4  Bataklık Kuşları

Sukılavuzu

Rallus aquaticus, Water Rail

Yaygın ve çok sayıda bulunan yerli, yarı göçmen ve kış konuğudur.

Ülkenin genelinde, uygun habitatların bulunduğu alanlarda yaygın olarak ürer. Ilıman iklimli bölgelerde yıl boyunca yerleşik kalırken, karasal bölgelerdeki popülasyonlar kış aylarında kıyısal alanlara göç eder. Üreyen popülasyon, son 15 yılda tatlısu habitatlarının birer birer kaybolması nedeniyle azalma eğilimi göstermektedir.

Göç döneminde, familyasının diğer üyeleri gibi beklenmedik yerlerde, örneğin şehir merkezlerinde veya gemilerde bireyler gözlenmiştir. Bu bireyler, üreme sonrası yeni sulakalanlar arayan kuşlar olarak değerlendirilmektedir.

Üreme

Yuvalama Alanı: Sazlıklar, bataklıklar, kısmi taşkın alanları ve göl ile gölcüklerin kenarındaki bitki örtüsü içinde yuvalar.
Yuvası: Yapraklar, kamışlar ve su kenarı bitkilerinden yapılmış derin olmayan bir kap şeklindedir. Yoğun bitki örtüsü arasında, alçakta ve su yüzeyine yakın bir konumda bulunur.
Yumurta sayısı: Türkiye’de tespit edilememiştir; diğer bölgelerde ortalama 6-10 (nadiren 5-16) yumurta ile kuluçkaya yatar.
Üreme dönemi: Birden fazla kez kuluçkaya yatabilir ve mart-temmuz arasında öter; Türkiye’de de benzer olduğu tahmin edilmektedir. İÇA İç Anadolu’da Hotamış’ta 25 Mayıs 1993’te derin bir suya yakın dar bir kanaldaki Phragmites (kamış) alanında, içinde bir sağlam ve bir yeni kırılmış yumurta olan bir yuva gözlenmiştir. 25 Haziran 1977’de Eşmekaya’da bir yavrusu olan bir yuva ve 20 Haziran 1977’de uyarı ötüşü yapan erişkinin yanında bir yavru kaydedilmiştir1. KAR 20 Mayıs 1992’de Yeniçağa Gölü yakınındaki küçük doğal bir havuzun içinde sık bitki örtüsünde yumurtalı bir yuva ve yakında öten bir erişkin birey kaydedilmiştir. Temmuz 1971’de Kızılırmak Deltası’nda erişkinler ve yavrular gözlenmiş, 28-29 Temmuz 1971’de aynı bölgede 2 yavru yakalanmıştır2. Bu bölgede 1992’de üreyen popülasyonun 500-750 çift arasında olduğu tahmin edilmiştir. Aynı bölgede, 28 Mayıs 1992’de bir erişkin ve yavrusu gözlenmiş olup yumurtlamanın mayıs başında gerçekleştiğini göstermektedir. MAR İznik Gölü’nde 7 Temmuz 1966’da bir erişkin ve 2 yavrusu kaydedilmiştir.

Alttürler ve Sınıflandırma

Türkiye’de nominat alttürü bulunur.

Bıldırcınkılavuzu

Crex crex, Corn Crake

Lokal olarak ve az sayıda yuvalayan bir yaz konuğudur. Göç zamanında yaygın ve nispeten çok sayıda bulunur.

Doğu Karadeniz’de ilk kez Artvin Posof’ta ürediği kanıtlanmış ve haziran-temmuz aylarında birkaç öten erkek kaydedilmiştir3. Son yıllarda Bolu Yeniçağa Gölü’nde de yuvaladığı tespit edilmiştir.

Türkiye genelinde belirgin şekilde yaygın ancak genelde az sayıda görülen bir geçiş türüdür. İlkbahar göçü mart ayında başlar, nisan sonunda zirveye ulaşır ve kuşlar üreme alanlarına nisan ortasından itibaren varır4. Türkiye’de ilkbahar kayıtları mart-mayıs döneminde yoğunlaşır ve en çok nisan sonu ile mayıs başında gözlenir. En erken ilkbahar kaydı 8 Mart’tadır, sayılar genelde düşüktür ve en fazla 3 birey kaydedilmiştir. Sonbahar göçü Avrupa’da ağustos ayında başlar ve kasıma kadar sürer4. Türkiye’deki sonbahar kayıtları ağustos-ekim arasında yoğunlaşır, özellikle eylül ayına denk gelir. Geç kalan bireyler ekim ayında üç kez, en geç 22 Ekim’de kaydedilmiştir. Bilinmeyen bir lokalitede bir şubat kaydı5 tarafından belirtilmiş olup, türün Türkiye’de nadiren kışlayabileceğine işaret etmektedir.

Eskiden 19. yüzyılda İzmir çevresindeki gözlemlerine dayanarak türün bir geçiş türü olmasının yanı sıra yaz konuğu olduğunu düşünülmüş6, hatta ürediğini de iddia edilmiştir7. Ancak bu iddiayı destekleyecek bir kayıt bulunmamaktadır.

Üreme

Yuvalama Alanı: İlk kesin üreme kaydı, 3 Ağustos 1996’da Çam Geçidi yakınlarında, Carex’in baskın olduğu biçilmemiş, 30-40 cm yüksekliğindeki çalı ve çimenler içinde iki siyah hav tüylü yavruyla birlikte bir erişkinin gözlenmesiyle yapılmıştır. Bu çayırlar temmuz sonu/ağustos başında tırpanla biçilmektedir8.
Yuvası: Yuva zeminde bir oyuk şeklinde olup kuru otlarla çevrilidir; yakınında bitkisel materyallerle iyi gizlenmiş bir yapıya sahiptir.
Yumurta sayısı: Genellikle 8-12 yumurta ile kuluçkaya yattığı kabul edilir.
Üreme dönemi: İlk yumurtanın haziranın son 10 gününde bırakıldığı düşünülmektedir. DOA Kars yakınlarında 21-22 Haziran 2005’te görülen bir birey üreme alanında gözlemlenmiştir9. KAR Abant Gölü’nün kenarındaki alanlarda 31 Mayıs 2004’te duyulan birey muhtemelen üremektedir. 3 Ağustos 1996’da Çam Geçidi yakınlarında bir erişkin ve bıldırcın büyüklüğünde siyah hav tüylü iki yavru gözlenmiştir. 10 Temmuz 2001’de Rize’de iki erişkin yiyecek taşırken gözlenmiş olup, bu durum yumurtlamanın 7 Haziran civarında gerçekleştiğini gösterir10. Erişkinler, yavrulara sadece ilk birkaç gün yiyecek taşıdığı için bu kayıt anlamlıdır.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Benekli Suyelvesi

Porzana porzana, Spotted Crake

Nadir bir yaz konuğu, yaygın ve nispeten çok sayıda bulunan bir geçit kuşudur.

