11 İbibik - Papağanlar
İbibik
Upupa epops, Eurasian Hoopoe
Yaygın olarak ve çok sayıda bulunan yaz konuğu ve geçit türüdür.
Nisan sonundan itibaren 3000 metreye kadar olan çok çeşitli habitatlarda ürer. Özellikle açık kayalık alanlar, köyler, tarlalar, meyve bahçeleri, zeytinlikler ve oyuk barındıran diğer açık alanlarda yuvalar.
Geçit sırasında daha yaygın görülür. İlkbahar göçü mart başında başlar, mart sonunda yoğunlaşır ve mayıs ortasına kadar sürer. Üreme genellikle temmuz sonunda tamamlanır ve ardından hemen sonbahar göçü başlar. 28 Temmuz’da Karadeniz kıyılarında kuzeyden gelen ilk göçmenler gözlenmiştir. Ekim başında kuzey ve iç bölgelerden, ekim ortasında güneyden büyük ölçüde ayrılır. Ancak geç kalan bireyler güneyde nadiren kasım başına kadar kalabilir. En geç sonbahar geçişi 14 Kasım 2010’da Bergama Kozak Yaylası’nda kaydedilmiştir. 31 Ocak 1998’de Çukurova’daki Ağyatan Gölü güneyinde ve 2 Ocak 2002’de Seyhan Nehri’nde olmak üzere en az iki kış kaydı vardır.
Üreme
Yuvalama alanı: İç Anadolu’da küçük yerleşimlerde çatılarda ve taş yığınlarında, tarihi mesire yerlerinde, kovukların olduğu açık ağaçlık alanlarda ve bozkırda bulunur.
Yuvası: Ağaçkakanların eski yuva delikleri dâhil olmak üzere ağaçlardaki ve kayalıklardaki deliklerde, kiremitlerin altında, binalarda ve kuşların yumurtlayabileceği şekilde taş yığınlarındaki ve duvarlardaki deliklerde yuva yapar. Yuva malzemesi kullanmaz. Yavrularla birlikte dışkılar yuvada birikir ve kötü kokar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 7 yumurta ile iki yuvada kaydedilmiştir. Yavru sayısı bir yuvada 2, bir yuvada 4 ve iki yuvada 7 olarak belirlenmiştir.
Üreme dönemi: Çoğunlukla mayıs sonu ile haziran ortası arasında yuva deliklerine yiyecek taşıyan erişkinler gözlenmiştir. Üreme tarihleri arasında büyük çeşitlilik bulunması türün iki kez kuluçkaya yatabileceğini göstermektedir. Bu özellik diğer bölgelerde de ara sıra görülür. MAR: 13 Haziran 1966’da Manyas Gölü’nde bir çift ve 2 tüylenmiş yavru gözlenmiştir. EGE: 20 Mayıs 1999’da Akköy’de bir erişkinin ağaçtaki delikten dışarı çıktığı görülmüştür. 12 Mayıs 1970’te Altınova’daki bir yuvada yavru kaydedilmiştir. AKD: 7 Mayıs 2004’te Uzuncaburç yakınlarındaki bir kayalıkta yavrularını besleyen erişkinler gözlenmiştir. KAR: Kızılırmak Deltası’nda Temmuz 1971’de yavrulu 2 yuva, 8–9 Haziran 1969’da tüylenmiş yavrularıyla 2 çift1, 19 Temmuz 1975’te 3 çiftin yavrularını beslediği gözlenmiştir. 1992’de Yörükler Ormanı’nda 33 ve çevresinde 12 territoryum kaydedilmiş, birinde 10 Haziran’da yavrulu yuva bulunmuştur2. İÇA: 11 Mayıs 1993’te Eşmekaya’daki bir kaya yığınının içindeki yuvada 3 yumurta, 16 Mayıs’ta 5 yumurta, 27 Mayıs’ta 6 yumurta ve bir yeni yumurtadan çıkmış yavru, 30 Mayıs’ta ise tüm yavruların yumurtadan çıkmış olduğu kaydedilmiştir. 14 Mayıs 2004’te Bolluk Gölü yakınlarında yumurtlamanın nisan sonunda olduğunu gösteren yeni çıkmış bir yavru görülmüştür. 8 Mayıs 2005’te Kulu Gölü yakınlarındaki yuvada 6 yumurta ve bir yeni çıkmış yavru, 14 Mayıs’ta ise 7 yavru kaydedilmiştir. 17 Mayıs 1979’da Sultansazlığı’nda büyük bir yavru ve 10 Haziran 1982’de uçan bir yavru gözlenmiştir3. 20–27 Haziran 1981’de Kızılcahamam’daki bir yuvada 2 yavru kaydedilmiştir4. Ankara’da 22 Temmuz 1969’da 3 yavrusunu besleyen bir çift ve 2 Temmuz 1968’de bir çift ve genç gözlenmiştir. DOA: 11 Haziran 2001’de Van yakınlarında yavrulu bir yuva, 28 Mayıs 1969’da Erçek Gölü’nde yavrusunu besleyen bir çift ve 5 Temmuz 2004’te Erzincan yakınlarında Fırat kıyısında bir aile grubu gözlenmiştir. GDA: 4 Haziran 2001’de Birecik’te eski bir Alaca Ağaçkakan yuvasında 4 büyük yavru kaydedilmiştir. 26 Nisan 1981’de Birecik’te yumurtlamanın nisan başında olduğunu gösteren yavrulu yuvaya yiyecek taşıyan bir çift gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Yeşil Arıkuşu
Merops persicus, Blue-cheeked Bee-eater
Lokal olara az sayıda yaz konuğu, nispeten yaygın olarak görülen az sayıda geçit türüdür.
Güneydoğu Anadolu’daki kuru ve açık tarım alanlarında üreyen bir yaz konuğudur. Birecik, Karkamış, Ceylanpınar, Atatürk Barajı, Silopi ve Karababa Nehri yakınlarında ürediği bilinmektedir. Iğdır yakınlarında da küçük bir popülasyon bulunmaktadır. Eskiden Birecik ile Karkamış arasında yaygın olarak ürediği bilinse de, günümüzde bu bölgede neredeyse yok olmuştur. Buna karşılık Bozova Estağfurullah Köyü’nde hâlâ düzenli olarak yuvalar. Akdeniz’in komşu bölgelerinde, örneğin Amik Gölü çevresinde ve Iğdır yakınlarındaki Aras Vadisi’nde de gözlenmiştir.
İlkbahar geçişi nisan başından mayıs sonuna kadar sürer. Bu dönemde Kızılırmak Deltası, İstanbul Riva ve Ankara Mogan Gölü’nde kaydedilmiştir. Sonbaharda ağustos ortasından ekim sonuna kadar Çukurova ve Göksu deltalarında, ayrıca Doğu Anadolu’da Erzurum ve Ani (Kars) çevresinde zaman zaman daha yaygın görülür. Bu bölgede bazen yüksek sayılara ulaşabilir5–7. Aynı dönemde Mogan Gölü’nde ve daha nadir olarak İzmir8 ve Sardis çevresinde9 kaydedilmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Suya yakın açık ve kuru alanlarda, seyrek ağaçlık alanlarda, plantasyonlarda ve Birecik’te yerleşimlerin yakınlarında ürer.
Yuvası: Seddelerde, kanallarda ve kum ocaklarında yuva yapar. Bozova’daki yuva höyüklerdedir. Suvat genellikle alçak olur ve toprak seviyesinden yalnızca biraz yüksektedir. Seddeye yatay olarak kazılmış 1–2 metre uzunluğundaki tünelin ucunda kaplanmamış bir yuva odası bulunur.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 2’dir. Bu kuluçka 15 Mayıs 1882’de Anadolu’dan alınmış ve muhtemelen tamamlanmamıştır. Diğer yerlerde genellikle 4–5 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Birecik’teki veriler üreme döngüsünün şu şekilde gerçekleştiğini göstermektedir: Mayısın ikinci yarısında yuva yapımı, haziran başında yumurtlama (yaklaşık 5 gün), haziranın büyük bölümünde kuluçka (18–19 gün), haziran sonunda yumurtadan çıkış, temmuzda yuvada yavruların büyümesi (yaklaşık 27–29 gün) ve temmuz sonunda yavruların tüylenmesi. AKD: 2 Mayıs 1970’te Amik Gölü yakınlarında, bir tarım alanındaki kum bankında tünel kazan bir erişkin kaydedilmiştir. 7 Temmuz 1990’da10 ve 26 Haziran 2005’te Iğdır’ın doğusunda ürediğinden şüphelenilmiştir. GDA: Birecik’te 18 Mayıs 1993’te yuva kazma aşamasındaki üç çift ve 28–31 Mayıs 1984’te bir çift gözlenmiştir. 26 Mayıs 1991’de yuva kazan 12 birey kaydedilmiş, 27 Mayıs 1991’de kur davranışı ve çiftleşme gözlenmiştir. 3 Temmuz 1970 ve 6 Temmuz 1973’te yuvadaki yavrularına yiyecek taşıyan erişkinler gözlenmiştir. 26–27 Temmuz 1994’te tüylenmiş bir yavru yuvayı terk etmiştir. 7–8 Ağustos 1988’de erişkinler hâlâ gözlenmiş, ancak 9 Ağustos 1998 ve 10 Ağustos 1989’da kolonilerin terk edildiği kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Arıkuşu
Merops apiaster, European Bee-eater
Yaygın ve çok sayıda bulunan yaz konuğu ve geçit türüdür.
Deniz seviyesinden en az 2400 metreye kadar çıkar, ancak genellikle daha düşük rakımlarda ürer. Güney ve batı bölgelerde nisan sonundan itibaren, doğu ve kuzeyde ise daha geç dönemde üremeye başlar. Güneyin bazı bölgelerinde nadir ve daha lokal olarak görülür.
Geçiş dönemlerinde ülke genelinde yaygın ve bol olarak görülür. İlkbahar geçişi nisan ortasından haziran başına kadar sürer, İç Anadolu’da genellikle mayıs ortasında tamamlanır. Karadeniz’e nadiren nisan sonundan önce ulaşır, en yüksek sayılar ise mayıs ortasında kaydedilir [11; @hustings1994]. Sonbaharda ağustos ortasından eylül sonuna kadar geçiş yapar. 1966’da İstanbul Boğazı’nda 13 Ağustos’tan 24 Eylül’e kadar kaydedilmiş, düzenli olarak ekim sonuna kadar Trakya’da ve güneyde nadiren kasım ortasına kadar gözlenmiştir. Tüm ana gözlem noktalarında bol olarak görülen bir geçit türüdür. Örneğin, 1976’da ağustos sonu ve eylülde Belen Geçidi’nde toplam 1928 birey sayılmıştır12. V. van den Berk ve arkadaşları (yayınlanmamış) 24 Eylül–3 Ekim 1980 tarihleri arasında Borçka’dan geçen binlerce kuş kaydetmiştir. Mayıs 2004’teki ilkbahar gözlemleri, bu türün Doğu Anadolu’nun birçok noktasında sıradan olabileceğini göstermektedir.
Güneyin bazı kısımlarında nadir ve daha lokaldir. Deniz seviyesinden en az 2400 m’ye kadar, genelde düşük yüksekliklerde, güneyde ve batıda nisan sonundan itibaren, doğuda ve kuzeyde ise daha geç üremeye başlar.
Üreme
Yuvalama alanı: Açık alanlarda, özellikle nehir kıyılarında, vadilerde ve ovalarda ürer. Ayrıca ekili arazilerde, çalılıklarda, açık ağaçlık alanlarda ve köy çevresinde de yuvalar.
Yuvası: Nehir kıyılarında, yol kenarlarında, kum ocaklarında, toprak yığınlarında ve kumullarda yuva yapar. 15 Mayıs 2007’de Akköy’de ve 2020’lı yıllarda İstanbul Riva’da düz zemine kazılmış bir yuva tüneli gözlenmiştir. Eski yuva tünelleri sonraki yıllarda kaya serçesi, ev serçesi, ağaç serçesi ve genişletilmiş deliklerde gökkuzgun tarafından kullanılabilir. Tring Doğa Tarihi Müzesi’ndeki beş yumurtalı bir kuluçka 1 Haziran 1887’de Anadolu’da 2,5 m uzunluğundaki bir tünelden alınmıştır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de güncel kayıt bulunmamaktadır. Diğer yerlerde genellikle 4-7 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Üreme dönemi genel olarak mayıs ortasında başlar. Yumurtlamanın 21 Mayıs’ta gerçekleştiği varsayıldığında, yavrular haziran ortasında yumurtadan çıkar ve temmuz ortasında tüylenmiş olur. Türkiye’de tüylenmiş yavruya dair kayıt bulunmamaktadır. Üreme döngüsü yaklaşık 50 gün sürer. MAR: 23 Haziran 1973’te Enez ve Keşan’da, 26 Haziran 1973’te Gülpınar’da yuva deliklerine yiyecek taşıyan erişkinler gözlenmiştir. EGE: 23 Nisan–10 Mayıs 2003 tarihleri arasında Akköy yakınlarındaki iki küçük koloniye günlük ziyaretler yapılmıştır. 30 Nisan ve 1 Mayıs’ta ilk kuşlar gözlenmiş, 4 Mayıs’ta yaklaşık 10 çiftlik bir kolonide bir çiftin 2,5 m uzunluğunda yeni bir tünel kazmaya başladığı kaydedilmiştir. 9 Mayıs’ta birçok erişkinin tünel kazdığı gözlenmiştir. 21 Mayıs 1951’de İzmir civarında tamamlanmamış bir kuluçkada bir yumurta bulunmuştur13. AKD: 1987’de Çukurova’da 10 Nisan’dan itibaren erişkinler gözlenmiş, 6 Mayıs’tan itibaren küçük kolonilere yerleştikleri görülmüştür. DOA: 26 Mayıs 1969’da Van Gölü’nde yuva yapımı gözlenmiştir. GDA: 4 Mayıs 2003, 11 Mayıs 2004 ve 28 Mayıs 1991’de Birecik’te kayıt alınmıştır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Güneyli Yakut Renkli Arıkuşu
Merops nubicoides, Southern Carmine-coloured Bee-eater
Rastlantısal konuktur.
