14 Prinyalar - Kamışçınlar
Asya Dik Kuyruklu Ötleğeni
Prinia lepida, Delicate Prinia
Lokal olarak çok sayıda bulunan yerli türdür.
Tür, özellikle Göksu ve Çukurova deltalarında ve eski Amik Gölü çevresinde (Antakya) boldur. Güneydoğu Anadolu’da Birecik, Akçakale ve Dicle Nehri boyunca yer alan bazı lokalitelerde daha az ve daha lokal yayılışlıdır. Batıda Antalya’da ve bir kez de Beyşehir ve Burdur göllerinde kaydedilmiştir. Genellikle Scirpus ve Juncus bitkilerinin yoğun olduğu alanlarda yaşasa da, zaman zaman pamuk tarlaları gibi daha kuru tarımsal alanlarda da bulunabilir. Kanıtlar sınırlı olsa da, sınırlı ölçüde üreme sonrası dağılma gösterdiği düşünülmektedir.
Üreme
Yuvalama alanı: Ovalarda, su kenarlarındaki yoğun vejetasyon alanlarında, sulama kanalları boyunca, eski nehir kanallarında, sazlık sulakalanların kıyılarında, nehir ağızlarındaki ılgınlıklarda (Tamarix) ve buğday tarlalarında ürer. Çukurova’da kumullar, nehir ve menderes kıyıları, çalılıklar, kanallar, plantasyonlar ve orman açıklıkları da yuvalama alanıdır.
Yuvası: Göksu Deltası’nda Phragmites kenarındaki nemli Scirpus ve Juncus bitki kümeleri içinde, Birecik’te benzer habitatlarda toplam 12 yuva kaydedilmiştir. Yerden 0,3–1 m yükseklikte bulunan bu yuvalar, yandan geniş girişli, kubbe şeklindedir. İnce otlar, bitkisel atıklar, lifler ve örümcek ağlarıyla örülür; içi bitki tüyleriyle döşenir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 5 yuvada 4 yumurta, 7 yuvada 5 yumurta kaydedilmiştir. Dört yuvada 4 yavru, bir yuvada 5 yavru sayılmıştır.
Üreme dönemi: İlk yumurtlama mart sonunda ya da nisan başında olur, yavrular nisan sonu-mayıs başı gibi çıkar, bazı yuvalarda temmuz ve eylüle kadar tüylenmiş yavrular görülmüştür. Yılda iki ya da üç kez kuluçkaya yattığı düşünülmektedir. AKD: 19 Mayıs 2007’de Side’de dört yumurta ve yeni çıkmış bir yavru bulunan bir yuva ve tüylenmiş yavrular görülmüştür.Göksu Deltası’nda 23 Mayıs–10 Haziran 1993’te dört yavrulu iki yuva, 1 Haziran ve 9 Haziran’da iki ve üç yumurtalı iki yuva, 6 Mayıs 2004’te dört tüylenmiş yavrulu bir yuva, 22 Mayıs’ta beş yumurtalı bir yuva, 2005’te 6 Mayıs’ta küçük yavrulu bir yuva, 11 Mayıs’ta dört yumurtalı bir yuva, 12 Mayıs’ta yuva yapımı kaydedilmiştir. 1 Eylül 1977’de Alanya yakınlarında yeni tüylenmiş iki yavru, 11 Eylül 1976’da Çukurova’da bir erişkin yuvasına yiyecek taşırken gözlenmiştir. 27 Temmuz 1971’de bir yumurtalı bir yuva (tamamlanmamış), 2004’te iki çiftin yuva yaptığı, 6 Mayıs’ta dört yavrulu bir yuva ve 22 Mayıs’ta beş yumurtalı bir yuva, 2005’te 6 Mayıs’ta küçük yavrulu ve 11 Mayıs’ta dört yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir. 10 Mayıs 1989’da Çukurova’da beş yumurtalı bir yuva gözlenmiştir. GDA: Birecik’te 20 Mayıs 1993’te dört yavru, 20 Mayıs 2007’de beş yumurtalı bir yuva, 10 Mayıs 2004’te dört günlük beş yavrulu bir yuva, 4 Haziran 2001’de yumurtlamaya hazır boş bir yuva; 3 Haziran 1993’te yuva yapımı ve 4 Haziran 1998’de üç yumurtalı bir yuva, 7 Haziran 1995’te içinde yavru bulunan bir yuva, 12 Mayıs 2004’te dört boş yuva, 23 Mayıs 2004’te yuva yapan bir erişkin ve üç yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Akdeniz’deki popülasyonların tamamının, Türkiye’nin güneyinde tanımlanan ve bu bölgeye endemik olduğu düşünülen akyildizi alttürüne ait olabileceği öne sürülmüştür1. Bu bölgedeki bireylerin, akyildizi alttürünü de kapsayan lepida grubuna ait olduğu açıktır. Ancak Birecik’ten ya da Güneydoğu Anadolu’nun başka bir bölgesinden örnek bulunmamaktadır1. Güneydoğu’da ayrıca irakensis alttürünün de var olabileceği düşünülmektedir.
Yelpazekuyruk
Cisticola juncidis, Zitting Cisticola
Nispeten lokal olarak az sayıda bulunan yerlidir.
Özellikle ovalardaki sulakalanlar ve çevresindeki ekili arazilerde yaşar. İzmir’den güneye doğru Ege ve Akdeniz kıyılarında, ayrıca yerel olarak Güneydoğu Anadolu’da bulunur. Birecik’te düzensiz olarak ürediği öne sürülmüştür. Son yıllarda Ayvalık’tan yaz dönemine ait bir kayıt bildirilmiştir. Marmara Bölgesi’nde çok az kaydı olmakla birlikte, türün İstanbul’da 1839’da Boisseneau tarafından alınan bir örnekle belgelenmiş olması, burada da düzensiz şekilde görüldüğünü göstermektedir. Üreme sezonunda 900 metreye kadar olan iç bölgelerdeki sulakalanlarda da düzensiz olarak kaydedilir. İç Anadolu’da Acıgöl ve Mogan Gölleri ile Yarma (Konya) çevresindeki eski sazlıklarda kaydedilmiştir. Van Gölü’nde, en yenisi Eylül 2004 ortasına ait olmak üzere iki kayıt, ayrıca Erçek Gölü ve Bulanık’tan birer kayıt mevcuttur.
Büyük ölçüde üreme alanlarında kışlayan bir türdür ve bu mevsimde nispeten yaygındır. Marmara ve Karadeniz’de, özellikle Kızılırmak Deltası’nda kış kayıtları vardır. Avrupa’daki birçok bölgede olduğu gibi, Türkiye’de de sert kış koşullarına bağlı olarak popülasyonda belirgin dalgalanmalar gözlenmektedir2. Bu durum özellikle 1970’lerin ikinci yarısında3 ve 1990’ların başında Göksu Deltası’nda yapılan çalışmalarda açıkça ortaya konmuştur4.
Üreme
Yuvalama alanı: Uzun otların bulunduğu çayırlar, sazlık kenarları ve genellikle nemli kofa (Juncus) gibi yoğun, alçak vejetasyonun olduğu açık alanlarda ürer.
Yuvası: Türkiye’de yuva yapısı bilinmemektedir. Diğer bölgelerde uzun otların ya da kofaların arasında gizlenmiş, armut şeklinde, örümcek ağlarıyla bitki saplarına tutturulmuş ve içi otlarla, bitki tüyleriyle döşenmiş yuvalar yapar. Giriş deliği tepededir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısına dair bilgi yoktur. Diğer bölgelerde genellikle 4–6 yumurta bırakır.Diğer yerlerde olduğu gibi yılda en az iki kez kuluçkaya yatması olasıdır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde ilk yumurtlama nisan başında olabilir, yavrular mayıs ortasında çıkar ve temmuz başına kadar yuvada kalır. Yılda en az iki kez kuluçkaya yatması olasıdır. AKD: 6 Mayıs 2004’te Göksu Deltası’nda yumurtlamanın 5 Nisan civarında olduğunu gösterecek şekilde yaklaşık 5 tüylenmiş yavru gözlenmiştir. 28 Haziran 1999’da Dalyan’da yiyecek taşıyan bir erişkin gözlenmiştir. Mart sonu ile eylül başı arasında öten birçok erişkin gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Batıdaki, özellikle İzmir çevresinden toplanan örneklerin juncidis alttürüne ait olduğunu belirtmiştir, ancak güneydoğu kıyılarında bulunan bireylerin muhtemelen neuroticus alttürünü de içerdiğini tahmin etmiştir1. Cambridge Üniversitesi Zooloji Müzesi’nde bulunan İstanbul örneği de (CUMZ27/Syl/23/t/7) juncidis alttürüne aittir. İkinci formun doğru yazımı neuroticus şeklindedir5.
Küçük Mukallit
Iduna caligata, Booted Warbler
Nadir olarak az sayıda görülen geçit türüdür.
Önceleri rastlantısal olduğu düşünülmüş, ancak doğu bölgelerinden gelen düzenli kayıtlarla nadir bir geçit kuşu olduğu anlaşılmıştır. Tersi belirtilmedikçe her biri tek bir bireye aittir. Yayımlanmış kayıtlar şunlardır: 9 Eylül 1976’da Ardeşen3, 20 Ağustos 1988’de Rize6, yine Rize’de 15 Ağustos 1990’da 2–3 birey, 29 Ağustos 1991 ve 5 Ağustos 19937, 24 Mayıs 1992’de Birecik, 25–26 Nisan 1993’te Mersin8,9, 20 Mayıs 1993’te Erçek Gölü10, 25 Mayıs 1998’de Beyşehir Gölü, 9 Ağustos 2001’de Muradiye ile Çaldıran arasında ve 3 Haziran 2002’de Balatos. Bu kayıtların çoğu ayrıntılı olarak tanımlanmıştır. İlk Rize kaydının fotoğrafı bulunmakta olup, Alman Nadir Tür Komitesi tarafından onaylanmıştır.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yayılış alanı Rusya’nın batısından Kazakistan’a dek doğu ve güneye uzanan taygada ve büyük olasılıkla Türkmenistan ve Özbekistan’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Şimdiye kadar Türkiye’de gözlenen bireylerle ilgili eldeki veriler7,10, burada gözlenen formun caligata olduğu izlenimini vermektedir. Bu sonuca kuşların üst ve alt kısımlarındaki tüy örtüsünün tonları, ikinci ayna varlığı, gaga uzunluğu, genel vücut oranları ve kafa yapısı gibi morfolojik özelliklere dayanılarak ulaşılmıştır. Küçük mukallitin ve benzer türlerin Iduna cinsine dahil edilmesiyle ilgili ek taksonomik notlar ve tartışmalar yayımlanmıştır11.