Marmara, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yazın görülür; ancak esas olarak göç döneminde yaygın ve bol olduğu bilinmektedir. Türün gerçek durumunu değerlendirmek zordur. Erken bir kayıt, 9 Nisan’da öten bir bireydir. Göç döneminde üreyip üremediğini anlamak güçtür; tür genelde kuzeye göçü sırasında ötmektedir. Mayıs ayındaki kayıtların üreyen bireyler olduğu düşünülebilir. Üreme alanlarına erken varır ve yumurtlama Orta Avrupa’da nisan başında, Kuzey Avrupa’da ise mayıs ortasında başlar4.

İlkbahar göçü genellikle düşük sayılardadır ve ötmediği sürece fark edilmesi zordur. 14 Nisan ile 10 Haziran 1992 arasında Kızılırmak Deltası’nda 33 birey kaydedilmiştir11. Üreme sonrası yayılışı temmuz ortasında başlar. Sonbahar göçünde kayıtların çoğu ağustos ve eylül aylarında yoğunlaşır; ancak göç ekim ayına kadar devam eder. En geç kayıt 28 Kasım’da, ikinci en geç kayıt ise 22 Kasım 2008’de Antakya Milleyha’da yapılmıştır12. Sonbahar kayıtlarının çoğu yalnız bireylerden oluşur ve tür, ilkbahar göçünde daha yaygındır. Nadiren 10’dan fazla sayıda kaydedilmiştir, örneğin, 18 Ekim 1995’te Balıkdamı’nda 20 birey gözlenmiştir13.

Üreme

Yuvalama Alanı: Bilinmemektedir; ancak bataklık ve çayırlık alanlarda öten erkeklerin gözlemlenmesi, bazı bölgelerde ürediğine işaret edebilir.
Yuvası: Bilinmemektedir.
Yumurta sayısı: Bilinmemektedir.
Üreme dönemi: KAR Kızılırmak Deltası’nda, 7 Haziran 1992 ve 6 Mayıs 1992 tarihlerinde öten birer erkek duyulmuştur11.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Sutavuğu

Gallinula chloropus, Common Moorhen

Yaygın ve nispeten çok sayıda bulunan yerli, yarı göçmen ve kış göçmenidir.

Çok küçük bataklıklar ve gölcükler de dâhil olmak üzere çeşitli sulakalan habitatlarında görülür. Bazı alanlarda oldukça sayıca yoğundur. Kocaçay Deltası’nda 1993 yılında üreyen popülasyonun 400-500 çift olduğu tahmin edilmektedir14. Kızılırmak Deltası’nda ise 1992 yılında 200-250 çift olarak tahmin edilmiştir11.

Kışın göç alır; özellikle Batı ve Orta Anadolu’nun kıyısal bölgelerinde yüksek sayılarda bulunur. Meriç Deltası’nda en fazla 40 birey ile kaydedilmiş olmasına rağmen, genel olarak sayılar düşüktür. Burdur Çorak Gölü’nde kaydedilen 62 bireye rağmen, bu bölgelerdeki sayılar da düşüktür. İç Anadolu’da yaygındır; ancak Nisan 2002’de Mogan Gölü’nde görülen 200 birey dışında, genelde düşük sayılarda bulunur. Karadeniz Bölgesi’nde Kızılırmak Deltası’nda kışları oldukça düşük sayılarda gözlenir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da genellikle çok küçük sayılarda görülmekle birlikte, Eylül 2004’te Birecik’in güneyindeki Karkamış Barajı’nda yaklaşık 400 birey kaydedilmiş olup, bu bölge düzenli olarak oldukça yüksek sayılarda bireye ev sahipliği yapmaktadır.

Üreme

Yuvalama Alanı: Göl ve gölcüklerdeki sık bitki örtüsü, sazlık içeren suyolları, sazlıklar ve su aynaları barındıran bataklıklarda yuvalar. Çukurova’da kanallar, akarsu ve göl kenarları gibi tatlı su alanlarında ürediği kaydedilmiştir15.
Yuvası: Genellikle su üzerine veya suya yakın yapar; kamışlar ve diğer sucul bitkiler arasına iyi gizlenmiş bir şekildedir. Birecik’te çakıllı bir gölcükte bulunan yuva, bel seviyesinde bir suda uzun kamışların arasına gizlenmiştir. Yuvanın tabanı ölü kamış yapraklarından yapılmış, zarif bir kap şeklindedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 7 (2 yuvada), 11 (1 yuvada).
Üreme dönemi: EGE 26 Mayıs 2004’te Büyük Menderes Deltası’nda içinde 3 yumurta ve birkaç yeni yumurtadan çıkmış yavru bulunan bir yuva gözlenmiş olup, yumurtlama tarihinin nisan sonu/mayıs başı olduğunu göstermektedir. MAR 25 Nisan 2003’te Uluabat Gölü’nde çoğu erişkin henüz yuvalamaya başlamamışken, 2 Haziran 2006’da içinde 11 yumurta olan bir yuva görülmüştür. Manyas Gölü’nde 1966’da ilk yavru 30 Haziran’da kaydedilmiştir. KAR Abant Gölü’nde 6-13 Temmuz 1975’te kaydedilen bir erişkin ve yaklaşık 10 günlük en az 5 yavrusu, yumurtlamanın haziran başında olduğunu göstermektedir. Kızılırmak Deltası’nda Temmuz 1971’de pek çok yuva2 ve 26 Mayıs 1992’de bir yuva görülmüştür11. Aynı yerde 7 Haziran 2006’da yeni yumurtadan çıkmış bir yavru gözlenmiştir. AKD 10 Mayıs 1987’de Çukurova’da görülen yavru, en erken yumurtlama tarihinin nisan başı olduğunu işaret etmektedir. 20 Mayıs 1999’da Aydıncık’ta bir çift ve 2 yavrusu kaydedilmiştir. İÇA 5 Temmuz 1986’da Hotamış’ta bir aile grubu ve 1991’de yaklaşık 30 çiftin yuva yaptığı belirlenmiştir16. 15 Ağustos 1968’de Mogan Gölü’nde, 3 Ağustos 1971’de Akşehir Gölü’nde ve 3 Ağustos 1983’te Seyfe Gölü’nde yavrular gözlenmiştir17. Bu gözlemler, başka yerlerde olduğu gibi yılda en az 2 üreme yaptığını göstermektedir.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Sakarmeke

Fulica atra, Eurasian Coot

Yaygın olarak çok sayıda bulunan bir yerli ve kış konuğudur.