19 Mayıs 2023’te Kızılırmak Deltası’nda bir birey kaydedilmiştir. Türün doğal yayılış alanı Güney Afrika’dır. Bu nedenle bir hayvanat bahçesinden kaçmış olma ihtimali değerlendirilmiş, Avrupa’da yalnızca birkaç hayvanat bahçesinde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu kurumlardan kaçıp Türkiye’ye ulaşmasının düşük olasılık taşıdığı düşünülmüş, gözlendiği alan da dikkate alınarak bireyin yabani olduğuna ve türün Türkiye tür listesine dahil edilmesine karar verilmiştir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yayılış alanı Güney Afrika’dır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Yalıçapkını
Alcedo atthis, Common Kingfisher
Lokal olarak az sayıda üreyen, yaygın ve çok sayıda bulunan geçit türü ve kış konuğudur.
Ülkenin büyük bölümündeki sulakalanlarda ve nehir kenarlarında, genellikle lokal ve az sayıda bulunan yerli bir türdür. Doğu Anadolu’da çok daha lokaldir ve İç Anadolu’nun büyük kısmında üremez. Üremesi nadiren kanıtlanmıştır.
Geçit dönemlerinde ülke genelinde daha yaygın ve genellikle daha boldur. İlkbahar göçü marttan mayıs sonuna kadar sürer; Karadeniz’de geçişin nisan ortasında yoğunlaştığı düşünülmektedir. Sonbahar göçü ağustos sonundan itibaren başlar, kıyı alanlarında eylül sonuna kadar sürer. 20 Ekim ile 18 Kasım arasında en yoğun geçiş gözlenir, geçit bazı bireyler için aralık sonuna kadar uzayabilir11. Kış döneminde dağılımı büyük oranda Batı ve Orta Anadolu ile sınırlıdır. Göksu Deltası, Çukurova Deltası ve Kızılırmak Deltası gibi bazı kıyı alanlarında önemli sayılarda kışladığı kaydedilmiştir. Bu lokalitelerde toplamda 1000–2000 birey gözlenmiştir. Rusya’da halkalanmış bir birey Kızılırmak Deltası’nda tekrar yakalanmış, 2003’te ise muhtemelen daha kuzeyden gelen bir birey Kızılırmak Deltası’nda halkalandıktan üç gün sonra Çukurova Deltası’ndaki Akyatan’da tekrar yakalanmıştır14.
Üreme
Yuvalama alanı: Nehirler ve dereler boyunca ürer.
Yuvası: Erişkinler, dikey kıyılara tünel kazar. Tünel, hafifçe yukarı doğru eğim yaparak kaplanmamış yuva odasına ulaşır. Yuva tabanı, yığılmış balık kılçıklarıyla zamanla düzleşir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısına dair veri bulunmamaktadır. Diğer yerlerde genellikle 6-7 yumurta bırakır, bu sayı 4 ile 8 arasında değişebilir.
Üreme dönemi: Şubat sonunda yumurtlar. Yavrular mart sonu–nisan başında yumurtadan çıkar ve mayıs–haziran aylarında yuvadan ayrılır. MAR: 30 Mayıs 1970’te Lüleburgaz’da yavrusunu besleyen bir çift gözlenmiştir. EGE: 5 Haziran 1971’de Yatağan’da kayıt vardır. KAR: Mayıs ayında Fırtına Vadisi’nde kullanılan yuvalar kaydedilmiştir15. 16 Haziran 1975’te Çaykara’nın kuzeyindeki bir nehirde, bir erişkinin yiyecek taşıdığı ve bir diğerinin bunu talep ettiği gözlenmiştir. 13–14 Nisan 1993’te Karpuz Nehri’nin ağzında genç bireyler dâhil olmak üzere beş birey gözlenmiştir. İÇA: 16 Mayıs 1970’te Kızılcahamam yakınlarında kayıt alınmıştır. GDA: 4 Haziran 1969’da Yüksekova’da gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Üreme sezonunda muhtemelen nominat alttür bulunur. Buna karşılık, Kuzeybatı Afrika ve İspanya’dan Rusya’ya kadar görülen ve Kıbrıs ile Irak’ta kışlayan ispida alttürü, kış döneminde Türkiye’de yüksek sayılarda bulunuyor olabilir.
İzmir Yalıçapkını
Halcyon smyrnensis, White-throated Kingfisher
Lokal ve yer yer çok sayıda bulunan bulunan yerlidir.
En önemli üreme alanı, en az 40-45 çiftle Berdan (Tarsus) Nehri’dir. Göksu Nehri üzerinde Silifke ile Kurtuluş arasında, nehir kıyısındaki alanlarda beş yuva ve nehrin doğusundaki tarım alanlarında üç territoryum belirlenmiştir. Ege Bölgesi’nde Bafa Gölü çevresi ve Söke yakınlarında da yuvalama kaydedilmiştir. Antalya yakınlarındaki Aksu Nehri’nde kur davranışı gözlenmiştir. 1980-1981’de Bafa Gölü’nde, 1980’den itibaren de Söke çevresinde ürediği teyit edilmiştir.
Onsekizinci yüzyılın başlarında William Sherard’ın İzmir’den aldığı örnekler Linnaeus tarafından tanımlanmıştır. Ayrıca bu bölgede kaydedilmiş, İzmir çevresindeki başlıca nehirler boyunca ürediği belirtilmiştir8. Krüper, Mayıs 1894’te bir kuluçka yumurtası toplamıştır. Ancak bu tarihten sonra bölgede doğrulanmış tek kayıt, 2002/03’te Çamaltı yakınlarındandır. Kur davranışı sırasında toplanmış Ege Üniversitesi’ndeki örnek muhtemelen komşu alanlardan toplanmış olabilir16. Büyük Menderes Vadisi’nin aşağı kesimlerinde Danford ve Selous bu türün varlığını bildirmiştir. Son yıllarda Güllük Deltası’nda da kaydedilmiştir. Burası görünüşe göre bilinen en kuzey üreme alanıdır. Haziran 1990’da Troya’da (Çanakkale, Marmara) uygun habitatta gözlenen bir çift17 ve Şubat 2003’te Gediz Deltası’nda gözlenen bir birey bu tespiti desteklemektedir.
Üreme dönemine ait olmak üzere, Fırat ve Dicle nehirleri ile Cizre ve Siirt’e kadar Güneydoğu Anadolu’da beş kayıt bulunmaktadır. En önemli üreme alanları Akdeniz Bölgesi’ndedir. Köyceğiz Gölü çevresinde birkaç çift, Göksu Nehri’nin aşağı kesimlerinde son yıllarda 8–10 çift18, en büyük popülasyonlar ise Tarsus’ta (1987’de 40–45 çift) ve Ceyhan Deltası’nda yer alır. Tahminlere göre Türkiye’de toplam 100–150 çift üremektedir16. Yoğun tarım faaliyetlerinin Çukurova’daki popülasyona olumlu etkisi olmasına rağmen, diğer bölgelerde uzun vadeli bir azalma eğilimi gözlenmektedir. Küçük Menderes Deltası (İzmir) ve artık kurutulmuş olan Amik Gölü (Antakya) gibi eski üreme alanları terkedilmiş, Göksu Deltası’ndaki popülasyon da geçmişe göre küçülmüştür.
Bilinen üreme alanları dışındaki bazı kayıtlar, özellikle ağustos sonu ile şubat sonu arasında gözlendiğinden, türün üreme dönemi dışında Ege ve Akdeniz bölgelerinde sınırlı ve muhtemelen düzensiz bir yayılış gösterdiğini düşündürmektedir. İstanbul’dan bildirilen iki kayıt19 ve20 şüpheli kabul edilmektedir. Kesin olarak, 17 Aralık 2001’de Nevşehir’de, Avanos’ta Kızılırmak kıyısında bir birey kaydedilmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Akdeniz’de (özellikle Çukurova ve Göksu deltalarında) ve az sayıda Ege’deki kıyısal ovalardaki nehir boylarında ve çevresindeki ağaçlık bölgelerde ürer.
Yuvası: Yuvayı dik nehir kıyılarındaki tünel biçiminde oydukları deliklerin ucunda oluşturur. Tünelin ucunda yer alan yuva odası kaplanmamıştır. Yuva tünellerinin uzunluğu 60-80 cm arasında değişir.
Yumurta sayısı: Bir yuvada 5 yumurta, iki yuvada 6 yumurta tespit edilmiştir. Bir yuvada ise 3 yumurtalı tamamlanmamış bir kuluçka kaydedilmiştir. Yavru sayısı bilinmemektedir.
Üreme dönemi: Nisan başında yuva deliklerinin önünde kur davranışı gözlenmiştir. 27 Nisan 1965’te tamamlanmamış ve tamamlanmış kuluçkalar kaydedilmiştir. 6 Mayıs 1964’te taze yumurtalı iki tamamlanmış kuluçka bulunmuştur. 21 Mayıs 1974’te yuvadaki yavrulara küçük kertenkeleler ve dikenli keler taşıyan erişkinler gözlenmiştir. 12 Haziran 2002’de bir yuva deliğinde bir erişkin, 10 Temmuz 1991’de kıyıdaki olası bir yuvaya giren başka bir erişkin kaydedilmiştir. Yumurtlamanın nisan ayı sonunda başladığı, yavruların haziran ortasında yuvada olduğu anlaşılmaktadır. EGE: 4 Mayıs 1894’te İzmir yakınlarında Krüper tarafından bir kuluçka toplanmıştır; 1980-81’de Bafa Gölü’nde üremiş ve 1980’den bu yana Söke yakınlarında ürediği birkaç defa teyit edilmiştir. Yuvası, bir tünelin ucunda kaplamasız bir bölmedir21. AKD: Üreme biyolojisi kapsamlı şekilde araştırılmıştır16. En önemli üreme alanı en az 40-45 çift ile Berdan (Tarsus) Nehri’dir (Çukurova). Nehir kıyısı 4 m kadar yüksektir ve 12-13 Mayıs 1987’de dış menderes kıyısında birbirinden 200-800 m mesafede 19 tane kullanılan yuva bulunmuştur16. Ormanlık alanda yok kenarındaki bankette de iki yuva daha kaydedilmiştir22. Nisan başında yuva deliklerinin önünde kur davranışları gözlenmiştir. 27 Nisan 1965’te üç yumurtalı tamamlanmamış bir kuluçka ve beş yumurtalı tamamlanmış bir kuluçka bulunmuştur; 6 Mayıs 1964’te altı yumurtalı (biri taze) tamamlanmış iki kuluçka bulunmuş ve yuva tünelinin uzunluğu 60-80 cm olarak ölçülmüştür23. 21 Mayıs 1974’te Mersin yakınlarında yuvadaki yavrularına küçük kertenkeleler ve dikenli keler taşıyan erişkinler gözlenmiştir. 1989 ve 1991’de Göksu Nehri üzerinde Silifke ile Kurtuluş arasında beş yuva kaydedilmiş ve nehrin doğusundaki tarım alanlarında üç territoryum gözlenmiştir; nisan-mayıs aylarında nehir kıyısında yuvalar bulunmuştur; 12 Haziran 2002’de bir yuva deliğinde bir erişkin görülmüş ve 10 Temmuz 1991’de bir erişkinin kıyıdaki olası bir yuvaya girdiği gözlenmiştir. 24 Nisan 1967’de Antalya yakınlarında Aksu Nehri’nde balık taşıma da dâhil kur davranışları gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur. İzmir’de tanımlanmıştır.
Alaca Yalıçapkını
Ceryle rudis, Pied Kingfisher
Lokal ve yer yer çok sayıda bulunan yerlidir.
Fırat ve Dicle boyunca yaygın olarak görülen, Ege’nin güneyi ve Akdeniz’deki sulakalanlar ile kıyısal ovalardaki nehir boylarında, nispeten lokal ancak nadir olmayan yerli bir türdür. Güneydoğu Anadolu’daki Fırat ve Dicle gibi büyük nehirler boyunca ve Doğu Anadolu’nun hemen bitişiğindeki alanlarda yaygındır. Yayılışının kuzey sınırının Gölbaşı (Adıyaman), Malatya, Diyarbakır ve Bitlis arasında uzandığı düşünülmektedir. Bazı eski habitatları baraj inşaatları nedeniyle sular altında kalmış olsa da, yayılışın doğusunda azaldığını gösteren yeterli veri bulunmamaktadır.
Eskiden Ege ve Akdeniz bölgelerinde daha yaygın ve boldu. İzmir ve çevresinde birçok gözlemci tarafından kaydedilmiştir ancak artık düzenli olarak görülmemektedir. Gediz Deltası, Büyük Menderes Deltası ve Güllük Deltası’nda hâlâ üreyebileceği düşünülmektedir. Akdeniz’de, geçmişte Amik Gölü ve Göksu Deltası’nda üremiştir. Köyceğiz sulakalan kompleksinde hâlâ üremekte, ayrıca Çukurova’da da çoğunlukla kış döneminde gözlenmektedir. Eylül 2004’te Akseki’de bir dişinin kaydedilmesi, bölgedeki varlığını desteklemektedir.
Genellikle aynı bölgelerde kışın daha yaygın görülür. Bu dönemde daha geniş çapta dağıldığını gösteren sınırlı sayıda kayıt vardır. Ocak 1969’da Karacabey’de (Balıkesir, Marmara), Aralık 1970’te Denizli’nin batısında [24; @ost1975], ayrıca Burdur Gölü ve Tuz Gölü’nde kaydedilmiştir [25; @kumerloeve1961].
Üreme
Yuvalama alanı: Fırat ve Dicle gibi büyük nehirler boyunca ve nehir kıyısındaki gölcüklerde ürer.
Yumurta sayısı: Dikey kıyılara kazılan tünellerin sonunda kaplanmamış bir odacığa yuva yapar. Türkiye’de bir yuvada 6 yumurta kaydedilmiştir. Diğer yerlerde olağan kuluçka büyüklüğü 3–6, genellikle 4 yumurtadır. Türkiye’de tüylenmiş yavru sayısı 3 ile 5 arasında değişmektedir.
Üreme dönemi: Mayıs sonunda yumurtlar, yavrular haziran sonunda tüylenir ve temmuz sonunda yuvayı terk eder. EGE: 14 Mayıs 1899’da İzmir yakınlarında bir tünelden altı taze yumurta alınmıştır. 23–27 Haziran 1966’da Büyük Menderes Nehri’nde iki çiftin yuva deliklerine girip çıktığı, 25–26 Haziran’da ise üç tüylenmiş yavrunun gözlendiği kaydedilmiştir. AKD: 12 Mayıs 1982’de Göksu’da aktif bir yuvayı ziyaret eden erişkinler, 1983 Mayıs sonunda Dalyan’da tüylenmiş üç yavrunun iki erişkini takip ettiği gözlenmiştir. GDA: 7–18 Ağustos 1971’de Asvan’da iki erişkin ve beş genç birey kaydedilmiştir. 12 Nisan 1996’da Birecik’te kur davranışı, 20 Mayıs 1993’te tünel kazmaya başlayan bir erişkin ve 5 Haziran 1993’te kuluçkadaki bir erişkin gözlenmiştir. 24 Temmuz 1998’de altı bireyli bir aile grubu kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de syriacus alttürü bulunur. İzmir, Antalya ve yeri bilinmeyen bir lokalite olan “Harpara”dan elde edilen örneklerde, gaga uzunluğu dışında tüm ölçümlerin sürekli daha küçük olmasına dayanarak, Türkiye, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Irak ve İran’daki bireyler için bu yeni alttür tanımlanmıştır26. Ancak bu öneri, ölçümlerdeki farklılıkların Bergman kuralıyla açıklanabileceği gerekçesiyle reddedilmiştir27.