Sazak Mukalliti
Iduna rama, Sykes’s Warbler
Rastlantısal konuktur.
Önceleri Türkiye için rastlantısal olduğu düşünülse de, son yıllarda özellikle doğu bölgelerinde çok az sayıda da olsa neredeyse düzenli olarak kaydedilmeye başlanmış ve bu nedenle üreme ihtimali belirmiştir.
Son yıllara ait kayıtlar şunlardır: 18 Mayıs 2015’te Hakkari Nehil Sazlıkları (Kuzey) alanında E. Kayhan ve E. Yoğurtçuoğlu tarafından, 22 Mayıs 2019’da Iğdır Aras Kuş Halkalama İstasyonu’nda J. Ramírez tarafından, 22 Mayıs 2020’de yine aynı istasyonda J. Ramírez tarafından ve aynı tarihte Kars Aras alanında Kuş Araştırmaları Derneği tarafından birer birey kaydedilmiştir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yayılış alanı Orta Asya’da Pakistan’ın kuzeybatısına dek güneyde ve lokal olarak İran ile doğu Arabistan’dır. Son yıllarda yayımlanan çalışmalar, Arabistan’da üreyen formların sağlam gerekçelerle rama olarak tanımlanabileceğini gösteren mtDNA verilerini ortaya koymuştur12.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür. Eskiden Küçük Mukallit ile aynı tür olarak değerlendirilirdi. Eskiden Hippolais cinsi altında sınıflandırılmıştır.
Ak Mukallit
Iduna pallida, Eastern Olivaceous Warbler
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yaz göçmeni ve geçit türüdür.
Türkiye genelinde özellikle güney, kuzey ve batı bölgelerinde, 2000 metreye kadar olan ovalık alanlarda ürer. Çeşitli habitatlarda görülmekle birlikte, çoğunlukla su kenarındaki ağaçlık alanları, özellikle söğüt ve kavakları tercih eder. Bunun yanında, çalılıklar, bahçeler, zeytinlikler ve narenciye bahçeleri gibi habitatlarda da ürer. 1992 baharında Kızılırmak Deltası’nda 2000–2500 çiftin ürediği belirlenmiştir. Daha önce bulunmadığı düşünülen13 Güneydoğu Anadolu ve diğer bazı bölgelerde daha seyrek olarak kaydedilmiştir. 1992 yılında Kızılırmak Deltası’ndaki 100 hektarlık bir ağaçlık alanda 160 yuvalama alanıyla en yoğun üreyen tür olarak tespit edilmiştir. Aynı çalışmada, bu popülasyona ait sadece beş çiftin kumul ve çalılık alanlarda yuvaladığı ve erişkin bireylerin çoğunun alana mayısın son on gününde geldiği belirlenmiştir14. 1998 yılında Uluabat Gölü’nde, özellikle su kıyısındaki sık çalılıklarda ve yoğun olarak ılgınlar içinde yuvalayan yaklaşık 430 çiftlik bir popülasyon kaydedilmiştir15.
Geçit döneminde de oldukça yaygın ve sayıca boldur. İlkbaharda mart ortasından itibaren güney ve güneybatı kıyılarında düzenli olarak görülmeye başlar. En yoğun dönemi nisan ortasından mayıs ortasına kadardır. Sonbaharda, birçok bölgede ağustos başından eylül ortasına kadar gözlenirken, güney kıyılarında bu dönem eylül sonu ve ekim ortasına kadar uzanabilir. 17 Ocak 1969’da Büyük Menderes Deltası’nda gözlenen bir birey, türün bilinen tek kış kaydıdır16. Ayrıca, 18 Kasım 1990 tarihinde Antalya’da gözlenen iki bireyin de bölgede kışlamış olması muhtemeldir.
Üreme
Yuvalama alanı: Çalılık, fundalık, açık ağaçlık alanlar, bağ ve bahçeler, zeytinlikler; ayrıca su kenarlarında ya da söğüt, kavak ve ılgın bulunan nemli bölgelerde ürer.
Yuvası: Genellikle bir çalı ya da küçük bir ağacın dış dallarına, yerden yaklaşık 1,5–5 m yükseğe yapılır. Bitki gövdeleri, lifler ve bitkisel havlardan oluşan, ince lifler ve saç ile astarlanmış derli toplu bir kâse biçimindedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 5 yuvada 3 yumurta, 7 yuvada 4 yumurta kaydedilmiştir. 2 yuvada 3 yavru, 2 yuvada 4 yavru sayılmıştır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde ilk yumurtlama mayıs başında başlar, yavrular haziran ortasında çıkar ve temmuz sonuna kadar yuvada kalır. MAR: 8 Mayıs 1970’te Gelibolu’da yuva yapma davranışı, 4 Haziran 2006’da Uluabat Gölü’nde tamamlanmamış yumurtalı bir yuva ve 12 Ağustos 1966’da Çamlıca’da yavru besleyen erişkin gözlenmiştir. Uluabat Gölü’nde genellikle su kıyısında, çoğunlukla sık çalıda ve çok yüksek sayılarla ılgınların içinde yuvalamıştır15. EGE: 8 Mayıs 1899’da Aydın’da bir nar ağacında dört yumurta bulunan bir yuva; 15 Mayıs 1899’da İzmir yakınında üç yuvada dörder yumurta; 12 Mayıs 1951’de İzmir yakınında yerden 5 m yüksekte bir kargıdaki yuvada dört yumurta kaydedilmiştir17,18. AKD: 21 Mayıs 1993’te Göksu Deltası’nda içinde üç yumurta olan bir yuva, 2 Haziran’da bu yumurtaların çatladığı; 9 Haziran 1993’te yeni tüylenmiş bir yavru gözlenmiştir. Aynı alanda 9 Haziran 1992’de dört yumurtalı bir yuvada 18 Haziran’da hâlâ çatlamamış yumurtalar, 15 Haziran’da ikinci kuluçkaya hazırlık olduğu düşünülen boş bir yuva ve 17 Haziran’da büyük yavrular bulunan bir yuva kaydedilmiştir. 8 Mayıs 2004’te boş bir yuvada, 16 Mayıs’ta üç yumurta bulunmuştur. 29 Haziran 1999’da Dalyan’da yeni tüylenmiş yavrular beslenirken görülmüştür. KAD. 1992’de Kızılırmak Deltası’nda 100 hektarlık bir ağaçlık alanda 160 üreme alanı ile en yoğun sayıyla üreyen tür olduğu belirlenmiştir. Bu alanda üreyen popülasyondan sadece 5 çiftin kumul ve çalılıkta yuvaladığı ve erişkinlerin çoğunun üreme alanlarına mayısın son on gününde geldikleri de belirlenmişti14. Temmuz 1966’da Kızılırmak Deltası’nda yavrulu sekiz çift, 19 Temmuz 1975’te yavru besleyen on çift, 11 ve 15 Haziran 2004’te Gelinkaya’da yuva yapma davranışı kaydedilmiştir. İÇA: 31 Mayıs 1975’te Boğazköy’de yiyecek taşıyan bir erişkin gözlenmiştir. DOA: 3 Temmuz 1969’da Varto’da nehir kenarındaki bitkiler içinde yapılmış bir yuvada yavrular beslenirken görülmüştür. GDA: 3 Haziran 1993’te Birecik’te yuva yapma davranışı gözlenmiş; 3–4 Haziran 1993 ve 1998’de içinde yumurta olan üç yuva, 4 Haziran 1998’de yavrulu üç yuva, 7 Haziran 1995’te yavrulu bir yuva, 12 Mayıs 2004’te tamamlanmış ancak boş dört yuva, 23 Mayıs 2004’te yuva yapan bir birey ve üç yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir. 14 Haziran 1996’da Işıklı’da üç tüylenmiş yavru gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Gaga ölçümlerine dayanarak Trakya’dan Burdur Gölü’ne kadar uzanan batı bölgelerindeki bireylerin elaeica, geri kalan bölgelerdeki bireylerin ise tamariceti alttürüne ait olduğunu iddia edilmiştir1. Ancak tamariceti çok zayıf tanımlanmış bir taksondur ve elaeica alttürünün bir sinonimi olarak kabul edilmelidir. J. L. Copete, Birecik’te halkalanan bireylerin ölçümlerinin elaeica ile uyumlu olduğunu belirtmiştir (sözlü, 2003). Elaeica grubundaki coğrafi varyasyonların alttür seviyesinde tanınması ise şüpheli bulunmuştur19. Bu nedenle, Türkiye’deki tüm bireylerin elaeica alttürüne ait olduğu kabul edilmelidir.
Tür, geçmişte Hippolais cinsi altında sınıflandırılmıştır. Ancak daha sonra Iduna altcinsi içinde değerlendirilmesi önerilmiş ve bu altcinsin cins seviyesine yükseltilmesi uygun görülmüştür20–22.
Dağ Mukalliti
Hippolais languida, Upcher’s Warbler
Lokal olarak az sayıda yaz göçmenidir.
Hemprich ve Ehrenberg tarafından 1824 yazında Lübnan Dağları’nda, bağımsız olarak da Tristram tarafından 1864’te Filistin’de toplanan örnekler üzerinden tanımlanmıştır. Türkiye’de ise ilk kez 1935 yılı haziran ayı başında Gaziantep yakınlarında kaydedilmiştir23. Bu bölge hâlen türün en iyi bilindiği yer olarak öne çıkmaktadır. Tür, uzun süre yalnızca birkaç bölgeden bilinen nadir bir kuş olarak kabul edilse de, günümüzde Güneydoğu Anadolu’da ve komşu Doğu Anadolu’nun güney ve muhtemelen doğu sınırında lokal ancak düzenli olarak ürediği anlaşılmıştır24. Ayrıca Akdeniz Bölgesi’nde Hatay’dan doğu Toroslar’a kadar olan alanlarda ve İç Anadolu’nun doğu ile orta kesimlerinde, kayalık tepelerle çevrili alçak çalılıklarda ve 2000 metreye kadar yükselen dağlık alanlarda da ürediği bilinmektedir25. En batıda Eskişehir’de ürediği bulunmuştur26.
Erzurum İspir ve Van çevresinden gelen, üreme dönemine ait dağınık kayıtlar menzilini aşmış göçmen bireyleri işaret etmektedir ve bu alanlarda yuvalama gerçekleştiğini göstermemektedir. Buna karşın, Kars ilinde Ermenistan sınırına yakın bir noktada yakın zamanda ürediği doğrulanmış, 2005 yılı mayıs ortasında ise Artvin Yusufeli’nde yuvaladığı şüphelenilmiştir. Ayrıca 24 Mayıs 1998’de İstanbul’da ötüşü kaydedilen bir birey, türün Avrupa’daki ilk kaydı olarak değerlendirilmektedir27.