Sazlık ve su kenarı bitki örtüsüne sahip göller ile su aynalarına sahip bataklıklarda ürer. Kızılırmak Deltası’ndaki üreyen popülasyonun 500-1000 çift arasında olduğu tahmin edilmektedir. Geçmişte İç Anadolu’da Kulu Gölü’nde 600+, Yarma yakınlarında 300+, Ereğli’de 250 çift ve Gönenç Gölü’nde 200 çift üremiştir. Ancak, sulakalanların kurutulması nedeniyle üreyen popülasyonda bir dönem azalma yaşanmıştır.

Üreme sonrası dağılım sırasında da ciddi sayılarda toplanır. Örneğin, 1996 yazında Burdur Gölü’nde 300.000 birey, Eylül 2004’te Sodalı Göl’de 10.000 birey ve Ağustos 1972’de Çıldır Gölü’nde 1.580 birey sayılmıştır.

Açık su yüzeylerine sahip sulakalanlarda kışlar. Güney Marmara’daki göllerde sakarmeke kışın düzenli olarak çok yüksek sayılarda görülür; Uluabat Gölü’nde 24 Ocak 1999’da 273.000 birey sayılmış olup maksimum sayı 320.000’e ulaşmıştır. Meriç Deltası’nda ise Kasım 1970’te 81.400 birey kaydedilmiştir. Ege Bölgesi’nde en yüksek yoğunluk, 1996 yılında 68.500’den fazla bireyin sayıldığı Bafa Gölü’nde kaydedilmiştir. Yakındaki Büyük Menderes Deltası’nda kışın düzenli olarak 12.000’in üzerinde birey bulunmakta olup maksimum sayı Ocak 1999’da 32.535 olarak kaydedilmiştir. Göller Bölgesi’nde en yüksek kış sayımı, Ocak 1995’te Burdur Gölü’nde 138.925 birey olarak kaydedilmiş olup, göç döneminde ise 300.000 birey gözlenmiştir. Karamık Bataklığı’nda ise 95.000 birey sayılmıştır. Akdeniz Bölgesi’nde yaygın olan tür, sayımlarda 20.000’in üzerinde bireyin bulunduğu birkaç alanda görülmektedir; örneğin, Akyatan Gölü’nde Ocak 1970’te 80.000 ve Ocak 1971’de 112.640 birey, Göksu Deltası’nda Ocak 1971’de 54.350 birey kaydedilmiştir. Ancak bu alanlardaki birey sayılarında belirgin bir azalma gözlenmiştir18,19. İç Anadolu Bölgesi’nde Hirfanlı Barajı’nda yüksek sayılarda gözlenir. Kızılırmak Deltası’nda kış aylarında daha yüksek sayılarda bulunur ve Ocak 2005’te 57.186 birey sayılmıştır. Doğu Anadolu’da yapılan barajlar yeni toplanma alanları oluşturmuş; en yüksek sayıda, 20 Ocak 2006’da Karakaya Barajı’nda 50.000 birey, 16 Ocak 2005’te ise 110.131 birey kaydedilmiştir20.

1990-2010 arasında kışlayan nüfus artarak 400.000-1.000.000 birey arasında kaydedilmiştir. Buna karşılık, İç Anadolu’daki bazı alanlarda sayılar düşüş göstermiştir. Orta Anadolu’da eski Hotamış Bataklığı’nda Ocak 1970’te 28.464 birey ve Seyfe Gölü’nde aynı tarihte 134.500 birey kaydedilmiş olmasına rağmen, bu alanlardaki sayılar zamanla büyük ölçüde azalmıştır.

Üreme

Yuvalama Alanı: Sazlıklarda yuvalar.
Yuvası: Yuvasını sazlıklar arasında su üzerine yapar. Yuva ölü yapraklar ve sucul bitki saplarından yapılmış dayanıklı bir kap şeklindedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 7-9 (3 yuvada). Ancak sınırlı verilere göre, bilinenin aksine daha az yumurta yapma eğilimindedir (başka yerlerde 6-9). Yavru sayısı 9’dan fazlası gözlenmiş olsa da, genelde 2-5 arasıdır.
Üreme dönemi: KAR Kızılırmak Deltası’nda, 1992’de nisan ayında sürü büyüklüklerinin azaldığı ve nisanın son 10 gününde çiftlerin gözlendiği kaydedilmiştir. İlk yuva 1 Mayıs’ta, ikinci yuva 20 Mayıs’ta ve çoğu yuva mayıs sonunda gözlenmiştir. 27 Mayıs’ta çiftler yeni yavrularıyla görülmüştür; çoğu yuva Scirpus öbekleri içindedir11. EGE 13 Mayıs 1899’da içinde yumurta olan 20 yuva kaydedilmiş olup, birinde 9 yumurta görülmüştür21. Başka bir yuva da 13 Mayıs 1950’de kaydedilmiştir22. 4 Haziran 1972’de yavrularıyla birlikte gözlenen erişkinlere göre yumurtlama tarihinin mayıs başında olduğu belirlenmiştir. MAR 19 Haziran 1973’te kaydedilen erişkinlerin 3/4 boyutunda iki yavru, yumurtlamanın mayıs başında gerçekleştiğini göstermektedir. 2 Mayıs 1966’da Manyas Gölü’nde 7 yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir. İÇA 18-25 Mayıs tarihleri arasında 8 yumurta içeren 8 yuva farklı alanlarda kaydedilmiştir. Bölgeden pek çok yavru kaydı mevcut olup, çoğunlukla 1 Haziran’dadır. Mogan Gölü’nde 11 Mayıs 1970’te 3 günlük bir yavru gözlenmiştir. Sultansazlığı’nda 14 Mayıs 2004’te yeni yumurtadan çıkmış bir yavru, yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiğini göstermektedir. AKD Göksu Deltası’nda 18-19 Temmuz 1972’de çok sayıda büyük yavru gözlenmiştir. DOA En erken yavru kaydı 27 Mayıs 1969’da Erçek Gölü’nden olup, 18 Ağustos 1972’de Tatvan’da kaydedilen küçük bir yavru, muhtemelen ikinci bir üremeyi işaret etmektedir23.