Gökkuzgun
Coracias garrulus, European Roller
Oldukça yaygın ve yer yer çok sayıda bulunan yaz konuğudur.
En az 2000 metreye kadar olan açık ve ağaçlık alanlarda, ayrıca seyrek ağaçlı açık alanlarda, kayalıklarda, ahırlarda ve yıkıntılarda yuvalar. Orman kenarları, zeytinlikler, bozkırlar ve seyrek ağaçlı tarlalar gibi farklı habitatlarda da bulunur. Yuva yeri seçimi genellikle uygun yapısal alanların varlığına bağlıdır. Karadeniz Bölgesi’nde son derece lokal yayılış gösterir ve bazı alanlarda hiç bulunmayabilir.
Geçiş dönemlerinde ülke genelinde yaygındır. İlkbaharda mart sonundan itibaren güney kıyılarında gözlenmeye başlar, nisan sonu ile mayıs başında en yüksek sayılara ulaşır ve ancak bu dönemde kuzey bölgelerde görülür. Sonbaharda ağustos başından ekim sonuna kadar geçiş yapar. Eylül ortasında kuzey ve batı bölgelerden çoğunlukla ayrılır, ancak Akdeniz ve İç Anadolu’da kasım sonuna kadar gözlenebilir.
Üreme
Yuvalama Alanı: Ege ve Akdeniz bölgelerindeki zeytin bahçeleri ve benzeri açık tarımsal arazilerde, yuva alanı bulabildiği nehir boyları, deltalar, kum ocakları ve kayalıkların çevresindeki açık arazide bulunur.
Yuvası: Yuvasını yaşlı ağaçlardaki (özellikle zeytin), kayalıklardaki oyuklarda, toprak dolgularında, yıkıntılarda, binalarda ve köprülerde yapar. Yuvalar kaplanmamış bir boşluktur. Efes’te, tarihi bir alanda kazı çalışmaları için kullanılan bir vincin oyuğunda yuva yaptığı da kaydedilmiştir. İç Anadolu’da düz, ağaçsız alanlarda yerdeki gelengi (Spermophilus xanthoprymnus) yuvalarını da kullandığı bilinmektedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı, iki yuvada üç, bir yuvada dört ve dört yuvada beş olarak kaydedilmiştir.
Üreme Dönemi: Yumurtlamanın mayıs başından haziran ortasına kadar olabildiği göz önüne alındığında Türkiye’de üremenin değişken olduğu anlaşılmaktadır. Yumurtadan çıkan yavrular genellikle temmuz başından itibaren gözlenmiştir. MAR: Manyas Gölü’nde, kısmen su içindeki bir söğütlükte su seviyesinden 1 m yüksekteki bir ağaç deliğinde 5 Haziran 1966’da bir yumurta ve 9 Haziran 1966’da üç yumurta bulunmuştur. Aynı tarihlerde benzer bir alanda bir yuvada üç, diğer bir yuvada bir yumurta kaydedilmiştir. Ağustos 1968 başlarında geç kalmış bir yuvada hâlâ yavru olduğu görülmüş, 21–27 Haziran 1973’te yiyecek taşıyan beş çift kaydedilmiştir. EGE: 8 Mayıs 1899’da Aydın yakınlarındaki kayalıklardan henüz yumurtlamamış birçok erişkin havalanmıştır. Tring Doğa Tarihi Müzesi’nde yer alan beş, dört ve beş yumurtalı üç kuluçka sırasıyla 1 Mayıs 1887’de İzmir’den, 19 Mayıs 1901’de Milet harabelerinden ve 29 Mayıs 1901’de Büyük Menderes Nehri’nden toplanmıştır. 14 Mayıs 1991 ve 19 Mayıs 1999’da erişilemeyen yuvalarda gözlenen erişkinler büyük olasılıkla kuluçkadaydı. 28 Mayıs 1951’de İzmir yakınlarındaki bir taş köprüdeki bir delikte kuluçkanın ileri evresinde bulunan beş yumurta, ilk yumurtanın yaklaşık 8 Mayıs’ta bırakıldığını göstermektedir. AKD: 9 Mayıs 1970’te Adana yakınlarındaki bir kaya yüzeyindeki yuvada kur davranışı sergileyen bir çiftin birbirini beslediği görülmüştür. 2 Temmuz 1972’de Side’de, yerden 2,7 m yüksekteki bir çam ağacında en az iki büyük yavru; 24 Mayıs 2007’de Manavgat yakınlarında bir köprüdeki yuvada beş yumurta gözlenmiştir. KAR: Kızılırmak Deltası’nda, 28 Mayıs 1979’da ağaçlardaki yuva delikleri için küçük kargalarla kavga eden çiftler; 9-10 Haziran 1975’te kur davranışı sergileyen çiftler; Temmuz 1971’de yiyecek taşıyan dört çift; 29 Temmuz 1971’de tüylenmiş iki yavru; 5–12 Temmuz 1983’te ise tüylenmiş yavrular kaydedilmiştir. 1992’de kur davranışları özellikle mayısın ikinci yarısında gözlenmiş, haziranın ilk on gününde yuvaların yanında alarm ötüşü yapan çiftler rapor edilmiştir. İÇA: Bir çiftin, 15 çiftlik bir arıkuşu kolonisiyle aynı suvatta kuluçkaya yattığı bildirilmiştir. Temmuz ve ağustos aylarında genç bireyler gözlenmiştir. DOA: 8 Haziran 2004’te Van yakınlarında, kum kırlangıçlarının da kullandığı yol kenarındaki yüksek bir suvatta geniş bir delikten kuluçkadaki bir erişkin uçmuştur. 24 Haziran 2004’te İspir’de, bir arıkuşu kolonisinin de bulunduğu yol kenarındaki yüksek bir suvatta geniş bir deliğe giren bir erişkin gözlenmiştir. Daha sonra aynı yerden iki erişkin gökkuzgunun çıkması, yuvada büyük yavruların bulunduğunu düşündürmektedir. GDA: 5 Haziran 1998’de Birecik’te bir suvatta tüylenmemiş dört yavru gözlenmiştir. Aynı yerde, 20 Mayıs 1993 ve 4 Haziran 1998’de erişkinler yuvada muhtemelen kuluçkadaydı. 20 Mayıs’ta bir yuvada bir yumurta bulunmuştur. 25 Mayıs 2009’da nehir suvatlarındaki dört yuvadan birinde beş yumurta görülmüştür.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Hint Gökkuzgunu
Coracias benghalensis, Indian Roller
Rastlantısal konuktur.
1875’te Sclater ve Taylor, Haydarpaşa ile İzmit arasında bir birey topladıklarını bildirmiştir28. Bu örnek daha sonra Pearce’in koleksiyonuna geçmiş, ardından Robert Kolej Müzesi’ne devredilmiştir. Bu bağlamda, söz konusu örneği tek bir geçerli kayıt olarak değerlendirmek uygundur. Bu örnek kaydını kabul görmüştür29. Ancak9 bu örnekten hiç bahsetmemiştir.
Danford30, Giaour Keui (Gavurköy) ile Bereketlu (Bereketli) arasında bir birey ve Nisan 1876’da Çamardı ile Karanfil Dağ arasında iki birey daha gördüğünü öne sürmüştür. Ancak bu kayıtlar döneminde de tartışmalı bulunmuş9 ve geçersiz sayılmalıdır.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yuvalama alanı İran, Pakistan, Hindistan ve çevresidir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Tahnit örneği muhtemelen İran’ın doğusuna kadar yayılış gösteren nominat alttüre aittir.
Boyunçeviren
Jynx torquilla, Eurasian Wryneck
Yerel olarak ve az sayıda görülen yaz konuğu, yaygın ve nispeten çok sayıda bulunan geçit türü, nadir ve lokal kış konuğudur.
Genellikle açık ağaçlık alanlarda, plantasyonlarda ve meyve bahçelerinde ürer. Batı Karadeniz’de 1700 metreye kadar çıkar. Orta Toroslar gibi diğer ormanlık bölgelerde az sayıda üreyebilir. Son yıllarda Doğu Anadolu ve Karadeniz’in doğusunda da üreme sezonunda kaydedilmiştir. Ege’nin kuzey ve doğusunda da son dönemde az sayıda görülmüştür. 1988-1990 yıllarında Istranca Dağları’nın Bulgaristan tarafında yapılan çalışmalarda, 5 kilometrelik karelerin %47’sinde ürediğine dair kanıt bulunmuş, %25’inde ise yuvaladığı teyit edilmiştir31. Geçiş yapan kuşlar, üreme yayılışını değerlendirmeyi zorlaştırır. Karadeniz’de, Kızılcahamam’da ve Uludağ’da da üreme döneminde öten erişkinler kaydedilmiştir. Kuluçka ve yavru besleme döneminde sessiz olduğu için gözden kaçabilir ve muhtemelen sanılandan daha fazla sayıda üremektedir.
Geçiş döneminde özellikle batı ve orta bölgelerde az sayıda kaydedilir. İç Anadolu’da sonbaharda daha bol olduğu bildirilmiştir32. 216 göçmen kaydı üzerinden yapılan analizde, ortalama geçiş tarihleri 15 Nisan ve 6 Eylül olarak hesaplanmıştır33. İlkbaharda mart başından itibaren görülmeye başlanır, mart sonu ile mayıs sonuna kadar devam eder. Sonbaharda ağustos başından ekim başına kadar geçiş yapar ve eylül ortasında belirgin yoğunluk kazanır. Geçmişte göç sırasında daha kalabalık olduğu düşünülmektedir. Von Gonzenbach 19. yüzyıl ortasında İzmir’de, Braun ise 20. yüzyıl başlarında İstanbul’da bu türü bol, hatta çok bol bir göçmen olarak tanımlamıştır.
Kış döneminde kıyı alanlarında nadiren görülür. Aralık ile şubat arasında İzmir ile Antakya arasında kaydedilebilir. Kışın, sınırlı da olsa yer tutma davranışı gösterebilir. Kasım ortasında Side’de, 24 Kasım’da Samandağ’da ve 25 Kasım’da Birecik’te bu şekilde davranan bireyler gözlenmiştir. Kış dönemine ait en yüksek rakımlı kayıt, 700 metrede Antalya Kemer yakınlarındaki Gedelme’den 26 Aralık 2007 tarihine aittir (A.-A. Weller).
Üreme
Yuvalama alanı: Ormanlarda, açık ağaçlık alanlarda ve ağaçların bulunduğu tarım alanlarında yuvalar.
Yuvası: Yuvasını ağaçtaki bir deliğe yapar. Yuva, kaplanmamış bir boşluktur ve hiçbir yuva malzemesi kullanılmaz.
Yumurta sayısı: Türkiye’de üç yumurta kaydedilmiştir. Diğer ülkelerde olağan kuluçka büyüklüğü 7-10 yumurtadır.
Üreme dönemi: Yavrular haziran ayında yuvada görülmüş, yumurtlamanın mayıs sonunda veya haziran başında gerçekleştiği anlaşılmıştır. AKD: 17 Temmuz 1986’da Akseki’nin 60 km kuzeyinde, hav tüyleri olan genç bir birey kaydedilmiştir34. Bu gözlem yumurtlamanın haziran başında olduğunu göstermektedir. 4 Haziran 2000’de Akseki’de bir yuva deliğini inceleyen ve birbirleriyle etkileşen iki erişkin gözlenmiş, aynı gün yakınlarda öten bir birey daha kaydedilmiştir. KAR: 11 Haziran 1977’de Ilgaz Dağları’nda 1300-1400 metre yükseklikte, bir yuva deliğinin altında yerde kırılmamış üç yumurta bulunmuştur. Bu yumurtalardan ikisi biraz kuluçkaya yatılmış, biri döllenmemiştir. Yumurtalar doğru şekilde tanımlanmıştır. 11-12 Haziran’da aynı bölgede öten beş birey kaydedilmiştir35. 16 Nisan 1978’de Ereğli’de bir erişkinin olası bir yuva deliğini incelediği, 14 Haziran 1978’de aynı yerde iki bireyin ötüşüyle birlikte üremeden şüphelenildiği bildirilmiştir11. Kızılırmak Deltası’nda 31 Mayıs 1979’da bir yuvada yavrularını besleyen erişkinler gözlenmiştir1.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de muhtemelen nominat alttür bulunur. Sonbaharda Orta Anadolu üzerinden geçiş yapan göçmenlerin tamamı bu forma dâhildir36. Bununla birlikte, Akdeniz’de Korsika’dan Adriyatik kıyılarına kadar bazı adalarda üreyen tschusii alttürü göçe yatkın olmasa da37, geçiş sırasında Türkiye’de gözlenebilir.
Ortanca Ağaçkakan
Dendrocoptes medius, Middle Spotted Woodpecker
Yaygın ve nispeten çok sayıda bulunan yerlidir.
Ege ve Akdeniz’in büyük bölümünde oldukça yaygın ve nispeten boldur. Marmara ve Batı Karadeniz’de daha lokal olarak görülür. Kızılırmak Deltası’nda 1992 ilkbaharında 20-30 çiftin ürediği tahmin edilmiştir. Bu sayı, türün üreme yoğunluğuna dair az sayıdaki tahminlerden biridir. Doğu Anadolu’nun batısındaki ve Karadeniz’in doğusundaki varlığı [9; @kumerloeve1970a] tarafından belgelenmiştir. Ancak ornitolojik araştırmaların yetersizliği ve uygun habitatların azalması nedeniyle Doğu Anadolu’nun batısında son yıllarda çok az kayıt vardır. 1993 ilkbaharında Karadeniz’in doğusunda türe rastlanmamıştır15.