Geçit sırasında türün varlığı daha yaygındır. Örneğin, Akdeniz Bölgesi’nde Side’de kaydedilmiştir28. İlkbaharda nisanın son haftasından itibaren görülmeye başlanır; geçişin büyük bölümü mayıs sonunda tamamlanır. Sonbahar geçişi genellikle hızlıdır; bireylerin çoğu ağustosun ikinci yarısına kadar göç eder. Eylül ayında nadirdir; en geç 29 Eylül’de kaydedilmiştir29.
Üreme
Yuvalama alanı: Kurak kayalık tepelerdeki dağınık çalılıklarda, vadilerde ve bağ ve bahçelerde ürer.
Yuvası: Yerden 1–2 m (nadiren 3 m) yükseklikte, bir çalı ya da ağaç içine (örneğin meşe, armut, antepfıstığı) yuva yapar. Örümcek ağları ile birbirine tutturulmuş otlardan ve ince saplardan oluşan, daha ince ot, bitkisel hav ve saç ile astarlanmış kâse şeklinde bir yuvası vardır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 4 yuvada 3 yumurta, 3 yuvada 4 yumurta kaydedilmiştir. Bir yuvada 3 yavru, 3 yuvada 4 yavru sayılmıştır. Türkiye’de yılda iki kez kuluçkaya yatıldığına dair kesin kanıt bulunmamaktadır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde yumurtlama mayıs ortasında başlar, yavrular haziran ortasından itibaren çıkar ve temmuz başına kadar yuvada kalır. İÇA: 10 Haziran 1998’de Hasan Dağı’nda yumurtaları tamamlanmamış iki yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir. DOA: 3–4 Haziran 1992’de Kars Tuzluca bölgesinde, birinde dört yumurta olan iki yuva kaydedilmiştir. GDA: 2 Haziran 2001’de Gaziantep’te içinde dört yumurta olan bir yuva ve 14 Haziran’da aynı yuvada 7–8 günlük dört yavru kaydedilmiştir. 3 Haziran 2001’de dört yumurtalı başka bir yuvada, 15 Haziran’da 11 günlük dört yavru görülmüştür. 16 Haziran 2001’de içinde 10 günlük dört yavru bulunan bir başka yuva ve 15 Haziran’da yaklaşık 12 günlük tüylenmiş dört yavru kaydedilmiştir. Bu kayıtlar, ilk yumurtlamanın 18–21 Mayıs 2001 arasında gerçekleştiğini göstermektedir. 2 Haziran 2001’de yuva yapmakta olan bir dişi gözlenmiş ve 14 Haziran’da bu yuvada üç yumurta bulunmuştur. 2006’da Gaziantep’te antepfıstığı ağaçlarında yerden 1,5–2,5 m yüksekte yedi yuva kaydedilmiştir. 7 Haziran 2006’da bu yuvalardan üçünde sırasıyla üç yumurta, 2 günlük dört yavru ve 5 günlük dört yavru, 12 Haziran’da ise iki yuvada üç yumurta, bir yuvada 4 günlük üç yavru ve bir diğerinde yaklaşık 9 günlük dört yavru gözlenmiştir. Bu veriler 2001 yılına ait yumurtlama tarihleri ile uyumludur. 6 Temmuz 1973’te Fevzipaşa (Gaziantep) yakınında tüylenmiş yavrulu 4–5 çift gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Zeytin Mukalliti
Hippolais olivetorum, Olive-tree Warbler
Lokal olarak az sayıda bulunan yaz göçmenidir.
Genellikle 800 metreye kadar olan ovalık alanlarda bulunur, ancak İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da üreme döneminde 1400 metreye kadar çıkar. Zeytinlikler, bademlikler, bağ ve bahçeler, meşe ya da çam karışımı açıklıklı ormanlar ve yer yer sık çalılıklı alanları tercih eder; nadiren diğer türlerden oluşan kurak veya nemli yaprak döken ağaçlık alanlarda da görülür. Marmara, Ege, Akdeniz ve daha lokal olarak Güneydoğu Anadolu’da, doğuda Mardin Dağları’na kadar, ayrıca Karadeniz’in en batı ucunda ve İç Anadolu’nun güney kesimlerinde birkaç yeni üreme dönemi kaydıyla temsil edilir.
20 Mayıs 1989’da Bingöl yakınında, 4 Haziran 1981’de Seyfe Gölü’nde ve 10 Ağustos 1992’de Yozgat Akdağmadeni civarında kaydedilen bireylerin, yeni üreme alanlarını değil, menzilini aşmış göçmenleri temsil ettiği düşünülmektedir. 22 Mayıs 1968’de Van’da kaydedilen birey de –tanımlama doğruysa– büyük olasılıkla bir göçmendir24.
İlkbaharda mart sonundan itibaren gözlenmeye başlar, geçişin büyük kısmı nisanın ilk üç haftasında gerçekleşir; mayıs ortasına kadar devam eder. Sonbaharda ise çoğu birey ağustos sonuna kadar bölgeyi terk eder; eylül ayına ait çok az kayıt vardır. Bu döneme ait en geç kayıt, 1 Ekim 1974’te İçel’in kuzeyinde gözlenen bir bireydir30. Geçiş sırasında doğu bölgelerde nispeten daha yaygındır.
Üreme
Yuvalama alanı: Zeytinlikler, bağ ve bahçeler, genellikle yamaçlardaki çalı ve fidanlar (çam dahil) içeren açık, kurak ağaçlık alanlarda; ağaçların da bulunduğu çalılıklarda ve ara sıra nemli ağaçlık alanlarda ürer.
Yuvası: Ağaç ve çalıların çatallı dallarında yuvalar. Yuvası yerden 1,2-2,0 m yüksektedir. Ege’de yabani armudun içine yapılmış 3 yuva18 ile Akdeniz’de biri elma diğeri zeytin ağacı içindeki 2 yuvanın da dâhil olduğu 7 yuvanın ortalama yüksekliğinin 1,5 m olduğu görülmüştür. Örümcek ağları ile birbirine tutturulmuş ot, bitki sapı, lif ve havdan oluşan, ince ot, saç, bitkisel hav ve ara sıra tüy ile astarlı kâse şeklinde derli toplu bir yuva yapar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 7 yuvada 4 yumurta, 4 yuvada 3 yumurta kaydedilmiştir. Bir yuvada 2 yavru, bir yuvada 4 yavru sayılmıştır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi mayıs ortasında başlar ve temmuz sonuna kadar sürer. MAR: 19 Haziran 1987’de Erdek’te içinde dört yavru bulunan bir yuva, temmuzda ise birkaç kere içinde tüylenmiş yavrular bulunan yuvalar kaydedilmiştir. EGE: 1950-51 yılları arasında ve 1954’te İzmir yakınında sekiz yumurtalı yuva bulunmuş ve kuluçka durumlarını tanımlanmıştır18. Bu bilgilerden yola çıkarak yuvaların çoğunda ilk yumurtaların 21-29 Mayıs’ta (en erken 11 Mayıs) koyulduğu belirlenmiştir. 3 Haziran’da ayrıca tamamlanmamış bir yuva ile içinde yavru bulunan bir başka yuva görülmüştür18. Daha yakın tarihte, 6 Haziran 1974’te İntepe’de içinde üç yumurta olan bir yuva gözlenmiştir. AKD: 10 Haziran 1992’de Uzuncaburç’ta bir yuvada dört yumurta bulunmuş, bu yumurtaların 18 Haziran’a kadar çatlamadığı kaydedilmiştir. 14 Haziran 1992’de Uzuncaburç’ta diğer bir yuvada yumurtaların 31 Mayıs’ta koyulduğuna işaret eden yaklaşık 3-4 günlük iki yavru kaydedilmiştir. Yine aynı yerde 10 Haziran 1990’da tüylenmiş yavrular gözlenmiştir. 25 Mayıs 2007’de Manavgat’ta yerden 2,5 m yüksekte bir meşe içine yapılmış bir yuvada dört yumurta bulunmuştur. İÇA: 11 Haziran 1998’de Karapınar’daki bir yumurtalı tamamlanmamış bir yuva, diğer bir yuvada ise dört yumurta kaydedilmiştir. GDA: 29 Temmuz 1992’de Yeşilce’de (Gaziantep) tüylenmiş yavrularını besleyen erişkinler gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Şarkıcı Mukallit
Hippolais polyglotta, Melodious Warbler
Rastlantısal konuktur.
Türün Türkiye’deki tek kaydı, 25 Temmuz 1973’te Çanakkale ili Kavak’ta halkalanan genç bir bireydir31. Yayında bireye ait bazı biyometrik ölçümler verilmiştir. Ancak bu kaydın aslında sarımsı bir ak mukallit (Hippolais pallida elaeica) genci olabilir1. Ekim 1982’de Bulgaristan’da bir birey kaydedilmiştir32. Doğu Akdeniz’de çok nadirdir; Yunanistan’dan yalnızca biri onaylanmış dört kayıt vardır33.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Sarı Mukallit
Hippolais icterina, Icterine Warbler
Lokal yaz göçmeni ve düzenli geçit türüdür.
Genellikle Trakya’da ve Karadeniz’in komşu bölgeleri ile Marmara’nın diğer kesimlerinde nadiren rastlanan öten bireylerin, göç sırasında geçen kuşlar olduğu düşünülmektedir. 6 Temmuz 1966’da İznik’te neredeyse tamamen tüylenmiş iki yavruyu besleyen bir çifte dayanan eski bir üreme kaydı mevcuttur. Ancak bu gözlemden sonra Türkiye’de ürediğine dair başka bir kanıt bulunamamıştır. Temmuz ayında Bafa Gölü’nden bildirilen bir başka kayıt ise34, büyük olasılıkla ak mukallit ile karıştırılmıştır.
Tür, Türkiye genelinde genellikle az sayıda görülür ancak batı ve orta bölgelerde daha sık rastlanabilir. İlkbahar göçü sırasında mayıs ayının ilk yarısında en yoğun şekilde kaydedilir. Geç bireyler haziran başına kadar görülebilir. En erken ilkbahar kaydı 9 Nisan’dır, ancak 25 Mart 1988’de Marmaris’te ve 16 Mart 1998’de Fethiye’de istisnai erken kayıtlar mevcuttur. Sonbaharda göç 28 Temmuz’da başlar ve 13 Ekim’e kadar sürebilir. Bu dönemde en yüksek sayılar ağustos sonu ile eylül başında görülür.