Alttürler ve Sınıflandırma

Türkiye’de nominat alttürü bulunur.

Gri Başlı Sazhorozu

Porphyrio poliocephalus, Grey-headed Swamphen

Lokal olarak çok sayıda olabilen yerli bir türdür.

Türkiye’de iki popülasyonu bulunmaktadır. Doğu Akdeniz’de Göksu Deltası, Çukurova ve eski Amik Gölü’nde yerli ve üreyen bir tür olarak bilinir. 1972’de Göksu Deltası’nda yaklaşık 70 çift, Çukurova’da Akyatan Gölü merkezli olmak üzere Tarsus Deltası’ndaki Aynaz Gölü drenajlarında yaklaşık 20 çiftin ürediği tahmin edilmektedir. Bu alandan en geç 1982’ye kadar kayıtlar bulunmaktadır. Amik Gölü popülasyonu ise 1962’deki son kayıttan sonra yok olmuştur24. Son dönemlerdeki kurutma çalışmaları Çukurova popülasyonunu risk altına sokmuştur. 1990’ların sonlarından itibaren Fırat boyunca Birecik’te görülmeye başlanmış ve burada yerleşik hale gelmiştir.

1990’ların sonunda Kızılırmak Deltası’nda muhtemelen Hazar Denizi’inden gelen bireylerin oluşturduğu yeni bir popülasyonu oluşmuştur25. Kızılırmak Deltası popülasyonu, yöre halkının bildirimlerine göre 1990’ların sonlarında ilk kez kaydedilmekle birlikte yaklaşık 5 yıl öncesinde de var olduğu belirtilmiştir5. Bu popülasyon hızla çoğalmış ve Aralık 2005 ile Ekim 2007’de deltadaki pirinç tarlalarında yaklaşık 1800 birey sayılmıştır.

Türkiye’nin diğer bölgelerinde, nadiren üreme durumunu gösteren birkaç kayıt mevcuttur. Akşehir Gölü26, Sultansazlığı3,27, Mogan Gölü ve Adıyaman’da24, ayrıca 1 Haziran 2002’de Ahlat Bataklıkları’nda bir erişkin, Karakaya Barajı’nda bir erişkin; 27 Kasım 2005’te Malatya’da ve 8 Eylül 2006’da Iğdır’da bir birey kaydedilmiştir28. Son gözlem, düzenli gözlenen bu alandaki mevcut tek kayıttır. Bununla birlikte, Manyas Gölü’nde eski tarihlerde bulunduğu iddiası29 vardır. İstanbul’da ise 15 Temmuz 1893’te kaydedilmiştir30,31.

Üreme

Yuvalama Alanı: Göksu Deltası’nda Akgöl’ün yanı başındaki sığ gölcüklerde yetişen çalı ve sazlıklar içinde yuva yapar.
Yuvası: Sucul bitkilerin dalları ve yapraklarından yapılmış, suyun üzerinde büyük bir platform ve derin olmayan bir kap şeklindedir. Yuva etrafındaki uzun çalılar, kuluçkadaki kuşu yukarıdan örtecek şekilde bükülmüştür. Yuva, erişkinlerin çamurlu sudan tırmanması sonucu birkaç gün içinde daha belirgin hale gelir ve çoğu yuva suda büyüyen çalı kümelerinin üzerindedir. Ancak kaydedilen bir yuva, çalılarla çevrili otlardan oluşan küçük bir adanın üzerindeki kuru zeminde bulunmuş olup, yoğun bitki örtüsüyle çamurla çevrili 2 metre uzunluğunda bir tünel bağlantısı vardır; bu tünel su seviyesinden 1,3 metre yükseklikte olup tamamen gizlenmiştir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 3 (2 yuvada), 4 (2 yuvada), 5 (4 yuvada) ve 6 (1 yuvada) olup daha düşük yumurta sayılarının tamamlanmamış kuluçkalar olduğu düşünülmektedir. Çoğunlukla yuvayı terk etmiş 1 veya 2 yavru gözlenmiştir (15 yuvada). Kuluçka sırasında görülen yavru sayısı 3 (5 yuvada) ve 4 (3 yuvada) olarak kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Nisan sonunda yumurta koyar, yavrular mayıs ve haziran ayında gözlenir. AKD Göksu Deltası’nda 21-23 Mayıs 1993’te gözlenen 8 kuluçkanın 4’ü tamamlanamamış, ancak sonradan yumurtlama olmuştur. Bu kayıtlarda 24 Mayıs 1993’te görülen bir yavru, yumurtlamanın 25 Nisan civarında başladığını göstermektedir. Aynı alanda 26 Mayıs 1998’de 4 yumurtalı bir yuva ve 17 Haziran 1992’de içinde 3 yavru olan gecikmiş bir yuva kaydedilmiştir. Yavrular çoğunlukla mayıs ortası ve haziran aylarında gözlenir; en erken tarih 3 Mayıs 1989 olup, yumurtlamanın nisan başlarında olduğunu işaret etmektedir. Ağustos sonundaki gözlemler ise yeni uçmaya başlamış yavrulara aittir. Çukurova’da 8 Mayıs 1990’da bir erişkin ve yavruları, aynı alanda 9 Mayıs 1990’da en az 9 erişkin ve 10 yavru gözlenmiş olup, 7 yuva alanı belirlenmiştir32. Amik Gölü’nde 22 Mayıs 1933’te sazlık içinde 5 yavrulu bir yuva gözlenmiş ve yeni çıkmış bir yavru yakalanmıştır33. Ayrıca 5 yumurta, 6 Haziran 1929’da toplanmıştır24. KAR Kızılırmak Deltası’nda 27 Haziran 1999’da iyi gelişmiş 2 yavru ile bir erişkin gözlenmiştir.

Alttürler ve Sınıflandırma

Türkiye’de iki farklı alttür bulunur. Doğu Akdeniz ve çevresinde daha uzun süredir varlığını sürdüren alttür, Doğu Akdeniz’den Kuzeybatı Hindistan’a kadar yayılış gösteren seistanicus alttürüdür. Bazı yazarlar, Hindistan’da bulunan poliocephalus alttürünü seistanicus ile eş anlamlı olarak değerlendirmiştir. Toplanan örnekler nedeniyle34, seistanicus alttürünün Amik Gölü’nde ürediğini düşünülmüştür35. Ayrıca, Türkiye’deki kuşların morfolojik özelliklerinin, diğer seistanicus popülasyonlarına caspius alttüründen daha yakın olduğu düşünülmektedir24. 2000’li yılların başında Kızılırmak Deltası’na göç ederek yerleşen popülasyon ise caspius alttürüne aittir. İlginç bir şekilde, 15 Temmuz 1893’te İstanbul yakınlarında gözlemlenen bir kuş, Batı Akdeniz’in porphyrio taksonuna atfedilmiştir31.