Yaprak döken, nadiren karışık ormanlarda ve zeytinliklerde yaşar. İbreli ormanlarda nadirdir. Meşe, tercih ettiği habitatın önemli bir unsurudur. Güneyde ve batıda deniz seviyesinden 800 metreye kadar yayılış gösterir. Doğu Karadeniz’de ve bazı diğer bölgelerde 1400 metreye kadar çıkabilir. Kumerloeve ve Niethammer, türü şüpheli şekilde Ilgaz Dağları’nda 1900 metre civarında kaydetmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Yaprak döken, özellikle meşe ormanlarında, hem kuru hem de nemli alanlarda yuvalar. Ayrıca Dalyan’da sığla ormanı, zeytinlikler ve çam ormanlarının bulunduğu alçak dağ yamaçlarında da ürer. Akseki’de açık yaşlı çam ormanının kıyısındaki küçük meşeleri tercih ettiği gözlenmiştir.
Yuvası: Yuvasını ağaçlarda açtığı deliğin dibine yapar ve yuva zemini kaplanmamıştır. Belgrad Ormanı’nda diğer ağaçkakan türlerine kıyasla yuvalarını daha alçakta yapma eğilimindedir38.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısı bilinmemektedir. Diğer ülkelerde olağan kuluçka büyüklüğü 4-8 yumurtadır.
Üreme dönemi: Yavrular mayıs sonu ile haziran ortasında gözlenmiştir. EGE: 21 Mayıs 1980’de Bafa Gölü’nde yavrulu bir yuva gözlenmiştir39. AKD: Nisan ve mayıs 1989’da Ağla ve Dalyan’da ikişer çiftin ürediği, 5 Haziran’da Akseki’de yavrulu bir yuvanın bulunduğu kaydedilmiştir. Mayıs 1990 sonlarında Akseki’de gözlenen bir çift ve en az iki tüylenmiş yavru, yumurtlamanın 21 Nisan’da başladığını göstermektedir. Ayrıca 8 Mayıs 1995’te Midilli’de zeytin ağaçlarındaki iki yuvada yavrular görülmüştür. KAR: 27 Mayıs ve 10 Haziran 1992’de Kızılırmak Deltası’nda yavrulu iki yuva bulunmuştur2.
Alttürler ve Sınıflandırma
Winkler ve Christie, Türkiye’de kuzeyde görülen caucasicus alttürünün, nominattan daha parlak alt kısımlara, daha koyu ama daha az yoğun kırmızı kuyruk altı tüylerine, altın sarısı karna ve daha geniş çizgili böğre sahip olduğunu belirtir40. Ülkenin batı ve güneyine özgü olan ve biraz daha küçük boyutlu, daha soluk kıç bölgesine ve daha belirgin çizgili alt kısımlara sahip anatoliae alttüründen de bahsedilir. Trakya’da medius alttürünün ve güneydoğunun uç kesimlerinde İran kökenli sanctijohannis alttürünün bulunduğu kabul edilir26. Danford tarafından Toroslar’dan toplanan bazı örnekler sanctijohannis olarak etiketlenmişse de bu doğru değildir.
Balkanlar’dan İran’a kadar olan bölgede, sarı ve kırmızının alt kısımlarda giderek azalması, böğrün üstündeki siyah çizgilerin seyrekleşmesi ve alt kısımların daha beyaz görünmesi gibi kademeli değişiklikler gözlenmektedir. Bu geçişin uç noktaları sanctijohannis ve caucasicus alttürleriyle temsil edilir. Türkiye’den olmayan az sayıdaki caucasicus örneği, anatoliae’den belirgin şekilde daha iridir ve tüy örtüsü açısından sanctijohannis’e yakındır. Ancak Kuzey Anadolu’daki arazi gözlemleri, caucasicus’un oldukça değişken olduğunu ve anatoliae ile medius’a yaklaşabildiğini göstermektedir.
Bu nedenle, nominat medius’tan belirgin şekilde ayrılmayan anatoliae ve Batı Anadolu’dan birçok örneği bilinen ancak şüpheli bir form olan splendidior’u tanımak için yeterli gerekçe bulunmamaktadır. Öte yandan, caucasicus ve sanctijohannis alttürleri daha belirgin uçları temsil eder ve caucasicus Bergman kuralını destekleyen bir örnek oluşturur. Anatoliae’nin, caucasicus’un sinonimi olduğu da öne sürülmüştür41,42. Genel olarak, ortanca ağaçkakanın Türkiye’deki morfolojik varyasyonu hem kuzeyden güneye hem de doğudan batıya klinal bir yapı göstermektedir41,43.
Ak Sırtlı Ağaçkakan
Dendrocopos leucotos, White-backed Woodpecker
Lokal olarak az sayıda bulunan yerli türdür.
Çoğu yerde nadir olsa da, İzmit Kartepe ve Kocaçay Deltası’nda lokal olarak en bol ağaçkakan türüdür. Bazı eski ve yeni kayıtların benzer türlerle karıştırıldığı neredeyse kesindir. Lilfordi formunun farklı görünmesi ve rehber kitaplar ile diğer popüler yayınlarda nadiren yer alması, bu türün gözlemciler tarafından fark edilmemesine neden olabilir. Doğu Karadeniz’deki karışık veya ibreli ormanlarda tespit edilmesi oldukça zordur. Nitekim 1993 ilkbaharında Çamlıhemşin’de (Rize) sadece bir birey kaydedilmiştir15. Toroslar’ın bazı kesimlerinde genellikle 300 ile 1200 metre arasında gözlenir. Utangaç, nadir ve çoğu zaman dikkat çekmeyen bir tür olduğu için muhtemelen mevcut kayıtlardan daha geniş bir yayılışa sahiptir.
Üreme
Yuvalama alanı: Eski ve yaşlı ormanlarda, subasar ormanlarda yuvalar. Deniz seviyesinden 1500 metreye kadar çıkar.
Yuvası: Türkiye’de yuva kaydı bulunmamaktadır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısı bilinmemektedir.
Üreme dönemi: Mayıs ve haziran aylarında çiftler halinde gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de bulunan lilfordi alttürü, nominat leucotos’tan belirgin şekilde ayrılır. Sırt bölgesi tamamen beyaz değil, siyah-beyaz çizgilidir. Alın, göz pınarı, kulak örtü tüyleri ve çene bölgesi belirgin şekilde sarımsı renktedir. Kulak örtülerinin arkasından enseye uzanan siyah çizgi dikkat çekicidir. Gıdı çizgisi daha kalındır; böğür, göğüs yanları ve karın bölgesinde daha geniş siyah çizgiler bulunur. Kuyruk sokumu siyahtır ve beyazlık yalnızca tüy uçlarında yer alır. Omuz tüyeleri daha uzundur. Kanat telekleri, örtüleri ve kın telekleri eşit kalınlıkta ve düzensiz şekilde siyah-beyaz çizgilidir; bu çizgilenme kalın siyah ve ince beyaz şeritler şeklinde değildir. Alt kısımların zemin rengi sarımsıdır; leucotos’ta bu renk daha soluk, krem tonundadır.
Orman Alaca Ağaçkakanı
Dendrocopos major, Great Spotted Woodpecker
Nispeten yaygın olarak yer yer çok sayıda bulunan yerlidir.
Dağlık ibreli ormanlarda yaygındır ancak genellikle az sayıda bulunur. En bol olduğu bölgeler Karadeniz ve Marmara’dır. Genellikle 1000 metrenin üzerinde görülür, ancak Doğu Karadeniz’de 300 metreden itibaren kaydedilmiştir. Bitlis’e kadar uzanır44. Marmara ve Trakya’da muhtemelen deniz seviyesine kadar iner, ancak bu bölgelerde yaz sonu ve sonbaharda kaydedilen bireyler, alaca ağaçkakan ile aynı alanlarda gözlendiği için üreme sonrası dağılımı yansıtıyor olabilir.
Üreme
Yuvalama alanı: Çoğunlukla dağlık, ibreli ormanlarda yuvalar.
Yuvası: Ağaçlarda, kuşların açtığı deliklere yuva yapar ve yumurtalarını hiçbir malzeme koymadan deliğin tabanına bırakır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısı bilinmemektedir. Diğer yerlerde olağan kuluçka büyüklüğü 4–7 yumurtadır.
Üreme dönemi: Nisan ayında yumurtlar. Yavrular mayıs ortasından itibaren yumurtadan çıkar ve haziran başında yuvada görülür. MAR: 3 Haziran 2002’de Uludağ’da bir delikte yavrularını besleyen erişkinler gözlenmiştir. 7 Haziran 1988’de yine Uludağ’da, 1400 metrede üreme teyit edilmiştir45. 4 Haziran 1996’da Belgrad Ormanı’nda, yumurtlamanın nisan sonunda olduğunu gösterecek şekilde tüylenmiş yavrular gözlenmiştir. KAR: 17 Haziran 1975’te Torul yakınlarında yiyecek taşıyan bir erişkin, 21 Temmuz 1996’da İspir’de genç bir birey, 7 Ağustos 1992’de Şavşat’ta bir aile grubu ve 14 Haziran 2004’te Sivrikaya’da yumurtlamanın 8 Mayıs civarında olduğunu gösterecek şekilde güçlükle uçabilen, yeni tüylenmiş bir yavru gözlenmiştir. İÇA: 17 Mart 1984’te Kızılcahamam’da 15’ten fazla bireyin öttüğü duyulmuş4. 19 Nisan 1996’da üreyen bir çift, 22 Mayıs 1996’da bir telefon direğinde ve yakınlarında iki yuva ve 23 Mayıs 2006’da bir çam ağacında 1,5 m yüksekte, içinde birkaç yavru bulunan bir yuva kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’ye endemik olan paphlagoniae alttürü bulunur. Bu alttür, Winkler ve Christie tarafından İngiltere’den Kafkaslar’a kadar yayılan pinetorum alttürüne dahil edilmiştir43 40.
Alaca Ağaçkakan
Dendrocoptes syriacus, Syrian Woodpecker
Yaygın olaral ve çok sayıda bulunan bir yerlidir.
Alçak ve orta yüksekliklerde en yaygın ağaçkakan türüdür. Meyve bahçeleri, zeytinlikler, seyrek ağaçlı tarım alanları ve yerleşim çevresindeki kavaklıklar gibi açık alanlarda bulunur. Alçak rakımlarda yalnızca ibreli ormanlarda görülse de her tür ağaçlık alanda üreyebilir. Deniz seviyesinden, kuzey ve batıda 2100 metreye kadar kaydedilmiştir. Toroslar’da, orman ağaçkakanı ile daha geniş ölçüde örtüştüğü için nadiren 900 metrenin üzerine çıkar. Genellikle 1000–2000 metre arasında, çoğunlukla bu aralığın alt sınırında orman ağaçkakanı ile yer değiştirir. Görünüşe göre güneybatı Ege ve muhtemelen kuzey Trakya’nın bazı bölümlerinde ortanca ağaçkakan ile de yer değiştirir. Istranca Dağları’nın Bulgaristan tarafında neredeyse tamamen orman ağaçkakanı ile yer değiştirmiştir31. Nisan–Mayıs 1993’te yapılan yoğun arazi çalışmasına rağmen Rize Çamlıhemşin’de hiç kaydedilmemiştir15.
Üreme
Yuvalama alanı: Meyve bahçeleri, zeytinlikler, açık ağaçlık alanlar, seyrek ağaçların ya da baltalıkların bulunduğu tarım alanları ve açık arazilerde yuva yapar.
Yuvası: Ağaç gövdelerine ya da dallarına açılmış, kaplanmamış yuva bölmelerine ulaşan deliklerde yuvalar. Birecik’te antepfıstığı bahçelerinde daha kalın gövdeli ağaçları tercih eder ve yuvalar genellikle 2 metreden, hatta bazıları 1 metreden daha aşağıda bulunur. Diğer habitatlarda yuva delikleri 10 metreye kadar yüksekte olabilir. Materyal kullanılmaz; sadece doğal oyuk ya da ağaçkakanın açtığı delik şeklindedir. Alaca ağaçkakanın oyduğu yuva delikleri, sonraki yıllarda sığırcık ve sarı boğazlı serçe gibi türler tarafından da kullanılmakta olup, bu türler yuva alanı açısından kısmen bu ağaçkakan türüne bağımlıdır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı bir yuvada 2, bir yuvada 5’tir. Bir yuvada 1, bir yuvada 2, bir yuvada 4 ve bir yuvada 5 yavru sayılmıştır. Türkiye’deki çok az sayıda yuva yakından incelenmiştir ve bu sınırlı veri durumu tam yansıtmayabilir. Başka yerlerde genellikle 5-7 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Yumurtlama genellikle nisan sonunda başlar. Yavrular haziran sonunda ve temmuz ayında yuvadan çıkar. MAR: 18 Haziran 1973’te Belgrad Ormanı’nda tüylenmiş yavrusuyla bir erişkin ve 23 Haziran 1973’te Keşan yakınlarındaki yuvasına yiyecek taşıyan bir erişkin görülmüştür. 31 Mayıs 1988’de Truva’daki bir yuvada büyük bir yavru kaydedilmiş, bu da yumurtlamanın nisan sonunda gerçekleştiğini göstermektedir. EGE: 7 Mayıs’tan itibaren erişkinler yuva deliklerinde gözlenmiş, 2 Haziran 1974’te Kuşadası’nda içinde tamamen gelişmiş yavru olan bir yuva bulunmuştur. Bu durum yumurtlamanın nisan sonunda gerçekleştiğini gösterir. AKD: 15 Haziran 1992’de Taşucu yakınlarında bir yuvada iki yumurta, 9 Haziran 1993’te Uzuncaburç’taki bir yuvada büyük bir yavru gözlenmiştir. 7 Mayıs 2004’te Uzuncaburç yakınlarındaki üç yuvanın yumurtlamaya hazır ancak boş olduğu kaydedilmiştir. KAR: 27 Mayıs 1992’de Kızılırmak Deltası’nda yiyecek isteyen yavruların bulunduğu ilk yuvalar bulunmuştur2. İÇA: 27 Mayıs 1993’te Hasan Dağı’nda yuva yapımı gözlenmiştir. Bu geç tarih, muhtemelen başarısız bir girişim sonrası yapılan ikinci kuluçkadır. GDA: Birecik’te mayıs sonu ve haziran başında büyük veya tamamen gelişmiş 5 yavru kaydedilmiş, bu da yumurtlamanın nisan sonunda olduğunu göstermektedir. Durnalık’ta bir yuvada 9 Mayıs 2004’te beş yumurta, 16 Mayıs 2004’te yeni çıkmış yavrular; başka bir yuvada ise 9 Mayıs’ta yumurtalar ve 23 Mayıs’ta küçük yavrular gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Küçük Ağaçkakan
Dryobates minor, Lesser Spotted Woodpecker
Yaygın olarak ve nispeten çok sayıda bulunan yerlidir.