Üreme
Yuvalama alanı: Türkiye’deki tek üreme kaydı, İznik’te çalılıklar veya ağaçlık alanlarda ürediği düşünülmektedir.
Yuvası: Türkiye’de yuva yapısına dair bilgi bulunmamaktadır.
Yumurta sayısı: Yumurta sayısı bilinmemektedir. Ancak Temmuz 1966’da İznik’te tüylenmiş iki yavruyu besleyen bir çift gözlenmiştir.
Üreme dönemi: Türkiye’deki sınırlı veriye göre üreme dönemi haziran sonu ile temmuz başı arasına denk gelmektedir. Ancak veri yetersizdir ve üreme döneminin tam sınırları bilinmemektedir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Tür genellikle monotipik olarak kabul edilir. Görünüşe göre Türkiye’den örnek bulunmamaktadır1.
Sarı Kamışçın
Acrocephalus paludicola, Aquatic Warbler
Rastlantısal konuktur.
Güncel kayıtlara göre, 5 Eylül 1991’de Anamur’da ilk kışındaki bir birey35, 1 Mayıs 1992’de Kızılırmak Deltası’nda bir birey14 ve 5 Nisan 1999’da Fethiye’de bir birey kaydedilmiştir. Bu üç kayıttan yalnızca Anamur’daki gözlem ayrıntılı biçimde tanımlanmıştır; Fethiye kaydının doğru teşhisini destekleyen kısa açıklamalar ise verilmiştir.
Tarihi kaynaklarda geçen bazı belirsiz kayıtlar dışında türün yalnızca birkaç modern kaydı bulunmaktadır. İzmir’den sayısı belirtilmeyen birkaç gözleme işaret edilmiştir36. 19. yüzyılın sonlarında İstanbul’da Braun’a teslim edilen bir örneğin Robert Koleji koleksiyonunda yer aldığı belirtilmişse de37, bu örnek günümüzde müzede bulunmamaktadır38. Robson’ın kişisel koleksiyonunda yer aldığı öne sürülen başka bir örnekten de bahsedilmektedir39. Ayrıca, Haziran 1958’de Trabzon’un batısından gelen beklenmedik bir kayda dikkat çekilmiştir40.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Üreme dönemi yayılış alanı Doğu Avrupa’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Bıyıklı Kamışçın
Acrocephalus melanopogon, Moustached Warbler
Nispeten yaygın ve çok sayıda yaz konuğu, az sayıda kış konuğudur.
İç ve Doğu Anadolu’nun tamamında, Karadeniz Bölgesi’nde ise daha çok lokal olarak görülür. Örneğin Kızılırmak Deltası’nda 1000–1500 çift, Hotamış Sazlığı’nda ise nisan–ağustos arasında duyulan ötüşlere dayanarak 100’den fazla çiftin ürediği belirlenmiştir41. Akdeniz Bölgesi’nde ve muhtemelen Ege’nin bazı kesimlerinde de ürer. Üreme döneminde özellikle bataklık sulakalanlar ile bunlara komşu sulak çayırlarda bulunur. Van Gölü çevresi dâhil ülkenin iç kesimlerinde ve kuzeydeki üreme alanlarında mart başı ile eylül sonu arasında kaydedilmiştir. Kızılırmak Deltası’nda en azından 15 Mart ile 26 Eylül arasında görülür.
Görünüşe göre ülke genelinde yaygın, ancak sayıca az bir geçit kuşudur. Marmara, Ege, Akdeniz ve muhtemelen Güneydoğu Anadolu’nun batı kesiminde kışlar. Örneğin Danford, türü Kahramanmaraş’taki Gavur Gölü’nde kışın kaydetmiştir. Genellikle bu bölgelerden mart sonu veya en geç nisan ortasında ayrılır.
Üreme
Yuvalama alanı: Sazlıklar, bataklıklar ve kıyıları sazlık olan göllerde, çoğunlukla sulak bölgelerde ürer. 1998’de Eşmekaya’da sulakalanda göl aynası kenarlarını tercih ettiği, oysa aynı bölgede Kındıra Kamışçını’nın daha kuru kındıralıkları kullandığı kaydedilmiştir. Kızılırmak Deltası’nda her türlü bataklık alanda bulunur, ancak yaşlı kamışlıklar ve saz-kamış alanlarında 30-80 üreme alanı/100 ha (bazen 100-150) gibi yüksek yoğunluğa ulaşır. Yürükler Nehri boyunca Saz Kamışçını (A. scirpaceus) dar sazlıklarda görülürken, Bıyıklı Kamışçın kamış (Typha), hasır otu (Phragmites), çalılık ve karışık bitki örtülü adaları tercih eder14. Erçek Gölü yakınındaki küçük bir gölde, göl aynasının kenarında ve yine su üzerindeki sık bitki örtüsü içinde bir sazlıkta ürediği kaydedilmiştir.
Yuvası: Genellikle dikey gövdelere bağlanmış, bitki sapları, çimenler ve yapraklarla derin bir kap şeklinde yapılmış, saz sapları ve tüylerle çevrelenmiş bir yapıdadır. Yuvasını genellikle su üstünde, sık bitkiler arasında yapar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 1 yuvada 3 yumurta, 3 yuvada 4 yumurta, 2 yuvada 5 yumurta kaydedilmiştir. Genellikle 3-4, bazen 5-6 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi nisan ortasında başlar ve temmuz sonuna kadar sürer. EGE: Bafa Gölü’nde 29 Mayıs 1999’da boş, ancak yumurtlama için hazır bir yuva bulunmuştur. MAR. Uluabat Gölü’nde 25 Nisan 2003’te çok sayıda öten birey ve 4 Haziran 2006’da içlerinde dörder yumurta olan iki yuva, Manyas Gölü’nde 28 Haziran 1972’de içeriği görülemeyen bir yuva14. KAD. Kızılırmak Deltası’nda Haziran 1992’nin başında birkaç yuva14 ve Yeniçağa Gölü’nde içinde dörder yumurta olan dört yuva kaydedilmiştir. Türkiye’den bu konuyla ilgili veri olmasa da, genellikle yılda iki kuluçkaya yattığı düşünülmektedir. İÇA: Kulu Gölü’nde 12 Haziran 1998’de bir erişkin tüylenmiş yavrularını beslerken görülmüştür. Aynı alanda 10 Mayıs 2006’da gözlenen yeni tüylenmiş yavrular, yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiğini göstermektedir. 10 Mayıs 2006’da Sultansazlığı’nda bir drenaj kanalının kenarında, içerisinde 3 yumurta olan bir yuva ve yeni tüylenmiş yavruların olduğu başka bir yuva gözlenmiştir. DOA: Erçek Gölü’nde 3 Haziran 2001’de içinde yumurta olan iki yuva, Van Sazlığı’nda 4-5 yumurtaya kuluçkaya yatılan beş yuva ve bu yuvalarda 11 Haziran 2001’de yeni çıkmış yavrular kaydedilmiştir. Malatya’daki Karakaya Barajı’nda Haziran 2005’te içinde yavru olan yuvalar kaydedilmiştir.
Sazlıklar, bataklıklar ve kıyıları sazlık olan göllerde, çoğunlukla sulak bölgelerde ürer. 1998’de Eşmekaya’da sulakalanda göl aynası kenarlarını tercih ettiği, oysa aynı bölgede Kındıra Kamışçını’nın (A. schoenobaenus) daha kuru kındıralıkları kullandığı kaydedilmiştir. Kızılırmak Deltası’nda her türlü bataklık alanda bulunur, ancak yaşlı kamışlıklar ve saz-kamış alanlarında 30-80 üreme alanı/100 ha (bazen 100-150) gibi yüksek yoğunluğa ulaşır. Yürükler Nehri boyunca saz kamışçını (A. scirpaceus) dar sazlıklarda görülürken, bıyıklı kamışçın kamış (Typha), hasır otu (Phragmites), çalılık ve karışık bitki örtülü adaları tercih eder14. Hotamış Sazlığı’nda nisan-ağustos arasında duyulan ötüşlerden 100’den fazla çiftin ürediği belirlenmiştir (Kirwan 1993a). Erçek Gölü’nün yakınındaki küçük bir gölde, göl aynasının kenarında ve yine su üzerindeki sık bitki örtüsü içinde bir sazlıkta, dikey gövdelere bağlanmış, bitki sapları, çimenler ve yapraklarla derin bir kap şeklinde yapılmış, saz sapları ve tüylerle çevrelenmiş bir yuva bulunmuş olup, 3 Haziran 2001’de hazır, ancak boş olduğu ve daha sonra 11 Haziran 2001’de içinde 4 yumurta bulunduğu görülmüştür. Yumurta sayısı genelde 3-4 (5-6)’tür. İÇA: Kulu Gölü’nde 12 Haziran 1998’de bir erişkin tüylenmiş yavrularını beslerken görülmüştür. 10 Mayıs 2006’da Sultansazlığı’ndaki bir drenaj kanalının kenarında, içinden bir bireyin havalandığı yeni, ancak boş bir yuva, içerisinde 3 yumurta olan bir yuva ve yeni tüylenmiş yavruların olduğu başka bir yuva gözlenmiştir. Sonuncusundaki yavrular, yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiği anlamına gelmektedir. Türkiye’den bu konuyla ilgili veri olmasa da, genellikle yılda iki kuluçkaya yatar.
Alttürler ve Sınıflandırma
Anadolu’nun büyük bölümünde mimicus alttürü görülür. Yalnızca İzmir, Hatay ve Van’dan elde ettiği örnekler nedeniyle alttür değerlendirmesi kalmıştır1. Hatay ve Van’dan toplanan bireyler mimicus alttürüyle uyumludur. Ancak İzmir çevresindeki ve Ege ve Marmara’nın diğer kesimlerinde bulunan kuşları melanopogon olarak sınıflandırmıştır1. Arazi gözlemlerimiz, mimicus alttürünün Kızılırmak Deltası’nda yüksek sayılarda ürediğini, ayrıca İç Anadolu ve Akdeniz’de geniş bir yayılışa sahip olduğunu doğrulamaktadır. Ancak batı bölgelerindeki kuşların ırksal kimlikleri hakkında kesin yorum yapabilmek için yeterli örnek ve arazi deneyimi bulunmamaktadır. Türkiye’nin batısından incelediğimiz tek örnek İzmir’dendir. Bu birey, belirgin koyu tepe rengi ve geniş, devetüyü rengindeki alt tarafıyla melanopogon ile yakından uyumludur. Bununla birlikte, Mezopotamya’dan bazı mimicus bireylerinde de koyu tepe rengine rastlanmaktadır. İncelediğimiz örneklerin alt kısımlarında daha soluk ve sınırlı devetüyü rengi dışında ayırt edici başka bir morfolojik özellik görülmemiştir. Arazi gözlemleri, mimicus ve melanopogon alttürlerinin ötüşlerinin oldukça benzediğini göstermektedir. Ancak batıdaki bazı kuşların ötüşlerinde karakteristik “sıçrama” bölümünü atladıkları gözlenmiştir. İki formun mitokondriyal DNA’ları arasında yalnızca küçük farklılıklar bulunmuştur20,42.