Küçük Sazhorozu

Porphyrio alleni, Allen’s Gallinule

Rastlantısal konuktur.

Türkiye’de yalnızca bir kaydı bulunmaktadır; 26-30 Nisan 2013 tarihleri arasında Mogan Gölü’nde erişkin bir birey gözlenmiştir. Batı Palearktik bölgesinde, anakarada 13’ten fazla ülkede ve Azorlar, Madeira ile Kanarya Adaları’nda kayıtları bulunmaktadır.

Üreme

Türkiye’de yuvalamaz. Esas yayılış alanı Sahra Altı Afrika’dır.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Çizgili Yelve

Aenigmatolimnas marginalis, Striped Crake

Raslantısal türdür.

Türkiye’de tek bir kaydı bulunmaktadır; 11 Aralık 2020’de Bodrum’da bir birey ölü olarak bulunmuştur (E. Durmuş).

Üreme

Türkiye’de yuvalamaz. Asıl yayılış alanı Doğu ve Güney Afrika’dır.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Bataklık Suyelvesi

Zapornia parva, Little Crake

Seyrek ve lokal yaz konuğu ve yaygın ve çok sayıda bulunan geçit türüdür.

Akdeniz’de ürediği kanıtlanmış olup muhtemelen İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu’da da üremektedir. Üç suyelvesi türü arasında en yaygın üreyen türdür. Göç sırasında pek çok alanda öttüğü için ürediği yönünde yorumlar yapılabilir. Mart ortasında görülmeye başlanır ve nisan-mayıs döneminde yaygındır. Orta Avrupa’da mayıs başında yumurtladığı bilinmektedir4. Geç ilkbahar kayıtları genellikle muhtemel üremeyi işaret ederken, haziran başındaki geç tarihli gözlemler, üreme sezonunun daha geç olduğu kuzey ve doğudaki alanlara göç eden bireyleri ifade ediyor olabilir.

Geçiş türü olarak tahmin edilenden daha yaygındır ve göçü, benekli suyelvesine kıyasla Türkiye’de daha geniş bir alana yayılmıştır. İlkbaharda sayılar genellikle düşük olsa da, dikkat çekici bazı kayıtlar bulunmaktadır: 19 Nisan 1996’da Kozanlı Saz Gölü’nde 42 birey, 22 Nisan 1996’da Kuzeydoğu Anadolu’da 39 birey13, Çukurova’da 25 Mart-15 Mayıs 1990 arasında 71 birey36, 1992 ilkbaharında Kızılırmak Deltası’nda 32 birey11, ve 2002’nin mart-nisan döneminde Mogan Gölü’nde “düzinelerce” birey37 kaydedilmiştir. Sonbahar göçünün başlangıcı belirsizdir, ancak ağustostan önce gerçekleştiği kesindir. Akdeniz’de, Göksu Deltası’ndan temmuz ayında iki erken kayıt bulunmaktadır. Sonbahar göçü eylül ve ekim aylarında yoğunlaşır ve ekim sonundan sonra nadiren görülür. En geç kayıt, 14 Kasım’da Kızılırmak Deltası’nda yapılmıştır12. Sonbahardaki sayılar genellikle ilkbahara kıyasla daha düşüktür.

Üreme

Yuvalama Alanı: Yuvalama ile ilgili tek kayıt, 23 Mayıs 1993’te Göksu Deltası’nda sazlık ve kındıralık alanlarda gözlenen üç boş yuvadır. Bu alanın yakınında, muhtemelen çift olan iki erişkin ve görünmeyen olası bir yavru, 2 gün önce heyecanlı hareketlerle gözlenmiştir.
Yuvası: Kofalardan (Juncus) yapılmış, derin olmayan bir kap şeklinde olup, sık bitki örtüsü içinde iyi gizlenmiştir ve su seviyesinden çok az yüksekte yer almaktadır. Yuva, sukılavuzu yuvasından daha küçük boyutludur.
Yumurta sayısı: Bilinmemektedir.
Üreme dönemi: Göksu Deltası’nda mart ve nisan aylarının sonlarında öten erkek bireyler ve birlikte gözlenen (muhtemel çift) erkek ve dişi bireyler kaydedilmiştir. İÇA 25 Nisan 1974 ve 1 Mayıs 1974’te Mogan Gölü’nde birer çift ve 2 Mayıs 1992’de Çöl Gölü’nde 2 dişi ve 2 erkek kaydedilmiştir38. KAR Kızılırmak Deltası’nda 1992’de öten birkaç erkek ve muhtemel üreme kaydı (0-5 çift) bulunmaktadır11. DOA Çenge Gölü’nde, 20 Mayıs 1993’te ve 8-9 Haziran 1997’de öten iki erkek kaydedilmiş olup, burada üreyen bir popülasyonun varlığını düşündürmektedir13.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Küçük Suyelvesi

Zaporia pusilla, Baillon’s Crake

Lokal olarak az sayıda yaz konuğu, yaygın ve az sayıda bulunan geçit türüdür.

Sadece Manyas Gölü ve Kırklareli İğneada’da ürediği tespit edilmiştir ancak yaz aylarında bazı potansiyel üreme alanlarında da kaydedilmiştir. Üreme ile göç kayıtlarının karışmasından dolayı gerçek durumunu belirlemek zordur. Orta Avrupa’da yumurtlama mayıs ayında başladığından, ilkbahar sonu kayıtları olası üremeyi gösterebilir; kuzeye göç eden bireyler genellikle bu süreçte öter. Yaz kayıtları ise genellikle haziran sonu ve temmuz başına aittir. Diğer bölgelerde öten erkekler bataklık ve çayırlık alanlarda kaydedilmiş ancak yuvalama kanıtlanmamıştır.