Çoğunlukla alçak bölgelerde, nispeten az sayıda bulunur. Sulakalanlarda daha yüksek yoğunlukta görülür. Kocaçay Deltası’nda 200 çiftten fazla birey bulunabilir46. Nisan 1992’de Kızılırmak Deltası’nda 75–125 çift olduğu tahmin edilmiştir2. Mayıs 1993’te Rize Çamlıhemşin çevresindeki düşük rakımlarda bol sayıda üreyen bir tür olarak tanımlanmıştır15. Doğu Anadolu’da genellikle yaprak döken, bazen karışık ormanlarda ve meyve bahçelerinde görülür. Güneydoğu Anadolu’da yakın zamanda Diyarbakır çevresinde47 ve daha önce Siirt’in güneyindeki dağlık bölgede kaydedilmiştir48. Alçak ve orta yüksekliklerde bulunduğu bilinmektedir, ancak yükseklik sınırı kesin değildir. Türkiye’de 1000 metrenin üzerinde nadiren kaydedilmiştir. Ermenistan ve Kafkaslar’da ise 2000 metreye kadar çıkar9.
Üreme
Yuvalama alanı: Ormanlarda, daha küçük ağaçlık alanlarda ve ağaç sıralarında yuva yapar.
Yuvası: Yuvasını ağaç gövdelerinde oyuklara yapar. Dişbudak (Fraxinus excelsior) gibi ağaçlarda tercih ettiği gözlenmiştir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısı bilinmemektedir. Diğer bölgelerde genellikle 4-6 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Muhtemelen nisanda yumurta koyar. Yavrular mayıs sonunda yumurtadan çıkar, haziran ortasından itibaren yuvayı terk eder. MAR: Kocaçay Deltası’nda, orman ve subasar alanlar arasındaki geçiş zonlarında ürediği belirlenmiştir. 31 hektarlık alanda 6 yuva kaydedilmiş ve hektar başına 0,29 çiftin ürediği hesaplanmıştır. Haziranın ikinci haftasında yeni tüylenmiş bir yavru ve 16 Mayıs 1966’da bir yuva deliğinde erişkin kaydedilmiştir46. 22 Temmuz 1966’da Çamlıca Tepeleri’nde bir erişkinle birlikte genç bir birey, 4 Haziran 1996’da ise Belgrad Ormanları’nda yuva deliğinde bir erişkin gözlenmiştir. AKD: 20 Nisan–25 Mayıs 1989’da Dalyan bölgesinde kullanılan iki yuva tespit edilmiştir. 14 Mayıs 2001’de Akseki’de bir çift, 26 Mayıs 2005’te ise aynı yerde bir meşe kütüğündeki oyukta dişi birey gözlenmiş, yuvada en az iki yavrunun bulunduğu tahmin edilmiştir. KAR: Kızılırmak Deltası’nda 9 Mayıs 1977’de bir yuva deliği bulunmuş, haziran ayında yuvadan uçmuş birkaç yavru kaydedilmiştir. 10 Haziran 1975’te bir aile grubu gözlenmiş ve yumurtlamanın mayıs başında gerçekleştiği düşünülmüştür1. 1992’de yavruların yiyecek isteme ötüşleri 27 Mayıs’ta duyulmuş, yuvadan uçmuş yavrular ise haziranın ikinci haftasında gözlenmiştir2.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de alt kısımları koyu renkli olan ve bazen kahverengimsi tonlar gösteren, ayrıca tepenin arkasından kulak örtülerinin arkasına kadar uzanan siyah banda sahip danfordi alttürü bulunur.
Küçük Yeşil Ağaçkakan
Picus canus, Grey-headed Woodpecker
Lokal olarak nispeten az sayıda sayıda bulunan yerlidir.
Yoğun olarak Batı Karadeniz ve Trakya’da bulunur. Deniz seviyesinden 2300 metrenin üzerine kadar kaydedilmiştir. Özellikle Trakya’da karışık ormanlarda da gözlenmiş olsa da çoğu kayıt ibreli ormanlardandır. Doğu Karadeniz ormanlarında, 1993’te Çamlıhemşin yakınlarında ürediği kanıtlanmıştır15. Ayrıca İkizdere49 ve Ayder50 çevresinde kaydedilmiştir. Çamlıhemşin çevresinde, ağaç sınırının yaklaşık 300–400 metre altına kadar oldukça bol olduğu düşünülmektedir. Akdeniz Bölgesi’nde ise 1989’dan bu yana Akseki’de az sayıda ancak sık gözlenmektedir. Orta ve Doğu Toroslar’ın eteklerinde, Mersin Uzuncaburç’un yukarı kesimlerinde de kaydedilmiştir51.
8 ve52, 1850–1900 yılları arasında İstanbul Boğazı civarında bulunduğunu belirtmiş ve bu bölgeden en az bir tahnit örneği alınmıştır53. Şubat 1910’da İstanbul’dan iki örnek, Ağustos 1934’te Bolu Mengen yakınlarından üç, Ekim 1934’te Bolu’dan bir ve 15 Mayıs 1949’da İstanbul Büyükdere’den bir örnek toplanmıştır. Ancak bunların Bulgaristan’dan geldiği düşünülmüştür9. Nisan 1969’da İstanbul Belgrad Ormanları, 12 Mayıs 1967’de Kırklareli Demirköy, 29 Nisan 1972’de Ankara Kızılcahamam ve 31 Ocak 1917’de Kırklareli Mandra yakınlarında kaydedilen bireylerin de hatalı değerlendirildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle Türkiye’deki varlığı uzun süre şüpheli kabul edilmiştir50. Sonrasında kuzeybatı bölgelerdeki varlığı doğrulanmış ve Adana Pozantı’da 18 Haziran 1964, Mersin Gülek’te 13 Nisan 1965, Zigana Geçidi’nde 30–31 Ağustos 1971 tarihlerindeki kayıtlar daha güvenilir bulunmuştur. 1988–1990 yıllarında Istranca Dağları’nın Bulgaristan tarafında yapılan çalışmalarda, 5 kilometrelik karelerin %35’inde bu türün bulunduğu tespit edilmiştir31.
Üreme
Yuvalama alanı: Trakya ve Karadeniz bölgesinde yaşlı kayın ormanlarında bulunur. Akdeniz bölgesinde özellikle açık çam ormanlarında gözlenmiştir.
Yuvası: Bilinen yuvaları yaşlı kayın ağaçlarında yuvalar.
Yumurta sayısı: Türkiye’de yumurta sayısı bilinmemektedir. Diğer ülkelerde olağan yumurta sayısı 4-5’tir.
Üreme dönemi: Yumurtlama nisan ortasında başlar, yavrular haziran başında çıkar. KAR: Çamlıhemşin-Ardeşen bölgesinde yaygın olarak üremektedir ve neredeyse her gün duyulmaktadır. 3 Mayıs 1993’te Çamlıhemşin-Ardeşen arasında, yaklaşık 37-40 metre uzunluğundaki bir kayın (Fagus orientalis) ağacının 27 metre yüksekliğinde bir yuvada iki erişkinin 3-4 saatlik vardiyalarla kuluçkaya yattığı gözlenmiştir. 8 Haziran’da ise erişkinlerin sık sık yuvayı ziyaret etmesi, yumurtaların çatladığını göstermiştir15. AKD: Akseki çevresindeki açık çam ormanlarında nisan ve haziran ayları arasında gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Yeşil Ağaçkakan
Picus viridis, European Green Woodpecker
Yaygın olarak ve yer yer çok sayıda bulunan yerlidir.
Ülkenin büyük bölümünde, hem yaprak döken hem de muhtemelen daha sık olarak ibreli ormanlarda, nispeten lokal bir yerli türdür. Genellikle 700 ile 1900 metre arasında görülür. Ancak Doğu Karadeniz Dağları’nda ve Toroslar’da ara sıra 2200 metreye kadar çıktığı kaydedilmiştir. Bazı bölgelerde kayıtların gösterdiğinden daha bol olabilir. Nitekim Istranca Dağları’nın Bulgaristan tarafında yapılan bir araştırmada, sayım yapılan 5 kilometrelik karelerin %91’inde bu türe rastlanmıştır31.
Sonbaharda Van Gölü Havzası’ndan iki kayıt vardır [54; L. J. Dijksen ve L. C. van Beckhoven]. Güneydoğu Anadolu’da ise doğuda Siirt’e kadar üç kez kaydedilmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Yaprak döken ve ibreli ormanlarda ürer.
Yuvası: Ağaçlara açtığı kovuklarda yuvalar. Belgrad Ormanı’nda diğer ağaçkakan türlerine kıyasla yuvalarını daha alçakta yapma eğilimindedir38.
Yumurta sayısı: Türkiye’den veri yoktur. Türkiye dışındaki gözlemlere göre olağan yumurta sayısı 5-7’dir.
Üreme dönemi: İlk yumurtalar nisan ayında bırakılır, yavrular haziran sonu ve temmuzda yuvadan çıkar. MAR: 1993 yılında Kocaçay Deltası’nda yapılan çalışmada 31 hektarlık alanda hektar başına 0-29 çiftin ürediği tahmin edilmiştir. 19 Mayıs 1967’de bir yuvada, yavruların yuvanın girişinde beslendiği gözlenmiştir. Bu gözlem, yavruların büyük olduğunu ve ilk yumurtanın 10 Nisan civarında bırakıldığını göstermektedir46. EGE: Temmuz 1966’da genç bireyler erişkinlerle birlikte gözlenmiştir. 1 Haziran 1995’te Marmaris yakınlarında genç bir birey gözlenmiş olup bu kayıt yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiğini göstermektedir. AKD: 15 Temmuz 2004’te Akseki’de genç bireyler kaydedilmiştir. KAR: Kızılırmak Deltası’nda temmuz 1971’de iki yavrulu bir çift ve tek yavrulu iki çift gözlenmiştir1. İÇA: 9 Temmuz 1968’de Porsuk’ta bir aile grubu gözlenmiş, örnek olarak bir genç alınmıştır55.
Alttürler ve Sınıflandırma
Nominat alttürden biraz daha küçük, soluk ve daha az sarı olan karelini alttürü görülür. İran ve Irak’ta yaşayan ve Siirt ile Şırnak’ta bulunması muhtemel olan innominatus alttürünün ise genetik verilere dayanarak ayrı bir tür olabileceği öne sürülmüştür56. Ancak bu alttür ile karelini arasındaki tüy örtüsü farkları yalnızca ince renk tonlarıyla sınırlıdır.
Kara Ağaçkakan
Dryocopus martius, Black Woodpecker
Yaygın olarak nispeten az sayıda bulunan yerlidir.
En çok Doğu Karadeniz’de Sümela ve Borçka’da, batıda ise düzenli olarak Uludağ, Yalova, Yenice Ormanları, Ilgaz Dağları ve çevresinde kaydedilmiştir. Ülkenin kuzey kesimlerinde genellikle 900 metreden başlayarak en az 2000 metreye kadar görülür. Kocaçay Deltası46 ve Trakya’da deniz seviyesine kadar indiği de bilinmektedir. 1988–1990 yıllarında Bulgaristan’da gerçekleştirilen üreyen kuş sayımlarında, 5 kilometrelik karelerin %28’inde kaydedilmiştir31. Toroslar’daki durumu belirsizdir. Yayılışın orta kesimlerinde “nadir ama ara sıra gözlenen” bir tür olarak tanımlanmıştır30. Ancak bu tarihten sonra çok az gözlemci tarafından kaydedilmiştir. Bölgedeki en yeni kayıtlar 1993 ve 1998 yıllarında Gidengelmez Dağları’ndan bildirilmiştir. Mayıs 2008’de ise Osmaniye’nin güneyindeki Zorkun Yaylası’nda, 700 metrede bulunan bir çam ormanında tespit edilmiştir.
Kışın üreme alanının dışına ulaşır, Ankara Kazan’da ve Hacettepe Üniversitesi’indeki kayıtları üreme sonrası dağılmaya işaret eder.
Üreme
Yuvalama alanı: Genellikle yaşlı ormanlarda bulunur.
Yuvası: Türkiye’de dışında yaşlı ibreli ve yapraklı ağaçlarda yuva yaptığı bilinir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de bilinmemektedir.
Üreme dönemi: Türkiye’de bilinmemektedir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Küçük Kerkenez
Falco naumanni, Lesser Kestrel
Yaygın olarak ve nispeten çok sayıda bulunan yaz konuğudur.
Popülasyonun büyük bölümünü barındıran İç Anadolu’da tür, genellikle kasaba, köy ve harabelerde ya da kuru, ağaçsız tarım alanları ile yerleşime kapalı bölgelerde küçük koloniler halinde ürer. Koloniler genellikle 3-5 çiftten oluşur, ancak bazı bölgelerde 20 çiftin üzerine çıkabilir. Tercih ettiği habitatlar çoğunlukla hububat tarlalarının baskın olduğu alanlar ile kuru ve sulak çayırlar, bataklıklar ve bazen yerleşimlere yakın kaya yüzleridir. Bazı koloniler 2600 metre, hatta 3000 metreyi aşan yüksekliklerde bulunur. Orta Anadolu’da rastgele seçilmiş 10 kilometrekarelik 60 alanda yapılan araştırmada, 11 Nisan–15 Mayıs tarihleri arasında 231 yerleşim yeri ziyaret edilmiştir57. Bu çalışmaya göre İç Anadolu’daki toplam popülasyonun 1500–3500 çift arasında olduğu tahmin edilmiştir58. Bu, İspanya’dan sonra dünyanın en büyük ikinci popülasyonunun Türkiye’de olduğunu göstermektedir.
Üreme sonrası dönemde temmuz sonu ve ağustos ayında İç Anadolu’daki toplanma alanlarında 100’den fazla birey kaydedilir. Mogan Gölü gibi bazı alanlarda bu sayı daha da artar. Burada ağustos sonu ile ekim başı arasında 300’ün üzerinde birey düzenli olarak görülmektedir.
İlkbahar göçü mart ortasında başlasa da nisan ortasına kadar yaygınlaşmaz. Buna karşın, 3 Nisan 2004’te Kozanlı Saz Gölü’nde 100 birey kaydedilmiştir. İlkbahar geçişi en azından mayıs ortasına kadar sürer. Sonbahar göçü ise eylül sonunda en yoğun dönemine ulaşır, ancak bazı bireyler ekim sonuna kadar bölgede kalabilir. Temmuz sonu ile ekim başı arasında Türkiye’deki üç önemli göç izleme alanında az sayılarda da olsa düzenli olarak görülür. Türkiye’nin güneyi ve batısındaki bazı alanlarda kışladığına dair güçlü kanıtlar vardır. 27 Kasım 1970’te Akdeniz kıyısında 13 birey kaydedilmiş, 1969’un kasım sonu–aralık başında ise üç lokalitede toplam 18 birey gözlenmiştir. En son kış kayıtları ise Gediz Deltası’ndandır ve burada yalnızca küçük sayılarda bireyler görülmüştür.