Kındıra Kamışçını
Acrocephalus schoenobaenus, Sedge Warbler
Yaygın olarak çok sayıda bulunan geçit türüdür. Yaygın olarak az sayıda yuvalar.
1992 ilkbaharında Kızılırmak Deltası’nda 300–350 çift kaydedilmiştir. Bu bireylerin dörtte birinin bıyıklı kamışçın olma ihtimali bulunsa da, bu sayı bilinen en büyük popülasyonu temsil eder. Kocaçay Deltası’nda da tahmini popülasyon 300–350 çifttir. Güneydoğu Anadolu ve Marmara’da ise daha lokal olarak dağılım gösterir.
Göç dönemlerinde Türkiye genelinde muhtemelen daha yaygındır. İlkbaharda mart ayının sonunda batı kıyılarında düzenli olarak kaydedilir. Erken gelen bireyler ayın başında (en erken 7 Mart’ta) görülür. Ancak iç kesimlerde ve kuzey bölgelerinde tür, genellikle nisan başı veya ortasından itibaren görülmeye başlanır. İlkbahar geçidi nisan sonunda zirve yapar ve mayıs sonuna kadar sürer. Güney kesimlerde sonbahar geçişi ağustos başından eylül sonuna kadar sürer; en geç kayıt 7 Kasım’dandır.
Gözlemciler arasında kındıra kamışçını ile Türkiye’de gözlenen Bıyıklı Kamışçın mimicus alttürü arasındaki ayrım konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Mimicus, nominat ırka göre daha az çizgilidir ve bu yönüyle kındıra kamışçınına benzerlik gösterir. Bu benzerlik, muhtemelen bazı geç tarihli kayıtların yanlış yorumlanmasına yol açmıştır. Örneğin, Aralık 1835’te İzmir’de43 ve 20 Kasım 1970’te Edirne’de13 kaydedilen bireylerin tarih ve konumları, büyük olasılıkla bıyıklı kamışçına işaret etmektedir.
Üreme
Yuvalama alanı: Suya yakın gür bitkili ve çalılık alanlarda ürer. Kızılırmak Deltası’nda bataklıklar veya sık sütleğen (Euphorbia) bulunan sulak çayırlıklarda en yüksek yoğunlukta üremektedir14. Yeniçağa Gölü’nde kamışlı ve kofalı (Juncus) kıyılarda ürer, ancak kolza ve buğday tarlalarında öten erkekler de vardır44. Kocaçay Deltası’nda daha çok nehir ve kanal boylarında, salt kamıştan çok böğürtlen (Rubus) bulunan alanları tercih eder45. 1998’de Eşmekaya’da bıyıklı kamışçının açık su yüzeylerinin yakınını tercih ettiği alanlarda, kındıra kamışçını daha kuru kındıralıkları kullanmıştır. 2004’te Tatvan’da sulak çayırlardaki düşük yoğunluklu alçak çalılıkların (yaklaşık 0,5 m) bulunduğu bitki kümelerinde ürediği not edilmiştir.
Yuvası: Türkiye’de yuvalama yeri ve yuva ile ilgili ayrıntılar bilinmemektedir. Ancak diğer bölgelerde yuva genellikle yerden ya da sudan 30-60 cm yüksekte, sık bitkilerin arasında, derin bir kap şeklinde ve silindirik ya da dairesel biçimdedir. Bitki sapları, otlar, yosunlar ve örümcek ağlarıyla yapılır; yapraklar, çiçek başları ve kıllarla döşenir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak Sultansazlığı’nda 30 Nisan 1982’de içinde 4 yumurta bulunan bir yuvanın bu türe ait olduğu düşünülmektedir46. Genellikle 5-6 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi nisan sonunda başlar, temmuz başına kadar devam eder. İÇA: Sultansazlığı’nda 30 Nisan 1982’de içinde dört yumurta bulunan bir yuvanın, bu incelemeye göre bıyıklı kamışçına ait olması muhtemeldir46. Eşmekaya’da 21 Haziran 1977’de fotoğraflanan tüylenmiş bir yavru, yumurtlamanın 24 Mayıs civarında gerçekleştiğini göstermektedir47. Haziran 1966 başında Eber Gölü’nde bir yuva, 5-9 Ağustos 1971’de Akşehir Gölü’nde erişkin ve yavrular kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Doğu Kamışçını
Acrocephalus agricola, Paddyfield Warbler
Lokal olarak çok sayıda görülen yaz göçmenidir.
Tür, Doğu Anadolu’da düzenli olarak iki noktada kaydedilmiş ve bu alanlarda ürediği tahmin edilmektedir48,49. 1986 Mayıs’ında Van Sazlığı’nda keşfedildikten sonra, 1989–1991 dönemi hariç her yıl düşük sayılarda gözlenmiştir. Üreme alanında en fazla 11 öten birey kaydedilmiştir50. 1992–1993 yıllarında Erçek Gölü yakınındaki Çenge Gölü’nde on çifti aşan ikinci bir popülasyon bulunmuştur9,51. Bu alanda 29 Ağustos’a kadar kayıtlara geçmiştir. Doğu Anadolu’nun diğer bölgelerinden gelen veriler yeni üreme alanlarının varlığına işaret etmektedir. 3 Haziran 1989’da Saz Gölü’nde ikisi kur ötüşü yapan üç birey52, 29 Mayıs 1993’te Bulanık’ta iki muhtemel göçmen51, 30 Mayıs 2002’de Bendimahi Deltası’nda üçü kur ötüşü yapan en az beş birey, 26 Mayıs 2003’te aynı yerde kur ötüşü yapan altı birey ve daha sonra gözlenen üç birey ile birlikte toplam dört yuva kaydedilmiştir. Aynı bölgede 21 Eylül 2003’te bir birey, 6 Mayıs 2004’te birkaç birey ve 16 Temmuz 2006’da iki birey kaydedilmiştir.
Doğu kamışçınının Türkiye’de gerçekten yeni yerleşen bir tür mü olduğu, yoksa uzun süredir var olup gözden mi kaçtığı sorusu ise hâlâ kesin bir yanıt bulamamıştır. 1995 sonrasında, türün Ermenistan’ın Türkiye sınırındaki Aras Vadisi’nde de ürediği ortaya konmuştur53–55. Bu yeni kayıtlar büyük ölçüde Türkiye’de artan kuş gözlem faaliyetleriyle paralellik göstermektedir. Doğu Anadolu dışında, 1998’in mayıs sonu ve haziran sonunda Konya Havzası’nda iki farklı noktada kaydedilmiştir. Ayrıca Karkamış’ta 2004 Mayıs başında ve 2005 Mayıs sonunda üreme alanı savunan birkaç birey gözlenmiş, bu da türün beklenenden daha batı bölgelerde de üreyebileceğini düşündürmektedir.
Göçmen bireyler Türkiye’de üç kez Göksu Deltası’nda, biri nisan ayında (2004), diğer ikisi ise eylül ayında (1988 ve 1991) kaydedilmiştir. Ayrıca, 15–17 Ağustos 1990 tarihlerinde Ereğli Sazlıkları’nda bir kayıt mevcuttur. Türkiye’deki en geç kayıt ise 22 Eylül 1991 tarihlidir. Van’daki ilk üreme sezonu kaydı ile birlikte bu göç kayıtlarının tümü halkalama çalışmaları sırasında yakalanan bireylere aittir. Bu durum, ülkede halkalama çalışmalarına olan ihtiyacın altını çizmektedir.
Üreme
Yuvalama alanı: Göllerin kıyılarındaki sazlık alanlarda ürer. Van Sazlığı ve Erçek Gölü çevresinde, yoğun sazlık habitatlarda gözlenmiştir.
Yuvası: Türkiye’de yuva yapısı henüz tanımlanmamıştır. Ancak Ermenistan’da Aras Vadisi’nde ince gövdeli sık sazlıklardan oluşan bir alanda bulunan yuva, yeni koyulmuş beş yumurta içermekteydi. Bu yuva örneği, türün tipik sazlık yuvalama davranışına işaret etmektedir53.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısı bilinmemektedir. Ermenistan’da 1 yuvada 5 yumurta kaydedilmiştir53.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi mayıs ayının ortasında başlar ve temmuz başına kadar devam eder. DOA: 23 Haziran 1994’te Van’da tüylenmiş bir yavru, 1 Haziran 2001’de Van Sazlığı ve Erçek Gölü’nde üreme habitatlarında öten erkek bireyler kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’deki alttür durumu belirsizliğini korumaktadır. Bir fotoğrafa48 dayanarak Türkiye’de gözlenen kuşların septimus alttürüne değil, capistrata alttürüne ait olabileceğini ileri sürmüştür1. Buna karşılık Türkiye dışından gelen bir göçmen kuşa ait olma ihtimali olan başka bir fotoğraf56, bu bireyin capistrata alttürünilk kışındaki görülen tipik pas rengi-turuncu alt tüylerden ziyade daha soluk ve grimsi beyaz bir karın rengine sahip olduğunu göstermiştir. Bu da tanımlamanın karmaşıklığını ortaya koymaktadır.
Kuzey Kamışçını
Acrocephalus dumetorum, Blyth’s Reed Warbler
Rastlantısal konuktur.
Halkalama öncesinde 3 veya 4 kaydı vardır. Bunlar, 15–17 Ağustos 1990’da Ereğli Bataklıkları’nda yakalanan bir birey6, Adana Tuzla Gölü’nde görüldüğü iddia edilen ancak detaylı kanıtı bulunmayan bir birey27, 24 Eylül 2003’te Adana Akyatan Gölü’nde halkalanan bir birey57 ve 10 Eylül 2004’te Kızılırmak Deltası’nda yakalanıp halkalanan bir bireydir58.