Belirgin şekilde yaygın bir geçiş türüdür ancak üç suyelvesi arasında en nadir görülenidir. Batı bölgelerde nispeten daha sık görülür ve muhtemelen tahmin edilenden daha yaygındır. En erken kayıt, 20 Şubat 2011’de Birecik’in güneyinde yapılmıştır. Mart ortasında görülmeye başlanır ve öten erkekler 19-28 Mart arasında çeşitli bölgelerde kaydedilir. Tür, nisan ve mayıs aylarında daha yaygın olarak gözlenir. Sonbahar göçü ağustos-ekim arasında gerçekleşir ve özellikle eylül ayında yoğunlaşır. İki kış kaydı bulunmaktadır: 15 Aralık 1969’da Manyas Gölü’nde39 ve 13 Ocak 2001’de Kızılırmak Deltası’nda birer birey gözlenmiştir.

Üreme

Yuvalama Alanı: Manyas Gölü’ndeki yuva, su seviyesinden çok az yüksekte, yaklaşık 50 cm boyundaki kındıra veya saz (muhtemelen Scirpus) kümeleri arasında bulunur.
Yuvası: Kındıra saplarıyla çevrili kap şeklinde bir yapıdadır. Yuvada zeytin yeşili zeminde kahverengi lekeli 3 yumurta ve 4 küçük siyah yavru gözlenmiştir. Erişkinler, yuvanın yakınında uyarı çığlıkları atmıştır.
Yumurta sayısı: 3-4 yumurta koyar. Bir yuvada 3 yumurta, başka bir sahada 4 yavru gözlenmiştir.
Üreme dönemi: Yavruların durumuna göre yumurtlama yaklaşık 18-19 Temmuz’da başlamış olup, bu geç tarih ikinci bir üreme olduğunu düşündürmektedir. Yöre halkı Beaudoin’e, pirinç tarlalarında bu türün yuvalarını sık sık bulduklarını belirtmiştir. MAR Türkiye’deki ilk üreme kaydı, 9 Ağustos 1965’te Manyas Gölü yakınındaki bir pirinç tarlasında yapılmıştır40. 31 Temmuz 2009’da İğneada Mert Gölü’nde genç bir bireyi fotoğraflamıştır41. İÇA 23 Mayıs 1992’de Eşmekaya’daki sığ su bulunan bir bataklıkta bir erişkinin heyecanlı hareketleri gözlenmiş olup, alan tür için uygun üreme habitatıdır.

Alttürler ve Sınıflandırma

Muhtemelen Türkiye’dekilerin hepsi intermedia’dır. nominat alttür ile intermedia’nın yayılış alanlarının sınırlarında iki alttür bir ölçüde karışır ve ayırt edilmeleri zorlaşır4,42.

Telli Turna

Anthropoides virgo, Demoiselle Crane

Üreyen nüfus yok olmuştur, lokal olarak az sayıda bulunan bir geçit türüdür.

Yakın zamana kadar bilinen üreme alanları Murat Nehri Vadisi ve çevresindeki Patnos, Malazgirt ve Muş Ovası’dır. En yoğun kayıtlar, Malazgirt ile Bulanık arasındaki Bulanık Ovası’ndan olup, burada en fazla 22 birey gözlenmiştir. Doğubayazıt’taki Saz Gölü eski bir üreme alanı olabileceği gibi, yeni keşfedilmiş bir alan da olabilir. Üreme dönemi nisan ortasından ağustos ortasına kadar sürmektedir. Ancak 2013 yılında bu alanlarda artık üremediği teyit edilmiş ve Türkiye’de üreyen popülasyonun soyunun tükendiği düşünülmüştür43. 2021-2023 yılları arasında Amasya Suluova’daki bir gölette bir çift yuvalamış, ancak bu üremenin göç rotasında kalmış ve düzensiz bir üreme olduğu değerlendirilmiştir.

Türkiye’de ürediği ilk kez44 ve45 tarafından, günümüzde üremediği bilinen Erzurum çevresindeki gözlemlerle kaydedilmiştir. 1967’ye kadar başka bir üreme kaydı bulunmamaktadır. İlk popülasyonun 23-30 çift olduğu tahmin edilirken46, daha güncel tahminlere göre bu sayı 10-20 çift arasında olmuştur47.

İki ana göç yolu bulunmaktadır. Birincisi, Murat Vadisi ve Van Gölü havzasından geçerken, diğer rota Kastamonu, Ankara ve Tuz Gölü hattını takip etmektedir. Yukarı Murat Vadisi’nde 15 Nisan 1986’da 15 birey ve Nisan 1981’de 22 bireylik göçmen sürüler kaydedilmiştir46. Van Gölü’nün güneyi, Yukarı Aras Vadisi’nin kuzeyi ve son yıllarda daha kuzeydeki küçük alanlarda düzenli göç gözlenmiştir. İlkbahar göçü 24 Mart-23 Mayıs, sonbahar göçü ise 2 Eylül-14 Ekim arasında gerçekleşir. İlkbahar göçünde İç Anadolu’da yoğunlaşır; Kulu Gölü, Mogan Gölü ve Sultansazlığı’nda düzenli olarak gözlenir. 21 Mart 2009’da Mogan Gölü’nde kaydedilen 41 birey, son yıllardaki en kalabalık sürüdür. Diğer bölgelerde nadirdir; Marmara Denizi’ne kadar olan bölgelerde ve 19. yüzyılda Trakya’da daha yaygın olarak kaydedilmiştir. Alleon, İstanbul çevresinde türün ara sıra görüldüğünü belirtmiş olup, burada toplam 36 göç kaydı bulunmaktadır ve genellikle 10 bireyi aşmayan küçük sürülerden oluşur. İstisnai olarak, 1977’nin eylül sonlarında İstanbul Boğazı’nda güneye uçan 38 birey kaydedilmiştir. Tek kış kaydı, Göksu Deltası’nda 9 Şubat 1997’de Turna ile birlikte görülen 2 bireydir48.