Türün Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleri ile Kuzey Anadolu’daki popülasyonları muhtemelen azalmaktadır. Bu bölgelerdeki kolonilerin bir kısmı son 10–30 yıl içinde ortadan kalkmıştır. Buna karşın İç ve Doğu Anadolu’da hâlâ yaygın ve bol olarak üremektedir.
Üreme
Yuvalama alanı: Köylerde ya da çevresi tarla, çayır veya bataklıklarla çevrili izole binalarda yuvalar. Ayrıca duvarlardaki yarıklar, harabeler, taşlar ve kayalıklardaki oyuklar da yuvalama alanı olarak kullanılır. Kolonilerde genellikle 2-30 çift bulunur. Bir çatıda sekizden fazla yuva bulunabilir59.
Yuvası: Çoğunlukla çatı kiremitlerinin, özellikle de çatı sırt kiremitlerinin altına yapılır. Yuva, içinde materyal olmayan, hafif kazınmış bir oyuktur.
Yumurta sayısı: Türkiye’de gözlenen yumurta sayısı 4 yumurta (1 yuvada) ve 5 yumurta (1 yuvada) olarak kaydedilmiştir. Bir yuvada 2 yavru, bir yuvada 3 yavru, iki yuvada 4 yavru ve iki yuvada 5 yavru kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Erişkinler mart sonu ve nisan başında üreme alanlarına döner. Yumurtlama nisan ortasında başlar. Yavrular haziran ortasından itibaren uçmaya başlar. MAR: 14 Haziran 1966’da Susurluk’ta uçmaya başlayan bir yavru, yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiğini göstermektedir. EGE: 23-29 Nisan 2003’te Akköy’deki bir yuva deliğinde bir dişi ve erkek birey görülmüş ancak yumurtlama gerçekleşmemiştir. İzmir’de 3 Mayıs 1967’de bir erkek birey, iki dişiyle çiftleşmiştir. 13-15 Mayıs 1899’da iki kolonide çok sayıda yumurta görülmüş ancak 8-11 Mayıs 1899’da diğer iki kolonide henüz yumurtlama gerçekleşmemiştir60. 12 Mayıs 1980’de Bafa Gölü’nde içinde bir yumurta bulunan tamamlanmamış bir kuluçka kaydedilmiştir39. 12 Mayıs 1970’te Milet’te içinde 5 yavru bulunan bir yuva, yumurtlamanın nisan ortasında gerçekleştiğini göstermektedir. AKD: 4 Mayıs 1951’de çiftleşme gözlenmiş61 ve 5 Mayıs 1987’de Çukurova’da erişkinlerde kur davranışı kaydedilmiştir. İÇA: 25 Mayıs 1975’te Sultansazlığı’nda biri 4, biri 5 yumurtalı iki yuva ve 19 Haziran 1977’de 3 ve 5 yavrulu iki yuva kaydedilmiştir3. 17 Haziran 1977’de 4 yavruyla kaydedilen bir yuva, yumurtlamanın mayıs başında gerçekleştiğini göstermektedir62. 7 Temmuz 1907’de Konya yakınlarında yavrulu birkaç yuva kaydedilmiştir. Yavrular genellikle temmuz ortasında uçmaya başlar; en erken uçuş 19 Haziran 1996’dadır. DOA: Van yakınlarında ve Nemrut Dağı çevresindeki köylerde üreme döneminde erişkinler kaydedilmiş ancak yuva içerikleri hakkında bilgi bulunmamaktadır. GDA: 5 Haziran 1935’te Gaziantep’te içinde 4 yavru bulunan bir yuva63 ve 22 Haziran 1982’de Birecik yakınlarında içinde tüylenmiş yavru olan bir yuva kaydedilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Kerkenez
Falco tinnunculus, Common Kestrel
Yaygın olarak nispeten çok sayıda bulunan yerlidir, kışın göç alır.
Açık tarım alanları, bozkırlar, tepelik ve dağlık alanlar ile ormanlara kadar, 4000 metreye varan yüksekliklerde farklı habitat tiplerinde bulunur.
Göç geçişi Türkiye’nin doğu yarısında muhtemelen daha yoğundur. İstanbul Boğazı ve Belen Geçidi’nde sadece küçük sayılarda birey kaydedilmiştir. Bu gözlemler genellikle ağustos ortasından ekim başına kadar olan dönemde yapılmıştır. Öte yandan, Borçka’da 11–25 Ekim 1977 tarihleri arasında 450 birey sayılmıştır64. Ancak 1976 yılında yine aynı bölgede, 17 Ağustos–10 Ekim arasında yalnızca 30 birey gözlenmiştir. Bu farklılık, göçün en yoğun döneminin sonbaharın sonuna denk geldiğini göstermektedir.
Üreme
Yuvalama alanı: Sıklıkla seyrek ağaçlı açık tarım alanları, ağaçlık çevreler, ağaçsız tepeler, vadili ve kayalıklı dağlık alanlar, eski binalar, harabeler ve taş ocaklarında ürer.
Yuvası: Yarlarda, kaya oyuklarında veya insan yapımı yapılarda yer alır. Genellikle başka türlerin eski yuvalarını kullanır. Yuvada astar bulunmaz. Yuvalar, kaya yarıklarında, basamaklı yamaçlarda, özellikle saksağan ve leş kargası gibi diğer kuş türlerinin eski yuvalarında, bazen cami gibi yapılarda bulunabilir. Örneğin 1879’da İç Anadolu’da bir şah kartal yuvasının altında, ev serçesi ve söğüt serçesi yuvasıyla birlikte bir kerkenez yuvası da tespit edilmiştir65. Türkiye’de ağaç oyuklarında yuvaladığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Yuva, dar ve materyalsiz bir oyuk şeklindedir.
Yumurta sayısı: Genellikle 5 yumurta bırakır. 3 yuvada 5, 1 yuvada 4, 1 yuvada 3 ve 1 yuvada 2 yavru tespit edilmiştir.
Üreme dönemi: Mart ve nisan ayında yumurta koyar, yavrular mayıs ve haziran aylarında gözlenir. MAR: 19 Haziran 1973’te Büyükçekmece’deki bir taşocağında bir çift ve tüylenmiş yavrular kaydedilmiştir. 27 Nisan 1966’da Manyas Gölü’nde kur davranışı gözlenmiştir. EGE: Akköy’de 20 Mayıs 1999’da, bir yuvada 4 küçük yavru ve yeni çıkmış bir yavru bulunmuştur. Yumurtlama tarihi nisan ortasıdır. AKD: 29 Mart 1987’de Köyceğiz-Dalyan’da kur davranışı tespit edilmiştir66. Demirkazık’ta kayalıklardaki yarıklarda uçan bireyler ve içinde yavru bulunan bir yuva gözlenmiştir. KAR: 17 Mayıs 1992’de Kızılırmak Deltası’nda birkaç yuva tespit edilmiştir2. 23 Haziran 2004’te Gelinkaya’da 2 tüylenmiş yavrunun bulunduğu bir yuva, yumurtlamanın nisan sonunda gerçekleştiğini göstermektedir. İÇA: Karapınar’da 24 Nisan 1964’te 2 yumurta bulunan, 9 Mayıs 1964’te ise 5 yumurtalı bir yuva kaydedilmiştir23. 8 Mayıs 1990’da 5 yumurtalı bir yuva bulunmuştur. 30 Mayıs 1993’te Eşmekaya’da gözlenen bir haftalık 5 yavru, yumurtlamanın yaklaşık 17 Nisan’da gerçekleştiğini göstermektedir. GDA: 30 Nisan 1983’te Birecik yakınlarında kuluçkadaki 7 yuva tespit edilmiştir. 7 Haziran 2006’da kayalıklardaki bir yuvada neredeyse tamamen gelişmiş bir yavru gözlenmiştir. 15 Mayıs 2004’te Gaziantep yakınlarında yeni uçmaya başlamış 4 yavru kaydedilmiştir. Bu durum, mart ortasında yumurtlama olduğunu göstermektedir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Aladoğan
Falco vespertinus, Red-footed Falcon
Yaygın ve çok sayıda bulunan geçit türüdür.
İlkbaharda nisan başından itibaren görülür, nisan sonunda sayılar artar ve genellikle mayıs sonunda zirveye ulaşır. Geç kalan bireyler en azından haziran ortasına kadar kaydedilir. Sonbahar göçü ağustos başlarından ekim sonuna kadar sürer. Geç kalan bireyler güney kıyılarında bazen kasım başına kadar görülür. En yoğun geçiş eylül sonu ile ekim başında gerçekleşir. İstisnai olarak, 22–23 Mayıs 1993’te kuzey ve batıdaki çeşitli noktalarda birkaç bin bireyden oluşan sürüler gözlenmiştir. Bunun dışında, Türkiye’nin doğusunda Kızılırmak Deltası ile batıda Marmara Bölgesi’ndeki göller arasında kalan kesimlerinde, sıklıkla 100 bireyin üzerinde sürüler kaydedilmiştir.
Borçka’da tür nadiren gözlenirken, İstanbul Boğazı çevresinde daha yüksek sayılar kaydedilmiştir. Örneğin, 1972 sonbaharında boğazda toplam 391 birey kaydedilmiş, bunların 150’si 29 Eylül’de görülmüştür. 1971’de ise 20’den az birey gözlenmiştir. Aynı noktada temmuz sonuna ait bir kayıt da vardır. 19. yüzyılda, boğazdan daha yüksek sayılarda geçtiği kaydedilmiştir67.
Her ne kadar üremeyle ilgili kesin kanıtlar az olsa da, Güneydoğu Anadolu hariç tüm bölgelerde, özellikle Batı ve Orta Karadeniz’de ve bazıları uygun üreme habitatlarında olan yaz kayıtları vardır (haziran sonu–temmuz ortası). 2016 ilkbaharında Eskişehir Sivrihisar’da bir çiftin yuvalama girişimi gözlenmiştir68.
Üreme
Yuvalama alanı: Bulunan tek güncel üreme kaydı68 Eskişehir Sivrihisar’da Seydi Deresi yakınındaki alan, bir tarafında yoğun tarım yapılan, diğer tarafında ise mera bulunan bir arazidir. Sulanan ve sulanmayan tarım uygulamaları yaygındır.
Yuvası: 24 Haziran 2016’da yapılan gözlemde, büyük ve izole bir Ak Söğüt (Salix alba) ağacındaki eski bir Saksağan (Pica pica) yuvasının kullanıldığı tespit edilmiştir. Başka yerlerde diğer kuşların eski yuvalarında özellikle ekin kargası ve saksağan yuvalarında yuvalar.
Yumurta sayısı: Bu konuda bilgi yoktur. Başka yerlerde genellike 3-5 yumurta koyar.
Üreme dönemi: Başka yerlerde mayıs sonu-nisan başında yumurta koyar. İÇA: Gözlem alanı 24 Haziran 2016’da ziyaret edilmiş ve erişkin kuşlar yuvada aktif olarak gözlenmiştir. Ancak, 23 Temmuz 2016’daki ikinci ziyarette yuva ağacın altına düşmüş halde bulunmuş, alanda erişkin birey, yumurta veya ölü yavruya rastlanmamıştır. Bu durum, türün Türkiye’deki ilk belgelenmiş üreme girişimi olarak kaydedilmiş olsa da, girişim başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 8-14 Mayıs 1876’da Kayseri’de biri sürü görülmüştür30ve biraz daha kuzeyde bir köyde üreme kaydedilmiştir. Bu durumun çok şüpheli olması sadece lokalitenin konumuyla ilgili değil, aynı zamanda türün genelde yaklaşık 2 hafta sonra üremeye başlamasından kaynaklanmaktadır.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Ada Doğanı
Falco eleonorae, Eleonora’s Falcon
Lokal olarak nispeten az sayıda görülen yaz konuğudur.
Ege ve Akdeniz kıyılarında çok nadiren yuvalar. 15 Mayıs 2004’te İzmir Karaburun’da 8 çift kaydedilmiştir. Başta Ege olmak üzere, farklı bölgelerde düzenli aralıklarla yapılan kayıtlar, türün üreme durumunun araştırılması açısından değer taşımaktadır69. Türün başka bölgelerdeki yuvalama dönemi temmuz-eylül arasındadır. 1978’de Marmara Adası’nda 18–21 çiftten oluşan bir koloni tespit edilmiştir70. Çanakkale’de 17 Temmuz 2000’de 8 çiftin “muhtemel üreme” durumunda olduğu not edilmiştir71. Ayrıca, son yıllarda güneybatı kıyıları açıklarında da ürediği doğrulanmıştır. Bununla birlikte, Marmara Adaları’nda Ekim 1994’te yapılan üç günlük araştırmada türe rastlanamamıştır. 1971 yılı ekim başlarında Mersin Gelindere yakınlarında muhtemelen Aydıncık Adaları’nda üreyebilir72.
Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca, genellikle 10 bireyi geçmeyen küçük gruplar hâlinde, tahminen üreme dönemi öncesindeki yaz ziyaretleri sırasında ve göç dönemlerinde düzenli olarak gözlenmektedir. İstisnai yüksek sayılar arasında, 25 Haziran 1994’te Muğla’da 22 birey, 1990 Mayıs sonunda Uluabat Gölü ile Yeniköy arasında 29 birey, 1973 Haziran sonunda Manyas Gölü’nde 30 birey ve 1988 başlarında Bodrum’da kaydedilen 112 birey yer almaktadır73.
Tür üreme öncesi dağılma döneminde üreme alanlarından uzakta kaydedilir. Genellikle kıyı sulakalanları, akarsu kenarları ve kayalık alanlarda görülür; iç kesimlerde ise daha seyrektir. İç Anadolu’da yaz aylarında nadiren rastlansa da, bazı bireyler eylül sonuna kadar kalabilir. Ovalarda ve 1000 metreye kadar olan dağ eteklerinde yaygındır; nadir de olsa 2000 metrenin üzerindeki alanlarda da gözlenmiştir. İstanbul Boğazı’nda ilkbahar ve yaz başlarında seyrek olarak görülse de, ağustos sonundan ekim başına kadar düzenli kaydedilir. Bu bireylerin Marmara’daki üreyen popülasyonlara ait olduğu sanılmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde dört kayıt mevcuttur; bunların en doğudaki Rize’dendir. Benzer şekilde, Sivrikaya ve Doğu Anadolu’dan da birkaç gözlem kaydedilmiştir. Doğu Anadolu’daki üç yeni kayıttan biri, 2 Ekim 1980’de Kars Tuzluca’da dört bireylik bir grubun gözlenmesidir. Güneydoğu Anadolu’dan ise Birecik, Cizre, Diyarbakır ve Gaziantep’ten toplam on kayıt bildirilmiştir.