Türkiye’deki kayıtları halkalama çalışmaları sayesinde giderek artmaktadır. Şimdiye kadar bilinen eski kayıtların yanı sıra, 3 Eylül 2007’de Iğdır Aras Kuş Halkalama İstasyonu’nda (Ç. H. Şekercioğlu), 31 Ağustos 2013’te Samsun Kızılırmak Deltası Cernek Gölü’nde (Ö. Ü. Özkoç), 8 Mayıs 2015’te Samsun Kızılırmak Deltası’nda (K. Bankoğlu), 10 Ağustos 2016’da Iğdır Aras Kuş Halkalama İstasyonu’nda (NA), 16 Ağustos 2016’da Trabzon Değirmendere’de (NA), 5 Eylül 2019’da Samsun Kızılırmak Deltası–Halkalama İstasyonu’nda (Z. Kargı), 12 Ekim 2019’da Hatay Milleyha ve sahil şeridinde (A. Atahan, M. Gül), 19 Mayıs 2020’de Iğdır Aras Kuş Halkalama İstasyonu’nda (J. Ramírez), aynı tarihte Kars Aras1 alanında (K. Derneği), 12–20 Mayıs 2021 arasında yeniden Iğdır Aras Kuş Halkalama İstasyonu’nda (K. Derneği, N. Hohenthal), 18 Ağustos–14 Eylül 2021 arasında aynı istasyonda (J. Ramírez) ve son olarak 19 Mayıs 2022’de Samsun Kızılırmak Deltası–Halkalama İstasyonu’nda (A. Bilir, Ö. F. Sülek) bireyler kaydedilmiştir. Bu kayıtlar, türün sanılandan daha sık rastlanan bir geçit kuşu olduğunu göstermektedir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Üreme döneminde yayılış alanı Baltık Denizi’nden Doğu Sibirya’ya uzanan boreal ormanlar ve Orta Asya’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Çalı Kamışçını
Acrocephalus palustris, Marsh Warbler
Lokal olarak az sayıda yuvalayan bir yaz konuğu, yaygın olarak çok sayıda bulunan geçit türüdür.
Üreme döneminde Trakya, Güney Marmara ve Büyük Menderes Deltası’nda ürediği kaydedilmiştir. Ayrıca Beyşehir Gölü’nün hemen kuzeyinde yazın kaydedilmiş, ancak ürediği kanıtlanmamıştır. Genellikle 500 m’nin üzerinde, çoğunlukla da 1200 m’den yüksekte ve en az 3000 m’ye kadar alçak boylu sık çalılıklarda ürer.
Geçiş döneminde yaygın olup genellikle az sayılarda gözlenir. İlkbahar göçü nisan başında başlar, mayısın ilk yarısında zirve yapar ve haziran başına kadar sürer. Tür, genellikle üreme alanlarına mayısın ikinci haftasından önce ulaşmaz. Ancak istisnai durumlarda çok yüksek sayılara ulaşabilir. Örneğin, tür teşhisi net olmasa da Zonguldak Çatalağzı’nda “belki de binlerce” birey geçtiği bildirilmiştir59. Manyas Gölü’nde 27 Mart–27 Mayıs 2003 arasında halkalanan 140 birey, çalı kamışçınını o mevsimde en çok yakalanan üçüncü tür yapmıştır60. Sonbahar geçişi ağustos ortasından ekim ortasına kadar sürer, en yoğun dönem eylüldür. En geç kayıt 20 Kasım’da Göksu Deltası’ndandır.
Üreme
Yuvalama alanı: Genellikle düz, nemli ve çoğunlukla suya yakın alanlarda, özellikle karışık ve gür bitkilerin bulunduğu ve ısırgan otlarının da olduğu alçak söğütlüklerde, bazen nehir boylarındaki taşkın düzlüklerinde ürer. Aynı zamanda mısır tarlalarının otluk kenarlarında da ürer. Alışılmadık şekilde, Doğu Karadeniz’de Sivrikaya’nın yüksek dağlık bölgelerindeki ormangüllerinin (Rhododendron caucasicum) olduğu alanda da ürediği kaydedilmiştir. Genellikle 2–10 çiftten oluşan küçük kolonilerde ürer, ancak daha kalabalık koloniler de gözlenmiştir.
Yuvası: Gevşek kap biçiminde olup, dik gövdelere “sepet sapı” gibi tutturulup çevresine bağlanarak sabitlenmiş, kuru bitki sapları ve otlardan örülür, içi ise çok ince kök ve otlarla döşenir. Yuva genellikle yerden 0,5 m yükseklikte olur. Yuvanın yerleştirildiği bitki örtüsü bazen ısırgan otları, bazen yatay söğüt dalları olabilir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 1 yuvada 3 yumurta, 1 yuvada 5 yumurta, 1 yuvada 4 yumurta ve 1 yuvada hem 4 yavru hem de 1 yumurta kaydedilmiştir. Diğer bölgelerde yaygın yumurta sayısı genellikle 4–5’tir.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi mayıs ayının ikinci haftasından itibaren başlar ve temmuz sonuna kadar devam eder. İlk yumurtlama genellikle mayıs ortasında gerçekleşir ve yavrular temmuz ortasına kadar tüylenir. 9 Haziran’da yapılan bir gözlem, yumurtlamanın mayıs ortasında başladığını göstermektedir. 25 Haziran’da 4 yavrulu bir yuvada ayrıca bir yumurta daha kaydedilmiştir. KAD: 12 Temmuz 1974’te Yoncalık’ta, bazısı yiyecek taşıyan sekiz çift kaydedilmiştir. DOA: 31 Temmuz 1986’da Bulanık’ta birkaç aile grubu, 3 Ağustos 1974’te Erzurum’un doğusunda tüylenmiş dört yavrusunu besleyen erişkinler, 4 Ağustos 1992’de Van Bataklıkları’nda yavrusunu besleyen erişkin ve Erzincan yakınlarında sulama kanalının kenarındaki kamışlıklarda yavrusunu besleyen erişkin kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
İncelenen tüm tahnit örnekleri nominat palustris alttüründe değerlendirilmiştir1.
Saz Kamışçını
Acrocephalus scirpaceus, Eurasian Reed Warbler
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yaz göçmeni ve geçit türüdür.
Bataklık sulakalanlarda ürer. 1992 yılında Kızılırmak Deltası’ndaki popülasyonu 1500–2000 çift olarak tahmin edilmiş, en yüksek yoğunluk ise büyük ve sık kamışlık alanlarda 100–200 üreme alanı/100 ha olarak belirlenmiştir14. Uluabat Gölü’nde ise 1998’de daha çok kanalların iç kısımlarında bulunmuştur15. Güneydoğu Anadolu’da yalnızca Fırat boyunca lokal olarak yayılır. Üreme alanlarını genellikle eylül ortasında terk eder.
Göç sırasında bazen yüksek sayılarda kaydedilir. Türkiye genelinde göç dönemi dışında büyük kamışçıya kıyasla daha seyrek gözlenir. İlkbahar geçişi mart başından mayıs sonuna kadar sürer ve en yoğun dönem nisan ortası ile mayıs başı arasıdır. Sonbaharda ağustos başından ekim ortasına kadar göç eder ve Akdeniz kıyılarında kasım başına kadar kalabilir. Kış dönemine ait tek kayıt, 14 Ocak 1974’te İznik Gölü’ndendir13.
Üreme
Yuvalama alanı: Temel olarak su içindeki yoğun saz (Phragmites), kamışlıklar ile kenarlarında sazlık bulunan göller, nehirler ve kanallarda ürer. Uluabat Gölü’nde yoğun ılgın (Tamarix) ve çeltik tarlalarında, Murat Nehri’nde de söğütlüklerde öten kuşlar kaydedilmiştir.
Yuvası: Yuvası esasen uzun ve yoğun sazlarda, derin silindirik bir yapıda, ağaçlara veya daha çok kamışlara bağlanarak su seviyesinden genellikle 1–2 m yükseğe yapılır. Yuva bitki sapları, lifler ve yapraklarla örülür, iç kısmı ise küçük yapraklar, kamış püskülleri, tüy ve kıllarla astarlanır. 1992’de Yeniçağa Gölü’nde nemli zeminden 1,8–2,3 m yükseklikteki bir söğütte 4 yuva ve Doğu Anadolu’da Murat Nehri’nde bir söğüdün içinde bir yuva kaydedilmiştir. Yuvalarını genelde suyun üzerinde yapar, ancak suyun çekildiği kuru sazlıkların içinde de yuvalar. Örneğin Van Bataklıkları’nda 11 Haziran 2001’de bu şekilde 6 yuva kaydedilmiştir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 11 yuvada 4 yumurta, 3 yuvada 5 yumurta kaydedilmiştir. İki yuvada 4 yavru sayılmıştır.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi nisan ortasında başlar ve temmuz sonuna kadar devam eder. İlk yumurtlama genellikle nisan sonunda gerçekleşir ve yavrular temmuz başına kadar tüylü hale gelir. Veriler, Akdeniz, Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerinde üremenin daha erken başladığını göstermektedir. MAR: 1993’te Kocaçay Deltası’nda nehir boyunca 750 metrelik kesimde en yüksek yoğunlukta 21 öten erkek kaydedilmiş, en erken öten birey 14 Nisan 1993’te duyulmuştur45. Uluabat Gölü’nde 2–4 Haziran 2006’da dörder yumurtalı iki yuva görülmüş, 19 Haziran 1973’te Küçükçekmece Gölü’nde ve 24 Haziran 1973’te Meriç Deltası’nda yiyecek taşıyan erişkinler kaydedilmiştir (R.F. Porter). Manyas Gölü’nde 28 Haziran 1972’de içeriği görülemeyen bir yuva kaydedilmiştir14. EGE: Bafa Gölü’nde 29 Mayıs 1999’da boş ancak yumurtlama için hazır bir yuva bulunmuştur. Büyük Menderes Deltası’nda 13 Mayıs 1899’da çok sayıda öten birey kaydedilmiş, ancak henüz üreme başlamamış olabilir17. AKD: Göksu Deltası’nda 23 Mayıs 1993’te iki yuva inşa eden erişkinler, her biri içinde dörder yumurtayla kuluçkaya yatılan ve hepsinden yavru çıkarılan dört yuva, 23 Mayıs–10 Haziran 1993’te içinde yeni çıkmış yavru olan bir yuva 1 Haziran 1993’te ve yeni tüylenmiş bir yavru 15 Haziran 1992’de kaydedilmiştir. Çukurova’da 1987’de ötüşleri en erken 22 Mart’ta, ancak çoğunlukla nisan ortasından itibaren duyulmuştur61. KAD: Kızılırmak Deltası’nda haziran başında birkaç yuva kaydedilmiştir14. Yeniçağa Gölü’nde 11 Haziran 1992’de içinde dörder yumurta olan dört yuva kaydedilmiştir. İÇA: Sultansazlığı’nda 2 Mayıs 1982’de yuva yapımı görülmüş46. Ereğli Sazlığı’nda 30 Mart 1993’te 5–6 erişkin öterken kaydedilmiştir (J. van der Winden). Mogan Gölü’nde 15 Ağustos 1969’da bir yavru beslenirken gözlenmiştir. DOA: 3 Haziran 2001’de Erçek Gölü’nde içinde yumurta olan iki yuva, Van Sazlığı’nda 4–5 yumurtalı beş yuva ve 11 Haziran 2001’de bu yuvalarda yeni çıkmış yavrular kaydedilmiştir. Malatya’daki Karakaya Barajı’nda haziran 2005’te içinde yavru olan yuvalar gözlenmiştir. GDA: 11–12 Mayıs 2004’te Birecik’te altı yuva kaydedilmiş, bunların üçü boş veya eksik, ikisi 1–2 yumurtalı ve biri dört yumurtalıdır. 4 Temmuz 1998’de içinde yavru bulunan bir yuva kaydedilmiştir.