Üreme

Yuvalama Alanı: Suya yakın geniş ve açık araziler, çayırlar, bataklıklar ve nehirlerdeki çakıl adaları üzerinde yuva yapar.
Yuvası: Yuva zeminde hafifçe kazılmış otlak veya çıplak alanlara yapılır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 1 (1 yuvada), 2 (5 yuvada).
Üreme dönemi: DOA 30 Nisan 1981’de Ağrı’nın batısında çiftleşen bireyler gözlenmiştir. 11-13 Haziran 1987’de Balatos yakınlarında ve 30 Haziran 1988’de Ağrı ile Horasan arasında kuluçkada bireyler kaydedilmiştir. 4 Haziran 1971’de Doğubayazıt yakınlarındaki bir bataklıkta, küçük bir adada 2 yumurtalı bir yuva görülmüştür. 20 Mayıs 1975’te Söylemez yakınlarındaki ırmaktaki kum adasında 2 yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir. Başta Bulanık civarı olmak üzere, haziran ve temmuz aylarında birkaç yuva kaydedilmiştir. En erken kayıtlar, 1 Temmuz 1988 ve 1 Haziran 1989 tarihindedir; bu kayıtlar, yumurtlamanın mayıs başında gerçekleştiğini göstermektedir. Tring Doğa Tarihi Müzesi’nde 20 Mayıs 1864’te 1, 22 Mayıs 1864’te 1, 10 Mayıs 1865’te 2 ve 15 Mayıs 1865’te 1 olmak üzere toplamda 8 yumurta bulunmaktadır.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür. Tür, geleneksel olarak Anthropoides cinsi altında değerlendirilmiştir.

Ak Turna

Leucogeranus leucogeranus, Siberian Crane

Rastlantısal konuktur.

21 Mayıs 1985’te Bulanık’ın batısında, muhtemelen Turna ile Ak Turna melezi olduğu düşünülen bir kuş gözlenmiştir49. Bu bireyin doğal bir melez olmayıp, Rusya’da yürütülen bir koruma programında üretilmiş bir melez olduğu değerlendirilmiştir50. İkinci bir birey ise Haziran 1999 başında Sinop Gerze’de bir tavuk çiftliğinde bulunmuştur. Bu kuşun, Ağustos 1996’da Rusya’daki Oka Biyosfer Koruma Alanı’ndan kaçtığı, bir turna sürüsüne katılarak güneye göç ettiği ve Türkiye’de görülmesinin bu şekilde açıklandığı anlaşılmıştır51.

Bu yüzyılın başında İran’da Hazar Denizi kıyılarında 7-11 birey, Kuzey Hindistan’da 2 birey ve 1996’da Volga Deltası’nda 13 birey kaydedilmiştir. Kuzeydeki üreme alanlarında ise popülasyonun sekiz çift olduğu tahmin edilmektedir52,53. Uydu telemetrisiyle yapılan gözlemler, üreme alanlarının Ob Nehri havzasında, Kunovat Nehri havzasının 650 km güneyinde bulunduğunu ve kuşların genellikle Hazar Denizi’nin batı kıyıları boyunca göç ettiklerini göstermektedir54. Türün, Çin’de kışlayan doğu popülasyonu ve Hazar Denizi’nin güneyindeki İran Mazanderan’da kışlayan, 2023 itibarıyla tek bir bireyden oluşan batı popülasyonu olmak üzere iki popülasyonu bulunmaktadır. Batı popülasyonu günümüzde yok olma eşiğinde olup, 2023 itibarıyla İran popülasyonu yalnızca “Omit” (Umut) isimli tek bir bireyden oluşmaktadır.

Yirminci yüzyılda türün muhtemelen düzenli olarak bulunduğu düşünülmektedir. İlk geçerli kayıtlara göre55, Nisan 1879’da Ankara çevresinde 100’den fazla birey gözlenmiş, leyleğe benzer göründükleri ve gözlemcilerin kuşlara çok yaklaşabildiği belirtilmiştir56. Eylül 1854’te Erzurum Ovası’nda biri 4-5, diğeri 20 bireylik iki grup gözlenmiş ve bir birey vurularak örnek olarak alınmıştır44. Ancak bu örnek günümüze ulaşmamıştır. Sandwith, tür tayininde telli turnayı elemesine rağmen, bu kuşların aslında Turna olabileceği düşünülmektedir. Bu şüphe doğrultusunda55 tarafından tarihi kayıtların geçerli sayılması tartışılmış ve bu kayıtların Türkiye listesinden çıkarılması önerilmiştir57. Sonrasında, tarihi kayıtların değerlendirilmesinde modern standartların kullanılmasını eleştiren görüşler de ortaya konulmuştur58. 19. yüzyıldaki kayıtlara göre, türün batı popülasyonları daha yaygındı ve Türkiye’deki tüm kayıtlar bilinen göç dönemleriyle uyumludur53.

Üreme

Türkiye’de yuvalamaz; üreme alanı Sibirya’dadır.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür.

Turna

Grus grus, Common Crane

Lokal olarak az sayıda yuvalayan bir yaz konuğu, yaygın olarak nispeten çok sayıda bulunan geçit türü ve lokal olarak bulunan kış konuğudur.

Doğu Anadolu’da, özellikle Sivas ve Muş’taki küçük göllerde üreyen popülasyonun büyük bir kısmı bulunur59. Güneydoğu Anadolu’da Adıyaman Gölbaşı’nda, üremeye uygun habitatlarda haziran ayında kaydedilmiştir60. Karadeniz Bölgesi’nde Kızılırmak Deltası’nda üreyen yaklaşık 50 çift bulunduğu tahmin edilmekte olup, kış aylarında da bu bölgede gözlenmektedir19. Daha önce Yeniçağa Gölü’nde de ürediği bilinen türün, üreme mevsiminde burada 40’tan fazla birey gözlenmiştir; ancak günümüzde bu alanın bu büyüklükte bir popülasyonu barındırması mümkün görünmemektedir. Doğu Anadolu’da üreme döneminde birkaç alanda düşük sayılarda da olsa yaygındır, ancak habitat kaybı ve tahribat nedeniyle lokal seviyede azalma belirtileri mevcuttur. Bu bölgede üreme döneminde Eleşkirt ve Ağrı arasında 40’ın üzerinde bireyin kaydedildiği Mayıs 1970 kaydı, en yüksek sayı olarak bildirilmiştir. İç Anadolu’da birkaç noktada ürediği bilinen türün popülasyonu, sulakalanların kurutulması sonucu belirgin şekilde azalmıştır. Mayıs 1970’de Kurbağa Gölü’nde maksimum 50 çift, Mayıs 1972’de ise 38 çift kaydedilmiştir.