Üreme
Yuvalama alanı: Türkiye’den veri bulunmamaktadır. Diğer bölgelerde çıplak kayalıklarda, yarıklarda ve yarlarda, özellikle adalarda yuvalar.
Yuvası: Kayalık alanlara yapılan yuva basit bir oyuktur, içi astarlanmaz.
Yumurta sayısı: Genellikle 2-3 yumurta bırakır.
Üreme dönemi: Yumurtlama temmuz sonunda gerçekleşir. Yavrular ağustos sonunda çıkar ve eylül sonu ile ekim başında yuvayı terk eder. Bu geç dönemdeki üreme, avladığı kuşların sonbahar göçüne denk geldiği için yavrulara bol besin sağlar.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Gri Doğan
Falco concolor, Sooty Falcon
Rastlantısal konuktur.
24 Mayıs 1973’te Birecik’te biri açık, diğeri koyu donlu iki birey gözlenmiş ve bu bireyler ayrıntılı şekilde tanımlanmıştır74. Aynı lokaliteden iki daha yeni kayıt bulunmaktadır: biri 15 Haziran 1999, diğeri ise 6 Temmuz 2001 tarihlidir71. Buna ek olarak, 4 Temmuz 1976 akşamı Birecik yakınlarında yarasa avlarken gözlenen ve koyu donlu bir Ada Doğanı olarak tanımlanan bireyin Gri Doğan olma olasılığı da bulunmaktadır [75; @kasparek1986]. 1 birey “Milleyha ve sahil şeridi” alanında (Hatay) 23 Temmuz 2021 tarihinde E. Yoğurtçuoğlu tarafından kaydedilmiştir.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Yuvalama bölgesi Kızıldeniz çevresi, Hürmüz Boğazı çevresi ve Kuzeydoğu Afrika çölleridir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Monotipik bir türdür.
Boz Doğan
Falco columbarius, Merlin
Yaygın olarak nispeten çok sayıda görülen kış konuğudur.
Türkiye’nin tamamında yaygın olarak bulunur. Özellikle Orta ve Batı Anadolu’da kışlayan bireylerin sayısı daha fazladır. Genellikle eylül ortasından nisan ortasına kadar kaydedilir. Bununla birlikte, Trakya’da mayıs başına kadar kalabilen bireyler olduğu gibi, istisnai olarak 20 Temmuz gibi erken bir tarihte Boğaziçi’nde gözlenmiş bir kayıt da mevcuttur. Uygun sulakalanlarda, özellikle Karadeniz ve İç Anadolu’da görülür. Toroslar’ın güneyinde ise görece nadirdir.
Başlıca yırtıcı göçü izleme noktalarında ekim sonlarında nadiren kaydedilir. Bununla birlikte 1977 yılı ekim ortası ile sonu arasında Borçka’da 21 birey kaydedilmiştir64. 2002 sonbaharında Batum’da gözlenen toplam 972 birey ise türün Doğu Karadeniz üzerinden gerçekleştirdiği göçün düşündüğümüzden çok daha yaygın olduğunu göstermektedir76.
Üreme
Türkiye’de yuvalamaz. Avrasya ve Kuzey Amerika’nın kuzey bölgelerinde yuvalar.
Alttürler ve Sınıflandırma
En yaygın görülen alttürün, Avrupa ve Kuzeybatı Sibirya’da üreyen ve kış aylarını Kuzey Afrika’ya kadar uzanan bölgelerde geçiren aesalon olduğu düşünülmektedir. Ancak Tring Doğa Tarihi Müzesi’ndeki Hume Koleksiyonu’nda, İzmir’den geldiği belirtilen bir dişi örnek (85.8.19.2483), Orta Kuzey Sibirya’da yuvalayan ve Kuzeydoğu Afrika ile Orta Doğu’da kışlayan insignis alttürüne ait olabilir63 (; G. M. Kirwan kişisel gözlem). Öte yandan, Orta Asya bozkırlarında yuvalayan pallidus alttürü, Trabzon’dan toplanmış bir örnekle belgelenmiştir41 ve bu form Malatya yakınlarında kışlayan bireylerden biri olabilir.
Delice Doğan
Falco subbuteo, Eurasian Hobby
Oldukça yaygın olarak ve çok sayıda bulunan yaz konuğu ve geçit türüdür.
Genellikle az ağaçlı ovalar, bozkırlar ve dağlık bölgelerdeki açık alanlarda 2800 metreye kadar olan yüksekliklerde kaydedilir; yalnızca iki kayıtta 4000 metreye ulaşmıştır. Ayrıca korular, küçük ağaçlandırma sahalarındaki açıklıklar, orman içi açıklıklar, ibreli ve yaprak döken ormanlar; ovalar, tepelik ve dağlık bölgeler, nehir kenarındaki plantasyonlar, tarım alanları ve kavaklıklarda da ürer. Ankara’da bahçelerde düzenli olarak ürediği bilinmektedir; buradan 1945 yılına ait iki çiftin üreme kaydı mevcuttur59.
Çoğunlukla nisan ortasından ekim başına kadar görülür, ancak mart ortasından ekim sonuna kadar da kaydedilmiştir. Zonguldak Çatalağzı’ndan bildirilen 1940’lı yıllara ait bir aralık kaydı vardır77, ancak bu gözlemin hatalı olması muhtemeldir.
İlkbahar göçü mart ortasında başlar ve genellikle mayıs ortasında sona erer; mayıs sonuna kadar az sayıda birey hâlâ geçiş yapabilir. Ana göç izleme noktalarında genellikle düşük sayılarda kaydedilmiştir. 1976 sonbaharında Borçka’da 189 birey sayılmış78, 2002 sonbaharında ise Batum’da toplam 910 birey kaydedilmiştir.
Üreme
Yuvalama Alanı: Ağaç üzerindeki eski kuş yuvalarıdır. Ağaçlarda, özellikle diğer kuşların eski yuvalarını kullanarak ürer. Türkiye’de yalnızca leş kargası yuvalarını kullandığı kaydedilmiştir. Ancak ekin kargası ve saksağan yuvalarını da kullandığı tahmin edilmektedir. Muhtemelen balıkçıl ve kara çaylak gibi türlerin ağaç üzerindeki yuvalarını da kullanır. Yuvaya herhangi bir materyal eklemez.
Yuvası: Diğer türlere ait eski yuvaları kullanır ve içine yuva materyali eklemez.
Yumurta sayısı: Türkiye’den veri yoktur. Diğer bölgelerde genellikle 3, nadiren 2 yumurtayla kuluçkaya yattığı bilinmektedir.
Üreme dönemi: Yumurtlama haziran ortasında başlar, yavrular temmuz ortasında çıkar. Yavrular genellikle ağustos ortasında yuvadan ayrılır. Gözlemler çiftleşmeden birkaç hafta önce yuvayı sahiplendiğini ve bu dönemde oldukça gürültülü ve dikkat çekici olduğunu göstermektedir. Kuluçka döneminde ise oldukça sessizdir. Mayıs ayındaki yuvaların genellikle boş olması bu davranış modelini desteklemektedir. MAR: 6 Mayıs 1997’de Beykoz’da bir çift yuvada gözlenmiş, 24 Haziran 1973’te Keşan’da yuvaya yiyecek taşıma davranışı kaydedilmiştir. 14 Ağustos 1966’da Çamlıca’da çam, meşe ve çalılıklar arasındaki bir iğne yapraklı ağaçta yer alan yuvada dört yavru bulunmuş, bu yavrulardan biri 2 Eylül’de, diğer üçü ise 4 Eylül’de yuvadan ayrılmıştır. Bu durum, yumurtlamanın haziran sonu veya temmuz başında başladığını göstermektedir. EGE: 20 Ağustos 1996’da Kuşadası’nda bir genç birey görülmüştür. AKD: 10 Mayıs 1987’de Çukurova’da kur davranışı sergileyen bir çift gözlenmiştir22. 8 Mayıs 1992’de Demirkazık yakınlarında bir yuva tespit edilmiştir. KAR: Kızılırmak Deltası’nda 7 Temmuz–6 Ağustos 1971 tarihleri arasında 12 aktif yuva kaydedilmiştir. Bu yuvalardan birinde 27 Temmuz 1971’de yumurta görülmüş, 29 Ağustos 1984’te ise bir erişkinin genç bireye yiyecek taşıdığı gözlenmiştir1. 1992’de bölgedeki popülasyonun 23 çifti Yörükler Ormanı’nda olmak üzere toplamda 45–50 çift olduğu tahmin edilmiştir. En az beş aktif yuvanın ağaç üzerinde olduğu belirtilmiştir. Bu yuvalardan biri 17 Mayıs 1992’de bulunmuş, ancak 10 Haziran’da yuvadan ses gelmemiştir2. Bu durum, kuluçkanın henüz başlamadığını göstermektedir. Aynı bölgedeki İspir’de 11 Mayıs 1986’da yuvada erişkinler görülmüş, 15 Haziran 1987’de üreme teyit edilmiştir. Gelinkaya’da 1992 Eylül başlarında erişkinlerin yuvaya yiyecek taşıdığı gözlenmiştir79. DOA: 30 Mayıs 1969’da Edremit’te kur davranışı sergileyen bir çift gözlenmiş, 26 Haziran–2 Temmuz 1987’de aynı bölgede yuva yapım süreci gözlenmiştir. Haziran 1987 başlarında Çatak’ta üreme kesin olarak kaydedilmiştir. 19 Mayıs 1935’te Malatya yakınlarında bir yuva bulunmuştur63. 18 Haziran 2004’te Güzelsu yakınlarında yaklaşık 12 m yüksekliğindeki kavaklıktaki bir ekin kargası yuvasından havalanan bir birey kaydedilmiş, aynı alanda başka bir çiftin sesi duyulmuştur. Yuva kontrol edilmemiştir ancak kuluçkanın başlamadığı tahmin edilmektedir. Bu durum erken yumurtlama ya da tamamlanmamış kuluçkaya işaret edebilir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de nominat alttürü bulunur.
Bıyıklı Doğan
Falco biarmicus, Lanner Falcon
Lokal olarak az sayıda bulunan yerlidir.
Türkiye’de üreyen bir tür olarak ilk kez 1933’te Ilgaz Dağları’ndan kaydedilmiş ve bu kayıt80 tarafından teyit edilmiştir. Ancak türün üreme durumu ve yayılışı hâlâ tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Geçmişte büyük ve orta boy doğanlarla, özellikle uludoğan, gökdoğan ve açık donlu ada doğanı ile sıkça karıştırıldığı için, bildirilen kayıtların önemli bir kısmının hatalı olabileceği düşünülmektedir. Trakya’da bulunmadığı, Trakya dışındaki bölgelerde ise nadir yerli bir tür olduğu kabul edilmektedir. Karadeniz’de çok lokal bir yayılışa sahiptir. Genellikle kıraç bozkırlarda ve ağaçsız dağlık alanlarda görülür, nadiren 3000 metreye kadar ulaşan ağaçlı bölgelerde de kaydedilmiştir.
Tüm ülkede göç döneminde ve kış aylarında üremeye kıyasla daha yaygın olmakla birlikte, genel olarak nadir bir türdür. Ana göç izleme alanlarında eylül ortasından ekim ortasına kadar gözlenmiştir. Kışın daha çok kıyı alanlarında ve sulakalan çevrelerinde görülür.
Doğancılar için yumurta ve yavruların toplanmasından dolayı, popülasyonu çok düşük seviyededir. Bıyıklı ve Ulu Doğan, doğancıların özel ilgisini çeker ve üreyen erişkinler, yavruları ile yumurtaları kaçakçılar tarafından hedef alınır. Muhbir köylüler, profesyonel yakalayıcılar ve kaçakçılar, yerleşen bireyler üzerinde ciddi bir baskı oluşturur. Bu baskı sonucunda, yerleşen ve üreyen çiftler birkaç yıl içinde tespit edilmekte ve yasadışı yollarla yakalanarak yurt dışına kaçırılmaktadır. Bu nedenle, yeni yerleşen bireyler çoğunlukla kısa sürede ortadan kaybolmaktadır.
Üreme
Yuvalama Alanı: Yarların ve kayalık katmanların olduğu açık alanlarda ürer. İç Anadolu’da, Sarıyar Barajı’ndaki kayalıklarda ve Beypazarı’nın kuzeyindeki 100 m yükseklikte ve 1 km uzunluğundaki vadinin kayalıklarında birer çift üremiştir81. Yuvası: Türkiye’den veri yoktur. Diğer bölgelerde yuvası yalnızca hafif kazılmış bir çukurdur ve yuva materyali içermez.
Yumurta sayısı: Diğer bölgelerde genellikle 3-4 yumurta ile kuluçkaya yatar.
Üreme dönemi: Nisan ayrında yumurta koyar. Yavrular mayıs ayı başında çıkar. İÇA: 8 Mayıs 1961’de Karapınar yakınlarındaki kayalıklarda içinde üç 10 günlük yavru ve henüz çatlamamış bir yumurta bulunan bir yuva kaydedilmiştir23. Bu kayıt, yumurtlamanın 3 Nisan civarında başladığını göstermektedir. Aynı bölgede, 8 Nisan 1984’te Kızılcahamam’daki kayalıklarda iki erişkin birey, 12 Mayıs 1984’te ise bir çift gözlenmiştir4.
Alttürler ve Sınıflandırma
Türkiye’de feldeggi alttürü bulunur.
Ulu Doğan
Falco cherrug, Saker Falcon
Nispeten yaygın ancak az sayıda bulunan yerlidir. Kışın göç alır.
Üreme döneminde genellikle yüksek rakımlı, kıraç ovalarda ve bu alanlara yakın dağlık bölgelerde bulunur. Önceleri, muhtemelen 1966’ya kadar Ege ve Marmara’da yuvalamıştır. 1875’te İstanbul çevresinde yuva yaptığı, 1950’lerin ortalarına kadar da şehir yakınlarında düzenli olarak gözlendiği bilinmektedir9.
Göç döneminde, özellikle sonbahar ve kış aylarında tüm ülkede biraz daha yaygın olarak gözlenir. Üç ana göç izleme noktasında, ağustos ortasından ekim ortasına kadar kaydedilmiştir.