Temel olarak su içindeki yoğun saz (Phragmites), kamışlıklar ile kenarlarında sazlık bulunan göller, nehirler ve kanallarda ürer. Yuvası derin, silindirik duvarlı bir kaptır ve bir kaç sazın üst kısımları etrafına dolar, çiçek başları ve kamış yapraklarıyla örülmüş, içi ince otlarla kaplanmıştır. 1992’de Yeniçağa Gölü’nde, nemli zeminden 1,8-2,3 m yükseklikteki bir söğütte 4 yuva ve Doğu Anadolu’da Murat Nehri’nde bir söğüdün içinde bir yuva kaydedilmiştir. Yuvasını genelde suyun üzerinde yapar, ancak suyun çekildiği kuru sazlıkların içinde de yuvalar. Örneğin Van Bataklıkları’nda 11 Haziran 2001’de bu şekilde 6 yuva kaydedilmiştir. Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 4 (11 yuvada), 5 (3 yuvada). Yavru sayısı: 4 (2 yuvada). Veriler sınırlı olsa da, kayıtlar üremenin Akdeniz, Güneydoğu ve İç Anadolu’da diğer bölgelerden daha erken başladığını göstermektedir. AKD: Göksu Deltası’nda erişkinler 23 Mayıs 1993’te iki yuva inşa etmişler, her biri içinde dörder yumurtayla kuluçkaya yatılan ve hepsinden yavru çıkarılan dört yuva 23 Mayıs-10 Haziran 1993’te içinde yeni çıkan yavrunun olduğu bir yuva 1 Haziran 1993’te ve yeni tüylenmiş bir yavru 15 Haziran 1992’de kaydedilmiştir. Sonuncusu yumurtlama tarihinin mayıs ortası olduğunu göstermektedir. Çukurova’da 1987’de ötüşleri en erken 22 Mart’ta, ancak çoğunlukla nisan ortasından itibaren duyulmuştur (van der Have vd. 1988). GDA: Birecik’de 11-12 Mayıs 2004’te altı yuva kaydedilmiş olup bunların üçü boş veya eksik, ikisi 1-2 yumurtalı ve yumurtaları tamamlanmış diğeri dört yumurtalıdır. İÇA: Sultansazlığı’nda 2 Mayıs 1982’de yuva yapımı görülmüş (Kasparek 1985). Ereğli Sazlığı’nda 30 Mart 1993’te 5-6 erişkin öten(J. van der Winden) ve Mogan Gölü’nde 15 Ağustos 1969’da bir yavru beslenirken kaydedilmiştir. DOA: Erçek Gölü’nde 3 Haziran 2001’de içinde yumurta olan iki yuva, Van Sazlığı’nda 4-5 yumurtaya kuluçkaya yatılan beş yuva ve bu yuvalarda 11 Haziran 2001’de yeni çıkmış yavrular kaydedilmiştir. Malatya’daki Karakaya Barajı’nda Haziran 2005’te içinde yavru olan yuvalar kaydedilmiştir. EGE: Bafa Gölü’nde 29 Mayıs 1999’da boş, ancak yumurtlama için hazır bir yuva bulunmuştur. MAR: Uluabat Gölü’nde 25 Nisan 2003’de çok sayıda öten birey ve 4 Haziran 2006’da içlerinde dörder yumurta olan iki yuva, Manyas Gölü’nde 28 Haziran 1972’de içeriği görülemeyen bir yuva14. KAD. Kızılırmak Deltası’nda Haziran 1992’nin başında bir kaç yuva14 ve Yeniçağa Gölü’nde içinde dörder yumurta olan dört yuva kaydedilmiştir. Başka alanlarda muhtemelen yılda iki kez kuluçkaya yatar.
Alttürler ve Sınıflandırma
Yunanistan’da da üreyen scirpaceus alttürünün, Marmara ve Ege’de saf olarak; Türkiye’nin diğer bölgelerinde ise fuscus ile karışık olarak ürediği varsayılmaktadır1. Aynı yazar, Türkiye genelindeki scirpaceus kayıtlarının fazlalığını, göç dönemine ait kayıtlara bağlamaktadır. Fuscus alttürünün tanımlanmasına ilişkin en kapsamlı çalışmada62, Türkiye’deki yayılışı da ele alınmış ve1 ile benzer şekilde, ülkenin orta kesimlerinden itibaren doğuya doğru fuscus alttürünün ürediği sonucuna varılmıştır. İç ve Doğu Anadolu’da üreyen kuşların fuscus olduğu düşünülebilir, ancak daha batıdaki durumu netleştirmek için arazi verileri yetersizdir.
Basra Kamışçını
Acrocephalus griseldis, Basra Reed Warbler
Rastlantısal konuktur.
Bir birey 24 Mayıs 2018 tarihinde Iğdır Aras Kuş Halkalama İstasyonu’nda (J. Ramírez), bir diğer birey ise 22 Mayıs 2019 tarihinde aynı istasyonda (B. Demir) kaydedilmiştir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yayılış alanı Irak Mezopotamyasıdır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Büyük Kamışçın
Acrocephalus arundinaceus, Great Reed Warbler
Oldukça yaygın olarak çok sayıda bulunan yaz konuğu ve geçit türüdür.
Ülkenin tamamındaki bataklık sulakalanlarda ürer, ancak Güneydoğu Anadolu’da uygun habitatların sınırlı olması nedeniyle daha nadirdir ve genellikle büyük nehirlerle sınırlıdır. Trakya ve Karadeniz Bölgesi’nde daha lokal bir dağılıma sahiptir. Doğu Anadolu’da 2300 metrenin üzerindeki yüksek alanlarda da ürediği kaydedilmiştir.
Göç döneminde daha geniş bir yayılış gösterir. Özellikle iç kesimler ve kuzey bölgelerinde çoğunlukla rapor edilmemesine rağmen, güney kıyılarda mart başından nisan ortasına kadar, Doğu Anadolu’da ise muhtemelen daha geç bir dönemde ilkbahar göçü gerçekleşir. Göç mayıs sonuna kadar devam eder. Sonbahar göçü ağustos başı başlar ve çoğunlukla eylül ayı boyunca devam eder. Ancak Akdeniz kıyıları ve muhtemelen bazı diğer bölgelerde düzenli olarak ekim ortasına kadar, nadiren de kasım başına kadar gözlenmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Açık sulardaki kamışlar, kıyıları kamışlık olan göller, nehirler ve kanallarda ürer. Uluabat Gölü’nde yoğun ılgın (Tamarix) ve çeltik tarlalarında, Murat Nehri’nde de söğütlüklerde öten kuşlar kaydedilmiştir.
Yuvası: Yuvası esasen uzun ve yoğun sazlarda, derin silindirik bir yapıda, ağaçlara veya daha çok kamışlara bağlanarak su seviyesinden genellikle 1–2 m yükseğe yapılır. Yuva bitki sapları, lifler ve yapraklarla örülür, iç kısmı ise küçük yapraklar, kamış püskülleri, tüy ve kıllarla astarlanır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de 1 yuvada 3 yumurta, 3 yuvada 4 yumurta ve 2 yuvada 5 yumurta kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Türkiye genelinde üreme dönemi nisan ortasında başlar ve temmuz sonuna kadar devam eder. İlk yumurtlama genellikle nisan sonunda gerçekleşir ve yavrular temmuz başına kadar tüylü hale gelir. MAR: 1993’te Kocaçay Deltası’nda nehir boyunca 750 metrelik kesimde en yüksek yoğunlukta 21 öten erkek kaydedilmiş, en erken öten birey 14 Nisan 1993’te duyulmuştur45. Uluabat Gölü’nde 2–4 Haziran 2006’da neredeyse tamamlanmış iki yuva görülmüş, 19 Haziran 1973’te Küçükçekmece Gölü’nde ve 24 Haziran 1973’te Meriç Deltası’nda yiyecek taşıyan erişkinler kaydedilmiştir (R.F. Porter). EGE: Büyük Menderes Deltası’nda 13 Mayıs 1899’da çok sayıda öten birey kaydedilmiş, ancak henüz üreme başlamamış olabilir17. AKD: Hotamış Sazlığı’nda 23 Mayıs 1993’te ve Uyuz Gölü’nde 18 Mayıs 1998’de yuva yapımı gözlenmiştir. Sultansazlığı’nda 23 Mayıs 1979’da ve 29 Mayıs 1998’de içinde yumurta olan yuvalar, 19 Haziran 1992’de Yağlıören’de ve 21 Temmuz 1991’de Uyuz Gölü’nde çok sayıda tüylenmiş yavru kaydedilmiştir46,63. Mogan Gölü’nde 15 Mayıs 2005’te biri tamamlanmamış olmak üzere toplam 13 yuva gözlenmiştir. KAD: Kızılırmak Deltası’nda mayıs ortasında düzenli olarak öten bireyler duyulmuş, 100 hektarlık alanda 10–30 üreme alanı kaydedilmiştir. Bu yoğunluk bazı bölgelerde daha yüksek olabilmektedir14. İÇA: 15 Mayıs 2005’te Mogan Gölü’nde biri tamamlanmamış olmak üzere toplam 13 yuva kaydedilmiştir. DOA: Üreme dönemi diğer bölgelere göre daha geç başlar. 1 Haziran 2001’de Van Gölü ve Erçek Gölü yakınlarında yuva yapan erişkinler ve içinde yumurta olan beş yuva gözlenmiştir. 19 Haziran 2004’te biri boş, biri beş yumurtalı ve biri yeni çıkmış üç yavrulu olmak üzere üç yuva kaydedilmiştir. Son kayıttaki yavruların çıkışı, ilk yumurtlamanın 1 Haziran olduğunu göstermektedir. GDA: 4 Temmuz 1998’de içinde yavru bulunan bir yuva kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Nominat alttür bulunur.