Göç sırasında ana rota, Orta Karadeniz kıyılarından Çukurova’ya uzanan hat üzerindedir. İç Anadolu’da en büyük yoğunluk Tuz Gölü çevresinde kaydedilmiştir; 1970 yılında 4186 birey, Kasım 1971’de ise 4023 birey sayılmıştır; ancak günümüzde bu sayılar daha düşüktür. Ayrıca, Sultansazlığı’nda 1994 sonbaharında 1200’ün üzerinde, 1993 yılında Ereğli Sazlığı’nda ise 1000 birey kaydedilmiştir. Diğer bir göç rotası Doğu Anadolu’dan geçmektedir. Eylül 1970’te Ağrı yakınlarında 80, Kasım 1970’te Horasan yakınlarında 165 ve Ağustos 1971’de Aşvan’da 224 birey sayılmıştır. Ana göç hattı dışında, eskiden aktif olan göç rotalarından bugün çok az sayıda kuş geçmektedir. Marmara Bölgesi’nde tür özellikle sonbahar göçünde görülmekte olup, ilkbaharda daha düşük sayılarda gözlenmektedir. İstanbul Boğazı’ndan uzak alanlarda, İstanbul ile Edirne arasında yapılan sayımlarda 18 Eylül 1973’te 200 birey ve 6 Ekim 1973’te 1,5 saat içinde Edirne’de güneye uçan 1078 birey kaydedilmiştir. İlkbahar başlarında, mart ortasından itibaren ve sonbaharda, ağustos ortasından itibaren düzenli olarak gözlenir. 15 Mart’ta kuzeye uçan 451 birey ve 21-30 Eylül arasında doğuya uçan 163 birey en yüksek sayılardandır, ancak günümüzdeki sayılar daha düşüktür. Boğaz geçişlerinin tarihsel dağılımı iyi bilinmemektedir. Ege ve Akdeniz bölgelerinde uzun zamandır geçiş ve kış ziyaretçisi olarak bilinen tür6, nadiren de olsa üreme dönemi boyunca da kaydedilmiştir. Acıgöl’de en yüksek olarak 12 Eylül 1961’de 800 birey61 ve 1971 Kasım sonunda kışın 556 birey kaydedilmiş olup, genellikle düşük sayılarda gözlenmektedir.

Türkiye’deki kışlayan nüfusun %90’ından fazlası Çukurova’daki Akyatan Gölü ve Yumurtalık Lagünlerinde toplanmaktadır. Son WWF Türkiye’nin yürüttüğü kapsamlı çalışmalarda 2018 yılında yaklaşık 5.000 ila 10.000 turnanın Çukurova sulakalanlarında kışladığını, yegane uyuma alanlarının Akyatan Gölü ve Yumurtalık Kaldırım Tuzlası olduğu tespit edilmiştir. Burada şubat sonu ile birlikte ilkbahar göçünün başlamasıyla sayılar tekrar artmaktadır. Eskiden Orta Anadolu’da önemli sayılarda kışladığı bilinen tür, 1982 sonbaharında Batı ve Orta Anadolu’daki sulakalanlarda yapılan bir araştırmada 12.960 birey olarak sayılmıştır62.

Üreme

Yuvalama Alanı: Daha az rahatsız edilecekleri geniş ve sığ bataklıklar, göllere yakın sulak çayırlar, kındıra ve 60 cm’den uzun otların bulunduğu veya Yeniçağa Gölü gibi alçak kesimlerde dağınık sazlıkların yer aldığı alanlarda ürer.
Yuvası: Düzlenmiş bitki örtüsüyle kaplı, bitkisel materyali az olan dar ancak kuru bir tepecik üzerine, ebeveyni gizleyecek uzunluktaki bitkiler arasında yapılır. Türkiye’de kaydedilmemiş olsa da, daha derin sularda büyük bir bitki öbeğinin üzerine yuva yapabilir.
Yumurta sayısı: 1-3 arası değişmekte olup, ortalaması 1,9’dur. Yavru sayısı genelde 1 (24 yuvada) ve nadiren 2’dir (8 yuvada).
Üreme dönemi: Coğrafi bölgelere göre mart sonundan mayıs sonuna kadar geniş bir dönemde yumurta koyar. Mayıs sonu ile temmuz arasında farklı alanlarda yavrular kaydedilmiştir. KAR Kızılırmak Deltası’nda temmuz ayında 11 kuluçka kaydedilmiştir2. Aynı alanda 26 Mayıs 1992’de 7-10 günlük bir yavru gözlenmiş, bu da yumurtlamanın 15-20 Nisan’da başladığını göstermektedir; 5 Haziran’da ise iki yavru gözlenmiştir11. Yeniçağa Gölü’nde, 2 Mayıs 1978’de kur davranışı ve çiftleşme, 25 Nisan 1962’de yumurtalı 4 yuva ve haziran ayında en erken 2’si olmak üzere 4 kuluçka kaydedilmiştir63. AKD 10 Mayıs 1899’da Acıgöl’de içinde yumurta olan 5 yuva ve yeni yumurtadan çıkmış yavru gözlenmiştir21. Aynı alanda 12 Mayıs 1974’te kur davranışı, 21 Nisan 1981’de yuvalar, 27 Haziran 1964’te 5 yavru ve 16 Temmuz 1986’da 1 yavru kaydedilmiştir64. İÇA En erken kayıt, 11 Mayıs 1993’te Eşmekaya’dan bir erişkin ve yaklaşık 3 haftalık iki yavru olarak gözlenmiş olup, yumurtlamanın 21 Mart civarında olduğunu göstermektedir. 23 Mayıs 1992’de ve 11 Mayıs 1993’te Eşmekaya’da yeni çıkmış yavrular kaydedilmiştir; 14 Haziran 1973’te ise geç kuluçka gözlenmiştir65. Mayıs sonu ile temmuz arasında farklı alanlarda yavrular kaydedilmiştir. 22-27 Mayıs 1972’de Sultansazlığı’nda 29 küçük yavru ve 38 çift gözlenmiştir27. DOA 29 Mayıs 1969’da Bendimahi’de bir erişkin kuluçkada, 14 Mayıs 1970’de Fahril Gölü’nde 6 erişkin kuluçkada ve 24 Mayıs 1975’te Sarıkamış’ta içinde 3 yumurta olan bir yuva gözlenmiştir. 9 Haziran 1984’te Murat Nehri kenarında yaklaşık 3 haftalık iki yavru kaydedilmiştir. 27 Haziran 1989’da Bulanık’ta küçük bir yavru gözlenmiş olup, yumurtlamanın mayıs sonunda olduğunu göstermektedir.

Alttürler ve Sınıflandırma

Monotipik bir türdür. Eskiden Türkiye, Güney Kafkasya ve Kuzey Asya popülasyonlarını lilfordi olarak kabul edilmiştir42. Ermenistan’da tanımlanan archibaldi alttürü, Türkiye’de en azından Doğu Anadolu’daki popülasyonu da kapsamakta66, ancak henüz gerçek anlamda kabul görmemiştir.