve Nisan 1935’te Gaziantep yakınlarındaki mağaralarda birkaç çift yuvalarken kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde laurencei alttürü, Kuzeydoğu Anadolu, Karadeniz ve Marmara boyunca, oradan Van’ın güneyine kadar ise corax nominat alttürü yayılış gösterir5. Rize Verçenik’ten toplanmış üç tahniti incelemiştir. Ancak bu coğrafi varyasyonun alttür düzeyinde tanımlanması oldukça tartışmalıdır. Ne63 ne de64 laurencei alttürünü geçerli kabul etmiştir.