Ağaç Kamışçını
Locustella fluviatilis, River Warbler
Yaygın olarak az sayıda kaydedilen geçit türüdür.
Gelen halkalama kayıtları, türün önceki bilgilere göre daha yaygın ve sık bulunduğunu göstermektedir. 2008 yılına kadar yaklaşık 45 kayıt mevcuttur; bunlardan dördü Güneydoğu, üçü ise Doğu Anadolu’dandır. İstanbul’un Anadolu yakasından kaydedilmiş, yeri tam belirtilmeyen iki eski örnek bulunmaktadır37. Buna karşın Trakya’dan hiç kayıt bulunmaması dikkat çekicidir. Yaz döneminde öten bireylerin kaydedilmesi (örneğin, 7 Haziran 1974’te Kocaçay Deltası’nda bir birey, 1992’de haziranın ilk on gününde Kızılırmak Deltası’nda sekizden fazla öten erkek, 6–7 Haziran 1993’te Yeşilırmak Deltası’nda üç birey ve 6 Temmuz 1986’da Manyas Gölü’nde bir birey) Türkiye’de ara sıra da olsa üreyebileceğini düşündürmektedir.
2002’de ülkenin batısındaki üç halkalama istasyonunda, çoğunluğu ilkbaharda olmak üzere toplam 21 birey, 2005 yılında ise Kars’ta 14–25 Mayıs arasında 12 birey yakalanıp halkalanmıştır. İlkbahar geçidi mart ortasında başlar (en erken kayıt 12 Mart) ve nisan sonuna kadar düşük yoğunlukta devam eder. Göç mayısın ilk haftasında zirveye ulaşır ve mayıs sonuna kadar sürer. En geç tarihli kayıt 7 Haziran olup, bu birey aynı zamanda üreyen bir kuş olabilir. Geçit sırasında sıkça öter; geçişin Kazakistan’da temmuz ortasına kadar sürdüğü bilinmektedir64. Sonbahar göçü genellikle 10 Ağustos ile 18 Eylül arasında gerçekleşir, ancak istisnai olarak 14 Ekim’e kadar sürebilir. Öte yandan, Türkiye’de kuş gözlemcilerinin türün geçişte kullandığı uygun habitatları yeterince ziyaret etmediği söylenebilir.
Üreme
Türkiye’de henüz yuvaladığı belgelenmemiştir. Yayılış alanı Doğu Avrupa’dır, en yakın Bulgaristan’da ürediği bilinir. Nitekim türün Bulgaristan’daki yayılışının güneye doğru hızla genişlediği bilinmektedir65. Bu nedenle, özellikle üreme döneminde başta Trakya olmak üzere Marmara ve diğer batı bölgelerde detaylı aramalar yapılmalıdır. Türün ötüşü genellikle ilkbaharda ve haziran ortasında duyulur1.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Bataklık Kamışçını
Locustella luscinioides, Savi’s Warbler
Lokal olarak nispeten çok sayıda bulunan yaz konuğudur.
Aslında ülke genelindeki tüm bataklık sulakalanlarda ürediği söylenebilir. En sık Ege, Karadeniz kıyıları ile İç ve Doğu Anadolu’da görülür. Trakya ve Güney Marmara’da çok nadir, Akdeniz’de ise oldukça düzensizdir. 1992 ilkbaharında Kızılırmak Deltası’nda 500–750 çift olduğu tahmin edilmiştir. 1991 ilkbaharında Hotamış Sazlığı’nda yaklaşık 100 öten erkek kaydedilmiştir41. Güneydoğu Anadolu’da ürediği doğrulanmamış olsa da, son yıllarda yapılan arazi çalışmalarında uygun üreme habitatına sahip iki alan belirlenmiştir.
İlkbahar göçünde mart ortasından itibaren güney kıyılarında geçiş yapar ve nisan boyunca düzenli olarak gözlenebilir, mayıs boyunca da devam eder. Sonbahar göçü ağustos ortasında başlar ve eylül ortasında sona erer. Geçit yapan kuşlar üreme alanlarının dışında nadiren görülür.
Üreme
Yuvalama alanı: Geniş, yoğun sazlıkların (Phragmites) bulunduğu sığ sularda ürer. Türkiye’de özellikle alçak ve yoğun sazlık alanların bulunduğu bataklıklar ve göl kenarlarında kaydedilmiştir.
Yuvası: Türkiye’de henüz yuva yapısı tanımlanmamıştır. Diğer bölgelerde yuvasını alçak sazlık veya kındıralıklarda, su üstünde sık bitki örtüsüne dolanmış şekilde yapar. Yuva, ölü kamış yaprakları, otlar ve su kenarı bitkilerinden oluşan kâse şeklindedir ve daha ince yapraklar ile liflerle astarlanır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yalnızca bir kayıtta, 19 Mayıs 1953’te Antakya yakınlarında içinde 4 yumurta bulunan bir yuva kaydedilmiştir66.
Üreme dönemi: Erişkinler çoğu alanda nisan ortası-temmuz ortası arasında bulunur ve en erken mart sonunda ötmeye başlar. Dolayısıyla muhtemelen yılda iki kez kuluçkaya yatar. KAD. Nisan sonu-mayıs başında Kızılırmak Deltası’nda yoğun olarak 100 ha’da öten 20-40 erkek belirlenmiştir14. AKD: Antakya yakınlarında 19 Mayıs 1953’de içinde 4 yumurta olan bir yuva bulunmuştur66. 20 Temmuz 1967’de Gavur Gölünde gagasında böcek olan ve uyarı sesi çıkaran bir erişkin kaydedilmiştir67. İÇA: 20-21 Haziran 1977’de Eşmekaya’da (Konya) uyarı sesi çıkaran ve yavrusunu besleyen erişkinler kaydedilmiştir68.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’den toplanan bütün tahnit örnekleri değerlendirilmiş1 ve genellikle üstü daha gri, alt tarafı daha beyaz olan form fusca olarak tanımlanmıştır. Ancak, Meriç Deltası’nın Yunanistan kısmında nominat luscinoides alttürünün bulunduğuna dair kanıtlar vardır69 . Bu durum, luscinoides alttürünün en azından Trakya içlerine kadar yayılabileceğini göstermektedir. Öte yandan, Van’da toplanan ve her iki alttür arasında kalan iki erkek birey, zayıf ve büyük ölçüde klinal varyasyonların tanımlanmasındaki zorluklara örnek olarak değerlendirilmektedir24.
Çekirge Kamışçını
Locustella naevia, Common Grasshopper Warbler
Yaygın olarak az sayıda görülen geçit türü ve çok lokal yuvalayan bir yaz göçmenidir.
1965 yılının mayıs sonunda Murat Vadisi’nde, Ağrı Dağı ile Taşlıçay arasında öten 8–10 birey ve yuva yapan bir çift, türün Türkiye’deki izole üreme kaydıdır. Aynı alanda testisleri büyümüş bir erkek bireyin bulunması, üremenin bir başka kanıtıdır70. Bu kuşların “Ermenistan ve Gürcistan’daki yakın üreme alanlarından” geldiğini düşünülmüştür1. Ancak bu iki ülkede sadece iki üreme kaydı vardır53; bunlar mayıs sonu ve haziran başında öten iki bireye aittir55. Bu durum, her iki ülkede de türün nadir ve düzensiz bir üreyici olduğunu göstermektedir. Gürcistan’da özellikle Ardahan’ın güneyinde doğan Kura Nehri Vadisi çevresinde ve Ermenistan sınırındaki güney kesimlerde lokal olarak yaygındır. Bu bölgede nadir de olsa göç geçişi gözlenir; birey sayısı nisan sonu, eylül sonu ve ekim başında artış gösterir.
Türkiye’de çok nadir ve her yıl rastlanmayan bir geçit kuşu olarak bilinir. Genellikle orta ve batı bölgelerde kaydedilir. Ancak halkalama çalışmalarıyla daha yüksek sayılarda bulunduğu anlaşılabilir. Örneğin, Kızılırmak Deltası’nda 11 Nisan–11 Mayıs 2005 tarihleri arasında 6 birey kaydedilmiştir. İlkbaharda 12 Mart ile 19 Mayıs arasında, çoğu nisan ayında olmak üzere toplam 26 yayımlanmış kayıt vardır. Sonbaharda sadece iki kayıt bulunmaktadır: 12 Ağustos 1986’da Uluabat Gölü’nde ve 30 Ekim 1985’te Göksu Deltası’nda gecikmiş bir göçmen olarak gözlenmiştir49. İstanbul Boğazı’nda ilkbaharda görüldüğü belirtilmektedir37. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yakın tarihli ilkbahar göçü kayıtları ile temmuz ayına ait iki gözlem mevcuttur27. Roselaar bu bireylerin üreme sonrası dağılma gösterdiğini düşünmektedir1, ancak bu kayıtlar eş arayan erkekler ya da muhtemel üreme davranışları olarak da yorumlanabilir. Eski Amik Gölü’nde 15 Temmuz 1967’de öten bir birey67 ve 5 Temmuz 2001’de Sultansazlığı’ndaki bir birey bu tür örneklerdendir27.
Üreme
Yuvalama alanı: Türkiye’de yalnızca bir üreme kaydı Ağrı Dağı ile Taşlıçay arasında, açık dağ yamaçlarında gözlenmiştir70.
Yuvası: Türkiye’de yuva yapısına dair bilgi bulunmamaktadır. Yerde veya alçak bitki örtüsü arasında yuva yaptığı tahmin edilmektedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısına dair herhangi bir kayıt yoktur.
Üreme dönemi: Türkiye’deki tek kayıt mayıs sonundandır. Bu tarih, yumurtlama döneminin mayıs ortası ile haziran başı arasında gerçekleştiğini düşündürmektedir. Gürcistan ve Ermenistan’daki kayıtlar da mayıs sonu ve haziran başında öten bireyleri kapsamakta, bu da üreme döneminin benzer şekilde bu zaman diliminde gerçekleştiğini göstermektedir1,53,55.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de toplanmış örneklerin arasında obscurior olduğu düşünülen bir örnek mevcuttur1,70. Bu alttür nominant naevia alttürüne çok benzer.