Bıyıklı ve ulu doğan, doğancıların özel ilgisini çeken türlerdendir. Bu nedenle, üreyen erişkinler, yavrular ve yumurtalar kaçakçılar tarafından hedef alınır. Muhbir köylüler, profesyonel yakalayıcılar ve kaçakçılar yerleşen bireyler üzerinde ciddi bir baskı oluşturur. Bu baskı sonucunda, yerleşen ve üreyen çiftler birkaç yıl içinde tespit edilmekte, yasadışı yollarla yakalanarak yurtdışına kaçırılmaktadır. Dolayısıyla, yeni yerleşen bireyler genellikle kısa sürede kaybolmaktadır.
Üreme
Yuvalama Alanı: Sıklıkla Orta Anadolu’daki kuru, açık bozkırlar ve geniş vadilerin yakınındaki kaya yarlarında, doğudaki yüksek vadilerdeki koyak ve yarlarda yuvalar. Yuvasını yüksek kayalıklardaki girinti ve çıkıntılara yapar. Tuz Gölü’nde eski ve uzak bir adada zeminden 3 metre yüksekte bir yuva da kaydedilmiştir. Aynı zamanda eski kızıl şahin yuvalarına da yuva yapar. Macaristan’da ağaç üzerine yuva yaptığı bilinmekle birlikte, Türkiye’den bu konuda bir kayıt yoktur.
Yuvası: Yalnızca hafifçe kazılmış bir çukurluktur ve içinde yuva materyali bulunmaz. Bazı yuva yerleri ardışık yıllarda tekrar kullanılır.
Yumurta sayısı: Türkiye’de birery yuvada 3 ve 4 yumurta kaydedilmiştir. 4 yuvada 1 yavru, 2 yuvada 2 yavru, 2 yuvada 3 yavru, 1 yuvada 4 yavru ve 1 yuvada 5 yavru kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Mart ortasında ürer. Nisan ayından itibaren yumurta koyar, yavrular mayıs ayından itibaren görülür. KAR: 26 Haziran 1978’de Merzifon’da bir yavru, 18 Ağustos 1989’da İspir’de 2 erişkin ve 1 yavru gözlenmiştir. Ayrıca, Tring Doğa Tarihi Müzesi’nde bulunan ve 22 Nisan 1872’de Türkiye’den toplanmış olduğu belirtilen 4 yumurta kaydı vardır. İÇA: 1966’da Tuz Gölü’ndeki bir çiftin en az 1, 1967’de ise 2 yavruyu aynı anda büyüttüğü, 1968 ve 1969 yıllarında da erişkinlerin aynı bölgede bulunduğu kaydedilmiştir. Aynı adada açılmamış yumurtalar ve 3 yavru görülmüştür. 31 Mayıs 1971’de yaklaşık 25 günlük olan bu yavrular, yumurtlamanın yaklaşık 7 Nisan’da başladığını göstermektedir. 9 Mayıs 1975’te Şereflikoçhisar’ın kuzeyindeki bir yuvada bulunan yavru, yumurtlamanın mart sonunda olduğunu işaret etmektedir. 1 Haziran 1972’de Hasan Dağı’ndaki bir oyukta gözlenen 3 haftalık yavru, yumurtlamanın 11 Nisan’da başladığını göstermektedir. 7–30 Haziran 1977’de Ankara’nın doğusundaki iki yuvada sırasıyla 2 ve 4 yavru bulunmuştur35. 26 Nisan 2007’de Karadağ’da, hafif kazılmış geniş bir kaya çıkıntısı üzerindeki yuvada 10 günlük 5 yavru; 6 Mayıs 2007’de Yeşilhisar yakınlarında 3 haftalık 3 yavru bulunan bir yuva kaydedilmiştir. 25–26 Nisan 1980’de Konya yakınlarında erişkin bireylerin yuvaya birkaç kez indiği gözlenmiştir. 27 Nisan 1968’de Karapınar’ın doğusunda bir çift kaydedilmiştir. 22 Temmuz 1971’de Ürgüp yakınlarında 2 yavrulu bir erişkin, 21 Haziran 1990’da Selima’da gözlenmiştir. DOA: 10 Mayıs 1970’te Tutak ile Namur arasında bir yuva kaydedilmiştir. 1 Haziran 1971’de Erciş’te muhtemel bir yuvanın yakınında kızıl şahini kovalayan iki erişkin gözlenmiştir. 9 Haziran 1975’te Ahtamar Adası’nda yuvaya yiyecek taşıyan erişkinler, 6 Haziran 2002’de Doğubayazıt ile Karabulak arasında bir yuvada 2 yavru kaydedilmiştir. GDA: 8 Nisan 1971’de Fırat Nehri’nin Suriye sınırına yakın kesimlerinde 3 yumurtalı bir yuva gözlenmiş, yuvada kuluçkaya yatan dişinin av yakalayan erkeğe yemeği bıraktığı kaydedilmiştir. Aynı yuvanın altında 4 çift söğüt serçesi üremiştir72.
Alttürler ve Sınıflandırma
Nominat alttür bulunmaktadır.
Gökdoğan
Falco peregrinus, Peregrine Falcon
Yaygın olarak çok sayıda bulunan yerli ve göçmendir.
Yaygın, lokal olarak yerli ve kısmen göçmen bir türdür. Ege, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde daha sık görülür. Genellikle 800 metrenin üzerindeki tepelik ve dağlık bölgelerde ürer ancak bazı bölgelerde deniz kıyısındaki kayalıklarda da yuvalar.
Üreme dönemi dışında daha dağınık yayılır ve batı bölgelerindeki kıyısal ovalarda sık sık gözlenir. Muhtemelen daha kuzeyden gelen bireyler kış döneminde Türkiye’ye ulaşır. Ana göç izleme noktalarında az da olsa kaydedilmiştir; bu gözlemler 22 Ağustos ile 21 Ekim tarihleri arasındadır.
Üreme
Yuvalama Alanı: Tepelik ve dağlık alanlarda, deniz seviyesinden 2800 m’ye kadar olan yüksekliklerde yuvalar. Akdeniz kıyılarındaki kayalık alanlardan Aladağlar’a kadar geniş bir yükseklik aralığında üreyebilir. Yuvasını kayalıklardaki çıkıntılar, oyuklar ve vadilerde yapar.
Yuvası: Yuva, herhangi bir malzeme kullanılmadan oluşturulan sığ bir çukurluktur.
Yumurta sayısı: Türkiye’deki yuvalarda yumurta sayısına dair veri bulunmamaktadır. Diğer ülkelerde genellikle 3-4 olmak üzere 2-6 yumurta bırakır. 1 yuvada 2, başka bir yuvada 3 yavru kaydedilmiştir.
Üreme dönemi: Türkiye’deki veriler sınırlı olsa da, yumurtlamanın mart sonu-nisan, yavruların uçmasının ise mayıs sonu-haziran arasında olduğu anlaşılmaktadır. Yumurtadan çıkan yavru yaklaşık iki ay sonra yuvadan uçmakta, ebeveynlerinden ise iki ay sonra tamamen ayrılmaktadır. MAR: 1970’te Uludağ’da 4 bireyden oluşan olası bir aile grubu ağustos ortasından eylül sonuna kadar gözlenmiştir. Bu durum, yumurtlamanın mart ortasında gerçekleştiğini düşündürmektedir. EGE: 16 Mayıs 1987’de Adrasan kıyı kayalıklarında 2 çift yuva yapmıştır. 13 Nisan 1971’de Gelindere’nin batısındaki kıyı kayalıklarında bir yuvada yaklaşık 14 günlük 3 yavru gözlenmiştir, bu da yumurtlamanın şubat sonunda başladığını göstermektedir. AKD: 23 Mart 1993’te Taşucu’nun kuzeyindeki kayalıklarda kur yapan bir çift, 15 Nisan 1993’te Aydıncık’ın doğusunda üreme alanını savunan bir çift kaydedilmiştir. KAR: 21 Nisan 1993’te Çat’ta iki erişkinin bir kaya kartalına saldırgan davranış gösterdiği kaydedilmiştir. İÇA: 25 Mayıs 1992’de Hasan Dağı’nda, yüksek kayalıklarda içinde 3-4 haftalık iki yavru olan bir yuva kaydedilmiştir. Bu tarih, yumurtlamanın mart sonunda başladığını göstermektedir. 3 Haziran 1970’te Ürgüp’te kayalık alanda daireler çizen bir dişi gözlenmiş, 22 Temmuz 1970’te aynı bölgede tüylenmiş bir yavru kaydedilmiştir. DOA: 25–30 Mayıs 1992 tarihleri arasında Van civarında 11 erişkin gözlenmiş, bunlardan iki çifti uygun üreme habitatında kur davranışı sergilemiştir. GDA: 3 Temmuz 1970’te Birecik’te bir yuva, 26 Mart 1973’te Karkamış’ta içinde bir yumurta bulunan başka bir yuva kaydedilmiştir. Ancak bu yumurtanın kuluçkaya ulaşmadığı düşünülmektedir. 15 Haziran 1996’da Işıklı’da yiyecek taşıyan bir erişkin gözlenmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Tüm ülkede üreyen yerli popülasyon brookei alttürüne aittir. Uzun mesafe göçmeni olan peregrinus ve calidus alttürleri göç döneminde ve kışın Türkiye’de bulunur82. Ortadoğu’da görülen pelegrinoides alttürüne ait Türkiye’deki tek kesin kayıt, 12 Haziran 2012’de Van Çaldıran’da M. Zenginer ve S. Bekir tarafından fotoğraflanan genç bireydir. Van Gölü ve doğusunda gökdoğan nadir görüldüğünden, Kuzey İran’da üreyen kızıl enseli doğanların (pelegrinoides) bu bölgeyi sıklıkla ziyaret etmesi olasıdır. Bu alttür ilk kez Ağustos 1990’da Birecik’te yapılan bir gözlemle gündeme gelmiş83, Haziran 1994’te ise aynı alanda H. Shirihai ve Francis tarafından kaydedilmiştir.
İskender Papağanı
Psittacula eupatria, Alexandrine Parakeet
Lokal ve çok sayıda bulunan yerlidir. Kafes kaçkınıdır.
Türkiye’de artık iyice yerleştiği düşünülen egzotik bir türdür. İlk kez 20 Şubat 1998’de Ankara’da, yeşil papağanlarla birlikte geceleyen küçük bir grup içinde bir birey kaydedilmiştir84. Daha sonra, 2003 ve 2004 yıllarında İstanbul’da ürediği tespit edilmiştir. Bunun dışında güneybatıda ve Güneydoğu Anadolu’da, Mayıs 2004’te Diyarbakır’da gözlenmiştir. Birçok gözlemcinin yeşil renkte bir papağan gördüğünde bunu doğrudan yeşil papağan olarak tanımlaması nedeniyle, bu türün sanıldığından daha yaygın olması mümkündür.
Üreme
Yuvalama Alanı: Ağaç kovuklarında ya da benzeri korunaklı alanlarda yuvalar.
Yuvası: Türkiye’deki gözlemler, ağaç kovuklarının kullanıldığını göstermektedir.
Yumurta sayısı: Türkiye’de bilinmemektedir.
Üreme dönemi: İncelenmemiştir. MAR: 2003 yılında İstanbul Topkapı Sarayı’nda türün ürediği, yuvası ve yavrusunun fotoğraflandığı kaydedilmiştir. Aynı yıl, 15 Ekim’de İstanbul Gülhane Parkı’nda bir çift gözlenmiş, dişinin bir ağaç kovuğuna girdiği ve erkeğin saldırgan biçimde bir leş kargasına daldığı rapor edilmiştir.
Alttürler ve Sınıflandırma
Hangi alttürün olduğu bilinmemektedir.
Yeşil Papağan
Psittacula krameri, Rose-ringed Parakeet
Lokal ve çok sayıda bulunan yerlidir. Kafes kaçkınıdır.
Ülkemizde ilk kez Haziran 1990’da Göksu Deltası’nda ve Eylül 1991’de İstanbul’da kaydedilmiş25, ancak daha sonra 1975 ve 1976 yıllarında Ankara’dan da erken kayıtların olduğu anlaşılmıştır85. Ardından Boyla ve arkadaşları, bu kaçak türün Türkiye’deki durumunu ortaya koyan kapsamlı bir değerlendirme yapmış ve türün İstanbul’da en azından 1990 Mart’ından itibaren bulunduğunu, İzmir’de ise muhtemelen 1950’lerden bu yana görüldüğünü belgelemiştir. Bu süreci takiben, türün sayılarında hızlı bir artış yaşanmış ve yayılış alanı belirgin biçimde genişlemiştir71. Günümüzde tür, batı ve orta bölgelerdeki tüm büyük şehirlerde görülmektedir. İstanbul’da en fazla 450, İzmir’de 250 bireyden oluşan sürüler kaydedilirken, Ankara’da en yüksek sayı 35 bireydir. Ayrıca, kırsal bölgelerde de birkaç kaydı mevcuttur. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da, doğuda Diyarbakır ve Cizre’ye kadar pek çok yerleşimde görülmektedir.
Üreme
Yuvalama Alanı: Diğer bölgelerde olduğu gibi Türkiye’de de kovuklara yuva yapar. Yuva genellikle ağaç kovuklarında, bazen kaya oyuklarında veya binalardaki deliklerde bulunur. Yuva astarlanmaz.
Yuvası: Kovuk içerisine astarsız olarak kurulur.
Yumurta sayısı: Türkiye’den kesin bilgi yoktur. Diğer bölgelerde ortalama yumurta sayısı 4 olup, 3 ile 6 arasında değişmektedir.
Üreme dönemi: MAR: Mayıs 1990’da İstanbul Bebek Arnavutköy’de bir çiftin cami minaresinde yuvaladığı kaydedilmiştir. 31 Mayıs 2001’de İstanbul Gülhane Parkı’nda kullanılan bir yuva bulunmuş ve başka birçok çiftin varlığı koloniyi işaret etmiştir. EGE: 16 Mayıs 1995’te İzmir Bornova’da, eski bir binadaki bir delikte yuvaladığı teyit edilmiştir. İÇA: 1997’de Ankara Eymir Gölü’ndeki koruda bir çiftin büyük ihtimalle ürediği düşünülmüştür84.
Alttürler ve Sınıflandırma
Alttürleri ayrıntılı olarak incelenmemiştir. Ortadoğu’daki çoğu popülasyonun, esas olarak Hindistan Yarımadası’nda yaşayan borealis alttürüne ait olduğu düşünülmektedir86.